7 Mayıs 2017 Pazar

‘İnfaz’: Günay, Dilek, Dilan, Şirin, Yeliz, Taybet ve Sıla…..!

6 Mayıs 2017 sabah saatlerinde İstanbul’da Sıla Abalay (18) polisler tarafından ‘çatışma’ denilerek vuruldu. Medya ise henüz ortada hiçbir bilgi yokken “Örgüt sorumlusu, çatışma” gibi manşetler attı. Son iki yılda aralarında Dilek Doğan ve Dilan Kortak’ında bulunduğu 6 kadının İstanbul’da aynı gerekçe ise yargısız infazla edilirken, Diyarbakır’da ise Taybet Cansin aynı gerekçe ile katledildi. Avukat Oya Aslan, “Kadınların katledilmesi siyasi bir zemine dayanıyor. Sağ yakalayabilecekken katlediyorlar. Katledilmelerini gerektirecek hiçbir durum yok ancak bunu tercih ediyorlar” dedi.
İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinde sabah saatlerinde 18 yaşında Sıla Abalay, bir evde polis tarafından vuruldu. Sıla henüz 18 yaşındaydı ancak hiçbir bilgi olmadan medya “DHKP-C üst düzey sorumlusu öldürüldüğü” manşetleri ile olayı duyurdu. Görgü tanıkları ise Sıla’nın infazedildiğini anlatıyor. İstanbul’da son iki yılda, Günay Özarslan, Dilek Doğan, Şirin Öter, Yeliz Erbay, Dilan Kortak farklı semtlerde benzer şekillerde infaz edildi ve yine medya “Örgüt sorumlusu çatışmada öldürüldü” manşetleriyle gördü. Oysa Dilek’in ortaya çıkan görüntülerinde ‘galoş giyin’ diyen polisler tarafından katledildiğini ortaya koyuyor. Sıla ile birlikte İstanbul’da son iki yılda yargısız infaz edilen kadın sayısı 6’ya yükseldi.
‘Yakalamak yerine öldürüyorlar’
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Avukat Oya Aslan, son bir yılda polis kurşunuyla 6 kadının katledilmesinin politik bir zemine dayandığını söyledi. Yakalanmaları mümkünken polislerin ateş ederek kadınları öldürmesini değerlendiren Oya şunları söyledi: “Katletmeyi gerektirecek hiçbir durum yokken insanları öldürdüler. Bunu da OHAL’e sığdırıyorlar. Şimdi de Sıla için silah kullandı deniyor, diğer kadınlar içinde aynısını söylemişlerdi. Öldürmek için kendine gerekçe yaratıyorlar. Yakalanma durumu yüksekken yakalamayı tercih etmiyorlar. Bu bir politika. Muhalif örgütlerini terörize etmeye çalışıp katlediliyor. Biz olayın ayrıntılarına vakıf olmasak da durumun böyle olduğundan eminiz. Yüzlerce Özel Hareket Polisiyle yapılan operasyonları eğitimli polisler yürüyor, ki eğitim alanları yakalamak olması gerekirken öldürmeyi tercih ediyorlar.”
Sıla’nın öldürülme anına ilişkin ellerinde henüz detaylı bilgi bulunmadığını da aktaran Oya, operasyonların hukuka aykırı olduğunun altını çizdi
Son iki yılda infaz edilen kadınlar ise şöyle:
Günay Özarslan
24 Temmuz 2015’te DHKP-C’ye yönelik operasyonlar kapsamında Bağcılar’daki evi basılan 30 yaşındaki Günay Özarslan, polisler tarafından öldürüldü. Canlı bomba olarak basın yer alan Günay Özarslan, daha önce de çok kez gözaltına alındı, hakkında dava açıldı. Ailesi üyeleri de Günay’ın ‘infaz‘ edildiğini savundu. Olayın ardından açıklamalar yapan avukatlardan Özgür Yılmaz’ın açıklamalarına göre de Günay, infaz edilmişti. Özgür, yaptığı açıklamada, “Polis kapıyı girerek evin içine girdi ve bir odada Günay’ı öldürdü. O esnada evde akrabaları da var. Onlar da olaya şahit oluyorlar ve bunun bir ‘infaz’ olduğunu söylüyorlar” şeklinde konuştu. Günay’ın cenazesi günlerce toprağa verilmedi. Gazi Cem Evi’inde yapılmak istenen törene de defalarca polis saldırmış çok sayıda yurttaşı gözaltına alındı. Günay, CHP ve HDP’li vekillerin araya girmesiyle ancak iki gün sonra toprağa verildi. Olayın üzerinden 2 yıl gibi uzun bir süre geçmesine rağmen Günay Özarslan davasında, Günay’ın ‘canlı bomba’ olduğuna dair hiçbir kanıt bulunamadı.
