Peki ya Ali İsmailin, Ahmetin, Medeninin,Mehmetin, Berkinin, Ceylanın,
Muhammet ve Furkan bebeğin ve Cumartesi analarının anneler günü?
Sömürünün, yoksulluğun faili
meçhullerin,tank-toplarla sokak başlarındaki keskin nişancıların, patlayan
bombaların, gözaltıların, işkencelerin olduğu bir ülkede ne indirimi.. Zulmün, yoksulluğun
ve kirli savaşın ortasında ne anneler günü…
Peki ya Ali İsmail, Ahmet, Mehmet,
Medeni, Berkin, Ceylan, Roboskide katledilen 34 can ve en son Silopi de
panzerin ezdiği Muhammet ve Furkan bebeğin analarının anneler günü?
Sömürü, baskı, zulüm, zindan ve kirli
savaşın ortasında anneler günü..!
Aylar öncesinden anneler günü nedeniyle
reklamlarla dolmaya başladı her yer. Billboardlardan, televizyonlara, internet
sitelerine kadar ‘Anneler gününe özel indirim’, ‘Annenizin mutlu etmenin yolu’
başlıklarıyla düşen telefon, mutfak robotu beyaz eşya pırlanta vb. fiyatları
fışkırdı yine her yerden. Her seneki terane aslında. Annelerimize sevgimizi
göstermemizin naçizane yolu olarak almamız gereken bir eşya daha, harcamamız
gereken binlerce lira daha. Kapitalizme göre sevginin ölçüsü budur. Nitekim
onlara göre ne kadar pahalı hediyeler alınırsa o kadar çok seviyorsunuzdur annenizi..
O kadar da ‘iyi’ annedir aynı zamanda. Peki, asgari ücretle geçinmeye çalışan
4-5 çocuklu aileler sevmiyor mu annelerini? Ve ya açlık sınırının altında
yaşayan milyonlarca insan, sokaklarda yaşam mücadelesi veren Suriyeliler?
Bu kısmını bir kenara koyalım konunun,
peki Taybet ananın çocukları ne yapmıştır sizce bu günde? li İsmail, Ahmet,
Mehmet, Medeni, Berkin, Ceylan, Roboskide katledilen 34 can ve en son Silopide
panzerin ezdiği Muhammet ve Furkan bebeğin analarının anneler günü? Ya hala
çocuklarının kemiklerini arayan Cumartesi anneleri?
Sorun elbette anneler günü sorunu değil.
Evet bir kısmıyla hayatın her bir parçasının birer meta fetişizmine
dönüştürülmesi elbet ama asıl mesele bu bile değil ne yazık ki. Anasız büyüyen
evlatlar, evlatsız kalan analar ve 2 sene önce meydanlarda analarımızı
yuhalattığını unuttuğumuzu zannederek ortalıkta timsah gözyaşları döken Erdoğan
ve şürekasını konu.
Kaç ananın feryadıyla çınladı bu
topraklar?
Anasının cansız bedenini günlerce sokak
ortasından alamayan evlatlar var bu memlekette.
Eteğine çocuğunun cansız bedenini
toplayan, beyaz bayraklarıyla bodrum katlarından evlatlarını çıkarmaya giderken
kurşunlanan analar var.
633 haftadır çocuklarının akıbeti için,
faillerin yargılanması için direnen Cumartesi anneleri var.
Bu topraklarda sayısız ananın feryadı,
sayısız çocuğun gözyaşı var.
Şimdi soruyorum, çocuklarının
kemiklerine ulaşabilenlerin şanslı olduğu bir ülkede hangi anneler gününden
bahsedilebilir ki?
‘Büyük anneler günü indirimi’
reklamlarının ne anlamı olabilir ki?
Yoksulluğun, faşist baskı ve zulmün, gözaltı
terörünün alıp başını gittiğini, çocukların terörist olarak kurşunlandığı,
bir ülkede nasıl iç rahatlığıyla
kutlanır anneler günü. Elbette bu düzen hep böyle gitmeyecek. Bir gün
emekçilerde, sömürü, baskı ve zulmün olmadığı anaların ağlamadığı, eşitlik ve
özgürlük türkülerinin söylendiği ortamda analar gününü kutlayacaklardır.