6 Mayıs 2017 sabah saatlerinde
İstanbul’da Sıla Abalay (18) polisler tarafından ‘çatışma’ denilerek vuruldu.
Medya ise henüz ortada hiçbir bilgi yokken “Örgüt sorumlusu, çatışma” gibi
manşetler attı. Son iki yılda aralarında Dilek Doğan ve Dilan Kortak’ında
bulunduğu 6 kadının İstanbul’da aynı gerekçe ise yargısız infazla edilirken,
Diyarbakır’da ise Taybet Cansin aynı gerekçe ile katledildi. Avukat Oya Aslan,
“Kadınların katledilmesi siyasi bir zemine dayanıyor. Sağ yakalayabilecekken
katlediyorlar. Katledilmelerini gerektirecek hiçbir durum yok ancak bunu tercih
ediyorlar” dedi.
İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinde sabah
saatlerinde 18 yaşında Sıla Abalay, bir evde polis tarafından vuruldu. Sıla
henüz 18 yaşındaydı ancak hiçbir bilgi olmadan medya “DHKP-C üst düzey
sorumlusu öldürüldüğü” manşetleri ile olayı duyurdu. Görgü tanıkları ise
Sıla’nın infazedildiğini anlatıyor. İstanbul’da son iki yılda, Günay Özarslan,
Dilek Doğan, Şirin Öter, Yeliz Erbay, Dilan Kortak farklı semtlerde benzer
şekillerde infaz edildi ve yine medya “Örgüt sorumlusu çatışmada öldürüldü”
manşetleriyle gördü. Oysa Dilek’in ortaya çıkan görüntülerinde ‘galoş giyin’ diyen
polisler tarafından katledildiğini ortaya koyuyor. Sıla ile birlikte
İstanbul’da son iki yılda yargısız infaz edilen kadın sayısı 6’ya yükseldi.
‘Yakalamak yerine öldürüyorlar’
Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından
Avukat Oya Aslan, son bir yılda polis kurşunuyla 6 kadının katledilmesinin
politik bir zemine dayandığını söyledi. Yakalanmaları mümkünken polislerin ateş
ederek kadınları öldürmesini değerlendiren Oya şunları söyledi: “Katletmeyi
gerektirecek hiçbir durum yokken insanları öldürdüler. Bunu da OHAL’e
sığdırıyorlar. Şimdi de Sıla için silah kullandı deniyor, diğer kadınlar içinde
aynısını söylemişlerdi. Öldürmek için kendine gerekçe yaratıyorlar. Yakalanma
durumu yüksekken yakalamayı tercih etmiyorlar. Bu bir politika. Muhalif
örgütlerini terörize etmeye çalışıp katlediliyor. Biz olayın ayrıntılarına
vakıf olmasak da durumun böyle olduğundan eminiz. Yüzlerce Özel Hareket
Polisiyle yapılan operasyonları eğitimli polisler yürüyor, ki eğitim alanları
yakalamak olması gerekirken öldürmeyi tercih ediyorlar.”
Sıla’nın öldürülme anına ilişkin
ellerinde henüz detaylı bilgi bulunmadığını da aktaran Oya, operasyonların
hukuka aykırı olduğunun altını çizdi
Son iki yılda infaz edilen kadınlar ise
şöyle:
Günay Özarslan
24 Temmuz 2015’te DHKP-C’ye yönelik
operasyonlar kapsamında Bağcılar’daki evi basılan 30 yaşındaki Günay Özarslan,
polisler tarafından öldürüldü. Canlı bomba olarak basın yer alan Günay
Özarslan, daha önce de çok kez gözaltına alındı, hakkında dava açıldı. Ailesi
üyeleri de Günay’ın ‘infaz‘ edildiğini savundu. Olayın ardından açıklamalar
yapan avukatlardan Özgür Yılmaz’ın açıklamalarına göre de Günay, infaz
edilmişti. Özgür, yaptığı açıklamada, “Polis kapıyı girerek evin içine girdi ve
bir odada Günay’ı öldürdü. O esnada evde akrabaları da var. Onlar da olaya
şahit oluyorlar ve bunun bir ‘infaz’ olduğunu söylüyorlar” şeklinde konuştu.
Günay’ın cenazesi günlerce toprağa verilmedi. Gazi Cem Evi’inde yapılmak
istenen törene de defalarca polis saldırmış çok sayıda yurttaşı gözaltına
alındı. Günay, CHP ve HDP’li vekillerin araya girmesiyle ancak iki gün sonra
toprağa verildi. Olayın üzerinden 2 yıl gibi uzun bir süre geçmesine rağmen
Günay Özarslan davasında, Günay’ın ‘canlı bomba’ olduğuna dair hiçbir kanıt
bulunamadı.
