HDP Sözcüsü Osman Baydemir, “194 gündür
6 milyon insanın iradesi ve seçilmişi adalet bekliyor. İç hukuk tükendi,
AİHM’den başka yol kalmadı. AİHM’e haykırıyor, geciken adalet adalet değildir,
ivedilikle karar alınmalıdır” dedi.
dihaber'de yer alan habere göre, HDP’li
vekiller ve bir grup Avrupalı parlamenter, Fransa’nın Strasbourg kenttinde
bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde tutuklu vekiller için
açıklama yaptı. HDP Sözcüsü Osman Baydemir, vekiller Mithat Sancar, Ertuğrul
Kürkçü ve Feleknas Uca ile Avrupa Parlamentosu'nda grubu bulunan birçok siyasi
parti parlamenterinin katılımıyla yapılan açıklamada, AİHM'e tutuklu vekiller
için derhal karar alması çağrısında bulunuldu.
HDP heyeti adına konuşan Parti Sözcüsü
Osman Baydemir, destek veren parlamenterlere tutuklu HDP Eş Genel Başkanları
Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın selamlarını iletip teşekkür ederek
başladığı konuşmasından satırbaşları şöyle:
“Sayın Demirtaş, Yüksekdağ, tutuklu
vekiller, cezaevindeki diğer tüm seçilmişlerimiz, belediye eş başkanlarımız,
sadece kendilerini değil 6 milyonu temsil ediyor. Milyonlarca insanın
iradesiyle göstermiş olduğunuz dayanışma için 6 milyon adına teşekkür ediyoruz.
Türkiye’de neredeyse iki yıldır Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) koruma altına aldığı bütün hak ve
özgürlükler büyük bir baskı altındadır. Bunun en somut göstergelerinden biri de
HDP eşbaşkanlarının ve vekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının ta
kendisidir. Bu kararda hukuki bir zemin yoktur, tamamen siyasi bir karardır;
bir muhalefetin tasfiye edilmesinin aracı olarak kullanılmıştır.
4 Kasım’da siyasi hükümetin darbesiyle
13 milletvekilimiz tutuklanıp cezaevine konuldu. Bütün vekillerimiz hakkında
hazırlanan fezlekeler, vekillerin düşüncelerini ifade ettikleri içindir.
Muhalefetin susturulduğu bir demokrasi olmaz, olsa olsa faşizm olur.
"6 milyon insan adalet
bekliyor"
194 gündür 6 milyon insanın iradesi ve
seçilmişi adalet bekliyor. Adalet için mücadele ediyoruz, çabalıyoruz. Adaletin
gerçekleşmesi için iç hukukta başvurulması gereken tüm başvurular yapıldı,
bütün mekanizmalara başvuruldu. Anayasa Mahkemesi (AYM) başta olmak üzere
hepsine başvuruldu ve bu mekanizmaların hepsi tüketildi. Ama hiçbirinde henüz
sonuç çıkmadı.
Maalesef üzülerek ifadeye edeyim, iç
hukuk yolları, yargı, muhalefeti yok etmenin bir aracı olarak kullanılmaktadır.
Bundan dolayı artık yegane hukuk mekanizması, adaleti mekanizması AİHM
kalmıştır. Başka da yol kalmamıştır. AİHM’de iki temel konuda başvurumuz var.
Bir tanesi, dokunulmazlıkların kaldırılmasının sözleşmeye aykırılığıdır, diğeri
de tutuklamaların sözleşmeye aykırılığıdır.
Çok açık ve nettir, AİHS’nin ek bir
protokolünün 3, 5, 9, 11 ve 18 maddeleri ihlal edilmiş, ihlal edilmeye devam
edilmektedir. Düşünce özgürlüğü, örgütleme özgürlüğü, kişi özürlüğü tamamen 194
gündür ihlal edilmektedir.
AİHM’e haykırıyor, geciken adalet adalet
değildir. Geciktiği her geçen gün telafisi zor acılardır; çünkü vekillerinin
tutuklanması ve yargılanmasının devam etmesi demektir. Vekillerinin düşürülmesi
gibi telafisi imkansız hukuksuzlukların da sürmesi demektir.
Türkiye’de AYM’nin vermesi gereken
kararı vermemesi üzerine, yine AİHM’den henüz karar çıkmamasından kaynaklı,
Figen Yüksekdağ ve Nursel Aydoğan’ın vekilliği ve parti üyeliği düşürüldü.
Telafisi zor hukuksuzlukları getirdi.
Bir kez daha yüksek mahkemeye çağrıda
bulunuyoruz, çağrımızı yeniliyoruz. Başvurumuzun ivedilikle gündeme alınması ve
karara bağlanması ve böylelikle hukuksuzluğun önene geçilmesini talep ediyoruz.
Çünkü Türkiye’de maalesef iç hukuk yolları tıkatılmıştır. Maalesef yargı siyasi
baskı altındadır. Yargı maalesef muhalefetin cezalandırılması ve yok edilmesi
aracı haline gelmiştir.
Bundan dolayı da AİHM’in sözleşmeye
aykırılık kararıyla, Türkiye’de bir kez daha demokrasinin, ifade özgürlüğünün,
hukukun ve adaletin hayat bulmasına katkı sunacaktır.
Barış hiç şüphesiz özgürlükle gelir.
Barış ve özgürlük hiç şüphesiz ancak adaletle korunabilir. Bir kez daha AİHM
önünde adalet için haykırıyoruz.”