Dilek Doğan
Dilek Doğan 18 Ekim 2015 tarihinde İstanbul’da Sarıyer’de bulunan ev baskınlarında polislere, ‘Galoş giyin’ dediği için vuruldu. Dilek, 8 günlük hayat mücadelesini 25 Ekim günü tedavi gördüğü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kaybetti. Anne Aysel Doğan olayın ardından Dilek’in vurulma anını şu sözlerle anlatmıştı: “Polisler eve ayakkabı ile girdi. Kızım da ‘galoş giyin, sonra girin’ deyince tartışma çıktı. Silah sesi duydum ve kızım yere yığıldı. Kızımız vurulduktan sonra polislerle itiş kakış yaşadık. Sonra hastaneye getirdik kızımı. Benim kızım canlı bomba değil. Canlı bomba olsa evde mi yatar, neden vurdular?.”
Dilek’i öldüren polis memuru Yüksel Moğoltay hakkında ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’ ve ‘kamu görevlisine ait araç ve gereçleri suçta kullanmak’ suçlarından 20 yıldan 26,5 yıla kadar hapis cezası istenen iddianame İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne görüldü. Mahkeme heyeti Yüksel Moğultay’a “taksirle öldürmek”ten 6 yıl 3 ay hapis cezası verdi.
Şirin Öter ve Yeliz Erbay
Gaziosmanpaşa ilçesine 23 Aralık 2015 tarihinde, Şirin Öter ve Yeliz Erbay isimli kadınlar, Karedeniz Mahallesi’nde bulunan evlerinde polis baskınında yakın mesafeden defalarca sıkılan kurşunlarla öldürüldü. Basına yine ‘terör’ baskını olarak lanse edilen Şirin Öter ve Yeliz Erbay hakkında çok sayıda ölümlerini meşrulaştıracak mahiyette haberler servis edildi. Yeliz Erbay ve Şirin Öter katliamını diğer kadın katliamlarından ayıran en önemli ayırt edici özelliği ise bu iki kadının katledilmiş biçimi. Yakın mesafeden ateş edilen Yeliz Erbay’ın bedeninde çok sayıda kurşun çıkarıldı ancam Şirin Öter’in meme kısmında 6 mermi giriş çıkışı, karın bölgesinde 1 adet mermi giriş çıkışı ve vajinada ise 2 adet mermi giriş çıkışı yapılan otopsi sonuçlarında ortaya çıktı.
Dilan Kortak
İstanbul’daki polis tarafından katledilen bir diğer kadın 19 yaşındaki Dilan Kortak oldu. 4 Aralık 2015’te Sancaktepe’de kaldığı bir eve şafak operasyonuyla baskın yapan polisler Dilan’ı otomatik silahla taramış olduğu avukatların gözlemleriyle doğrulandı. Avukatlar Dilan’ın katledilmesini yargısız infaz olarak değerlendirdi. Basın ‘canlı bomba’ olarak servis edilen Dilan’ın babası İbrahim Kortak, “Devletin yaptığı infazlardır bunlar. Kızımın infaz edildiğine inanıyorum. Evde tek başınaydı. Çatışma yoktur. Kızımın tek başına evde infaz edildiğini söylüyorum. Görgü tanıkları öyle söylüyor” diye konuştu. Dilan Kortak davası bütün delillerin karatılmaya çalışılmasına rağmen devam ediyor.
Sıla Abalay
Sıla Abalay, “DHKP-C operasyonları” şeklinde başlatılan operasyonla, bu sabah (06 Mayıs 2017) Küçükçekmece ilçesi Yeşilova Mahallesi’nde bulunan evde polisin ateş açması sonucu yaşamını yitirdi. Evde bulunan diğer 2 kişinin de gözaltına alındı. Olay yerinde yaşamını yitiren Sıla, zırhlı araçlar eşliğinde Yenibosna’da bulunan Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Sıla’nın, ölümünün ardında henüz aydınlatılamayan bilgiler gizli.
Kürdistan’da kadın infazları: Taybet Cansin

Öte yandan polis infazları Kürdistan’ın bir çok kentinde son iki yılda yaşandı. Van, Siirt, Cizre ve Diyarbakır’da çok sayıda kadın ‘çatışma’ denilerek polisler tarafından yapılan operasyonla infaz edildi. Bunlardan biride Taybet Cansin. Taybet Ekim 2015’te Bağlar ilçesinde kaldığı evde polisler tarafından katledildi ve evdeki çatışma izleri polis tarafından çıkarılan yangınla kapatılmaya çalışıldı.