5 Mayıs 2017 Cuma

AKP İKTİDARI İŞÇİ DÜŞMANLIĞINA DEVAM EDİYOR;Kıdem gitti hedefte .!

Hükümetten kıdem tazminatı ve taşeron işçilere kadro konusunda dikkat çeken açıklamalar geldi. Buna göre eğer işçi fon sisteminden erken ayrılırsa kaybı olacağı kesinleşti. AKP söz verdiği halde kamudaki 750 bin taşeron işçiye kadro sözünü de hâlâ tutmadı. Bu yıl için kadro bekleyen işçilere yine kadro umudu yok.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun yaptığı açıklamaya göre, kıdem tazminatı değişikliğinde taslaklara bu hafta son şekli verilecek. Ardından da işçi ve işveren örgütlerinin görüşleri alınacak. Sonrasında da Meclis’te yasalaşma aşaması başlayacak.
Yenilere mecbur
Mevcut sistemde olup da devam etmek isteyenler yine eski sistemde kalacak. İsteyenler ise yeni oluşturulacak fon sistemine geçecek.
Ancak yeni işe başlayanlar ise oluşturulacak fon sistemine tabi olacak. Müezzinoğlu, sistemden erken çıkanların kaybı olacağını söyledi. Müezzinoğlu, “Velev ki böyle bir baktı sonu itibarıyla ya ben 5 yıl sonraya geldiğimde yüzde 5’lik bir kaybım var ama, 25 yıl kaldığımda yüzde 5’lik de bir artım var, çünkü bu sistem bir süre erken ayrılanda belki bir kayıp getirecek, ama uzun kalanda da mevcuttan daha fazla avantaj getirecek” dedi.
Umut yok
Kamudaki 750 bin taşeron işçi de yıllardan bu yana kadro bekliyor. AKP seçim öncesinde verdiği sözü hâlâ tutmadı. Taşeron işçiler bu yıl içerisinde kadro beklerken Bakan Müezzinoğlu’ndan farklı bir değerlendirme geldi.
Taşeron ve istihdamı ayrı bir paket olarak ele alacaklarını belirten Müezzinoğlu, kadro konusunda da umut vermedi. Müezzinoğlu, şöyle konuştu: “İstihdam için, ne pahasına olursa olsun kamuya gireyim anlayışını çok doğru bulmuyorum. Yani önemli olan her köşede üretebilen olmalı, kamuda ihtiyacı kadarı olacak. O nedenle, ekonomiyi büyüten, ülkeyi krize değil, yarını bugünden daha iyiye götüren bir ekonomi yol haritası bizi rahata ve güvenli geleceğe taşır. O nedenle işte şu kadar personel alacak mısınız, kamuya ne zaman alacaksınız, bizi de... Yani biz artık hayatı yalnız devletin memur koltuğuna veya devletin güvencesine değil, kendi özgüvenimizin güvencesiyle taşımamız zor bir cümle ama, bunu da söyleme ihtiyacını duyuyorum.”