Dilek Doğan
Dilek Doğan 18 Ekim 2015 tarihinde
İstanbul’da Sarıyer’de bulunan ev baskınlarında polislere, ‘Galoş giyin’ dediği
için vuruldu. Dilek, 8 günlük hayat mücadelesini 25 Ekim günü tedavi gördüğü
Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kaybetti. Anne Aysel Doğan olayın
ardından Dilek’in vurulma anını şu sözlerle anlatmıştı: “Polisler eve ayakkabı
ile girdi. Kızım da ‘galoş giyin, sonra girin’ deyince tartışma çıktı. Silah
sesi duydum ve kızım yere yığıldı. Kızımız vurulduktan sonra polislerle itiş
kakış yaşadık. Sonra hastaneye getirdik kızımı. Benim kızım canlı bomba değil.
Canlı bomba olsa evde mi yatar, neden vurdular?.”
Dilek’i öldüren polis memuru Yüksel
Moğoltay hakkında ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi’ ve ‘kamu
görevlisine ait araç ve gereçleri suçta kullanmak’ suçlarından 20 yıldan 26,5
yıla kadar hapis cezası istenen iddianame İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne
görüldü. Mahkeme heyeti Yüksel Moğultay’a “taksirle öldürmek”ten 6 yıl 3 ay
hapis cezası verdi.
Şirin Öter ve Yeliz Erbay
Gaziosmanpaşa ilçesine 23 Aralık 2015
tarihinde, Şirin Öter ve Yeliz Erbay isimli kadınlar, Karedeniz Mahallesi’nde
bulunan evlerinde polis baskınında yakın mesafeden defalarca sıkılan
kurşunlarla öldürüldü. Basına yine ‘terör’ baskını olarak lanse edilen Şirin
Öter ve Yeliz Erbay hakkında çok sayıda ölümlerini meşrulaştıracak mahiyette
haberler servis edildi. Yeliz Erbay ve Şirin Öter katliamını diğer kadın
katliamlarından ayıran en önemli ayırt edici özelliği ise bu iki kadının
katledilmiş biçimi. Yakın mesafeden ateş edilen Yeliz Erbay’ın bedeninde çok
sayıda kurşun çıkarıldı ancam Şirin Öter’in meme kısmında 6 mermi giriş çıkışı,
karın bölgesinde 1 adet mermi giriş çıkışı ve vajinada ise 2 adet mermi giriş
çıkışı yapılan otopsi sonuçlarında ortaya çıktı.
Dilan Kortak
İstanbul’daki polis tarafından
katledilen bir diğer kadın 19 yaşındaki Dilan Kortak oldu. 4 Aralık 2015’te
Sancaktepe’de kaldığı bir eve şafak operasyonuyla baskın yapan polisler Dilan’ı
otomatik silahla taramış olduğu avukatların gözlemleriyle doğrulandı. Avukatlar
Dilan’ın katledilmesini yargısız infaz olarak değerlendirdi. Basın ‘canlı
bomba’ olarak servis edilen Dilan’ın babası İbrahim Kortak, “Devletin yaptığı
infazlardır bunlar. Kızımın infaz edildiğine inanıyorum. Evde tek başınaydı.
Çatışma yoktur. Kızımın tek başına evde infaz edildiğini söylüyorum. Görgü
tanıkları öyle söylüyor” diye konuştu. Dilan Kortak davası bütün delillerin
karatılmaya çalışılmasına rağmen devam ediyor.
Sıla Abalay
Sıla Abalay, “DHKP-C operasyonları”
şeklinde başlatılan operasyonla, bu sabah (06 Mayıs 2017) Küçükçekmece ilçesi
Yeşilova Mahallesi’nde bulunan evde polisin ateş açması sonucu yaşamını
yitirdi. Evde bulunan diğer 2 kişinin de gözaltına alındı. Olay yerinde
yaşamını yitiren Sıla, zırhlı araçlar eşliğinde Yenibosna’da bulunan Adli Tıp
Kurumu’na götürüldü. Sıla’nın, ölümünün ardında henüz aydınlatılamayan bilgiler
gizli.
Kürdistan’da kadın infazları: Taybet
Cansin
Öte yandan polis infazları Kürdistan’ın
bir çok kentinde son iki yılda yaşandı. Van, Siirt, Cizre ve Diyarbakır’da çok
sayıda kadın ‘çatışma’ denilerek polisler tarafından yapılan operasyonla infaz
edildi. Bunlardan biride Taybet Cansin. Taybet Ekim 2015’te Bağlar ilçesinde
kaldığı evde polisler tarafından katledildi ve evdeki çatışma izleri polis
tarafından çıkarılan yangınla kapatılmaya çalışıldı.
Kaynak: Süjin Gazete