AB ilerleme raporu "Barış
Süreci’nin" çökmesinin ardından asayiş durumunun kötüleştiğini belirtirken,
aynı zamanda rapor hükümete uyarılarda bulunuyor. AB, terörle mücadeleyi meşru
görmekle birlikte bu mücadelenin insan hakları, temel özgürlükler ve hukukun
üstünlüğü ilkelerine uygun yürütülmesinin önemine vurgu yapıyor.
Brüksel, barış sürecinin çökmesinden
sonra ufukta yeni bir sürecin görünmediğini kaydediyor.
AB Kürt meselesini yıllardır yakından
takip ediyor. Avrupa’daki büyük Kürt diasporası ve Güneydoğu’daki vahim insan
hakları ihlalleri yıllarca Brüksel-Ankara ilişkilerinde başat bir rol oynadı.
Ancak, Türkiye ile AB arasında Mart
2016’da imzalanan mülteci anlaşmasından sonra Brüksel’in Kürt meselesinde de
eleştiri tonunu düşürdüğünü gösteren işaretler var. İnsan hakları dernekleri
AB’ni 2015 ve 2016’da Cizre, Şırnak ve Sur’da yaşanan ciddi hak ihlallerine
duyarsız kalmakla suçluyor.
İlerleme raporu her yıl olduğu gibi
PKK’nın AB terör örgütleri listesinde olduğunu ve PKK’nın terör eylemlerini
kınadığını kayıtlara geçiriyor. Ancak sonraki satırlarda işkence ve kötü
muamelenin bölgeye geri döndüğü, çok sayıda belediyeye kayyum atandığı,
Hasankeyf’in tarihi dokusunun tehdit edildiğini vurguluyor.
Raporun Güneydoğu bölümünde başa çıkan
başlıklar şöyle:
PKK’nın terör eylemlerine karşı yerel
yetkililer 11 şehrin 47 mahallinde gece sokağa çıkma yasakları ve güvenlikli
bölgeler ilan etti. Bunların sadece bir kısmına son verilmiş durumda.
Gece sokağa çıkma yasakları bölgede
yaşayan 1.8 milyon insanın sağlık ve eğitim hizmetlerine ulaşımını engelleyerek
günlük hayatlarında zorluklara yol açtı.
2015’teki güvenlik operasyonlarında
Cizre, Şırnak ve Sur’da bodrum katlarında ölen sivilllerle ilgili
soruşturmalardan bir sonuç alınamadı.
İnsan hakları dernekleri ve muhalefet
partileri güvenlik güçlerince işlenen vahim insan hakları ihlalleri, işkence,
kötü muamele, keyfi tutuklama ve hukuki hakları kullandırmama gibi vakaları
rapor etmeye devam ettiler.10 vatandaş Hakkari’de işkenceye maruz kaldıkları
için davacı oldu.
Terörle mücadele kanunu çok geniş
yorumlanarak Kürt meselesiyle ilgili çalışan gazeteci ve insan hakları
savunucularına sınırlamalar getirildi. Kürtçe yayın yapan televizyonlarla
dernekler kapatıldı.
STK’lar Hasankeyf’i tehdit eden Ilısu
Barajı’nı eleştirmeye devam etti. Diyarbakır’ın Sur ilçesinin bazı bölümleri
halka hala kapalı tutuluyor. Yerlerinden edilenlerin sadece küçük bir bölümüne
yeni konut tahsis edilebildi.
Yargısız infaz ve kayıp kişilerle ilgili
hala kapsamlı ve tutarlı bir yaklaşım bulunmuyor. 1990’larda kaçırılan
kişilerle ilgili 20 yıl zaman aşımı sınırına kısa bir süre sonra ulaşılacak. 34
kişinin öldüğü 2011’deki Roboski/Uludere davası AİHM’nde devam ediyor.
Kasım 2017 itibariyle 93 belediye
başkanı ya da eşbaşkanı uzaklaştırıldı ya da tutuklandı. Bunların 22’si serbest
bırakılırken 71’I hala tutuklu. Kayyum atanan belediye sayısı 33’ten 99’a
yükseldi.