Hayır Kadıköy’ün çağrısıyla çalıştayda
bir araya gelen Kadıköylüler, yola nasıl devam edeceklerini tartıştı. Bir çok
başlıkta yürütülen tartışmada “hayır” sürecinde elde edilen dinamiğin daha da
büyütülmesi kararı alındı
Sendika org'un aktardığı habere göre,
Referandum sürecinin en kitlesel ve en örgütlü meclislerinden biri olan Hayır
Kadıköy önümüzdeki dönem programını çıkarmak için düzenledikleri çalıştayda bir
araya geldi.
Forum referandum sürecinde Hayır
Kadıköy’ün yürüttüğü faaliyetleri özetleyen bir sunumla başladı. Bir çeşit
çalışma raporu denilebilecek bu sunum çalıştay katılımcılarına Kadıköy başta
olmak üzere İstanbul genelinde yarattıkları etkileri göstermenin ve
hatırlatmanın da bir aracıydı.
Her şeyin ince ince düşünüldüğü
çalıştayda Hayır Kadıköy’ün referandum sonrası koordinasyon, toplantılarında
ortaya çıkan fikirlerin derlenerek bir rapor haline getirilmiş, konuşma süresi
ve tartışmalar yapılandırılmıştı.
Birleşik mücadelenin olanakları
sürdürülmeli
Çalıştayda referandum sürecinde elde
edilen ortaklığın sürdürülmesi, önümüzdeki dönemde yapılacak çalışmalarda buna
göre bir dil kullanılması, programın buna göre çizilmesi konusu tartışıldı.
Faşizme karşı demokrasi mücadelesinin “hayır” meclislerinin önümüzdeki dönem
mücadele programının başlıca unsuru olması bir çok katılımcı tarafından gündem
edilirken kimi katılımcılar mevcut komisyonların artırılarak kent, doğa, kadın,
esnaf gibi başlıklarda çalışmaların genişletilmesini önerdi. Bu öneri meclis
genelinde kabul bulmazken bu mücadele alanlarının zaten kendi örgütleri olduğu
ve onlarla dayanışma içinde olunması gerektiği fikri öne çıktı.
“Bu referandumu tanımıyoruz” sözü
amentümüz olmalı
“Gayri meşru referandumu tanımıyoruz”
diyerek 16 Nisan gecesi ilk sokağa çıkan meclislerden olan Hayır Kadıköy’ün
çalıştayına katılanlar o gece edilen “Bu referandumu tanımıyoruz” sözünün her
fırsatta tekrar edilmesi gerektiğini belirtti. Bu iddiadan vazgeçilmemesi
gerektiğini belirtilirken referandum sürecinde kitleleri bir araya getiren
rejim değişikliği tartışmasının da önümüzdeki dönem mücadele hattını belirleyen
çizgi olması gerektiği ifade edildi. Bu bağlamda akademisyen Nuriye Gülmen ve
öğretmen Semih Özakça’nın açlık grevine başlamalarına sebep olan OHAL ve
KHK’lere karşı mücadele için bir örgütlenme önerildi. Kimi katılımcılar ise bu
fikre itiraz ederek meclislerin ana ekseninin “Hayır daha bitmedi” sözünü
örgütlemek gerektiğini diğer başlıklarda ise örgütleyen değil destek veren
olunması gerektiğini söyledi.
Bizi bir arada tutan hareketliliğimiz
Referandum sürecinde “hayır”cıları aktif
ve bir arada tutan olgunun önüne koyduğu işler ve hareketliliği olduğunu
belirten bir katılımcı, en geniş kesimleri kapsayacak etkinlikler yapmaya devam
edilmesi gerektiğini söyledi.
Meclis demokrasisi
Birçok katılımcı meclislerin demokratik
platformlar olmasına dikkat edilmesini n altını çizerek meclis ve koordinasyon
temsilcilerinin düzenli olarak değişmesi, meclislerin bireylerin katılımına ve
kendisini ifade etmesine olanak sağlaması gerektiğini belirtti.
“Meclisleri daha da büyütelim”
Katılımcılar Kadıköy başta olmak üzere
“evet”çilere ulaşmaya çalışmaya devam etmek, “hayır” oyu verenlerin kapılarını
tekrardan çalmak ve İstanbul genelinde bir il çalıştayı yapılması önerisini
diğer meclislere sunma, “hayır” konusunda merkezi kampanyalar üretme,
temsiliyetin dönüşümlü olarak devam etmesi gerektiği konusunda da uzlaştı.