6 Mayıs 2017 Cumartesi

Cumartesi Anneleri: Biz bitti demeden bu dosyalar kapanmaz..!

Kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle Galatasaray Meydanı’nda 632’inci kez bir araya gelen Cumartesi Anneleri ve Cumartesi İnsanları, 1992 yılının Mayıs ayında gözaltında kaybedilen Hüsamettin Yaman ile Mehmet Soner Gül’ün akıbetini sordu. Üzerine kırmızı karanfiller ve barışı simgeleyen beyaz tülbendin bırakıldığı “Failler belli kayıplar nerede” pankartının açıldığı eylemde, gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin konuştu. Ölümlerinin yıl dönümünde Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı anan Bilgin, yıllardır failler bulunsun diye mücadele ettiklerini ancak yargılamaların yapılmadığını söyledi. Dün kardeşi Kenan Bilgin’in dosyasının zaman aşımına uğradığına ilişkin yazı aldıklarını belirten Bilgin, “Kenan’ın nerede alındığı, hangi hücreye konulduğu ve hangi hücrede kaldığı dosyada var. Demek ki dosyalara hiç bakmıyorlar. 20 yıl sonra dosyaları kapatıyorlar” diyerek tepki gösterdi. “Biz bitti demeden bu dosyalar kapanmaz” ifadelerini kullanan Bilgin, bu hukuksuzluğun takipçisi olacaklarını belirti.
‘Vicdanlar her zaman huzursuz’
Yıllardır peşinde oldukları davaların sonlandırılmadığını kaydeden Hüsamettin Yaman’ın ağabeyi Feyyaz Yaman da, “Vicdanlar her zaman huzursuz. Bu mekanlar toplumsal hafızanın belleği olacak. Burayı kazıyamayacaklar. Onlar şiddet ve ölümden yanalar. Öldürdükçe yok oluyorlar. Ama biz yaşıyoruz. Direnenler Newroz’un direngenliği ile yaşayacaklar” dedi.
‘Ölümlerin olmadığı bir gelecek diliyorum’
Her gün ölüm haberleri aldıklarını dile getiren CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise, “Daha dün 2 çocuk yatarken panzer altında kaldılar. Cumhurbaşkanı ve Başbakan’dan hiçbir açıklama gelmedi. Bir telefon bile edilmedi aileye. Daha ne denilebilir ki. Ölümlerin olmadığı bir gelecek diliyorum” diye konuştu.
‘Türkiye yükümlülüğünü yerine getirmedi’
Bu haftaki basın metnini insan hakları savunucularından Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Ümit Efe okudu. Uluslararası hukuka göre, her devletin bir kişinin zorla kaybedildiği iddiası karşısında derhal, titizlikle ve etki altında kalmadan araştırma yapmakla yükümlü olduğunu ifade eden Efe, Türkiye’nin bu yükümlülüğü hiçbir zaman yerine getirmediğini aktardı.