13 Mayıs 2017 Cumartesi

Peki ya Ali İsmailin, Ahmetin, Medeninin,Mehmetin, Berkinin analarının anneler günü..!

Peki ya Ali İsmailin, Ahmetin, Medeninin,Mehmetin, Berkinin, Ceylanın, Muhammet ve Furkan bebeğin ve Cumartesi analarının anneler günü?
Sömürünün, yoksulluğun faili meçhullerin,tank-toplarla sokak başlarındaki keskin nişancıların, patlayan bombaların, gözaltıların, işkencelerin olduğu bir ülkede ne indirimi.. Zulmün, yoksulluğun ve kirli savaşın ortasında ne anneler günü…
Peki ya Ali İsmail, Ahmet, Mehmet, Medeni, Berkin, Ceylan, Roboskide katledilen 34 can ve en son Silopi de panzerin ezdiği Muhammet ve Furkan bebeğin analarının anneler günü?
Sömürü, baskı, zulüm, zindan ve kirli savaşın ortasında anneler günü..!
Aylar öncesinden anneler günü nedeniyle reklamlarla dolmaya başladı her yer. Billboardlardan, televizyonlara, internet sitelerine kadar ‘Anneler gününe özel indirim’, ‘Annenizin mutlu etmenin yolu’ başlıklarıyla düşen telefon, mutfak robotu beyaz eşya pırlanta vb. fiyatları fışkırdı yine her yerden. Her seneki terane aslında. Annelerimize sevgimizi göstermemizin naçizane yolu olarak almamız gereken bir eşya daha, harcamamız gereken binlerce lira daha. Kapitalizme göre sevginin ölçüsü budur. Nitekim onlara göre ne kadar pahalı hediyeler alınırsa o kadar çok seviyorsunuzdur annenizi.. O kadar da ‘iyi’ annedir aynı zamanda. Peki, asgari ücretle geçinmeye çalışan 4-5 çocuklu aileler sevmiyor mu annelerini? Ve ya açlık sınırının altında yaşayan milyonlarca insan, sokaklarda yaşam mücadelesi veren Suriyeliler?
Bu kısmını bir kenara koyalım konunun, peki Taybet ananın çocukları ne yapmıştır sizce bu günde? li İsmail, Ahmet, Mehmet, Medeni, Berkin, Ceylan, Roboskide katledilen 34 can ve en son Silopide panzerin ezdiği Muhammet ve Furkan bebeğin analarının anneler günü? Ya hala çocuklarının kemiklerini arayan Cumartesi anneleri?
Sorun elbette anneler günü sorunu değil. Evet bir kısmıyla hayatın her bir parçasının birer meta fetişizmine dönüştürülmesi elbet ama asıl mesele bu bile değil ne yazık ki. Anasız büyüyen evlatlar, evlatsız kalan analar ve 2 sene önce meydanlarda analarımızı yuhalattığını unuttuğumuzu zannederek ortalıkta timsah gözyaşları döken Erdoğan ve şürekasını konu.
Kaç ananın feryadıyla çınladı bu topraklar?
Anasının cansız bedenini günlerce sokak ortasından alamayan evlatlar var bu memlekette.
Eteğine çocuğunun cansız bedenini toplayan, beyaz bayraklarıyla bodrum katlarından evlatlarını çıkarmaya giderken kurşunlanan analar var.
633 haftadır çocuklarının akıbeti için, faillerin yargılanması için direnen Cumartesi anneleri var.
Bu topraklarda sayısız ananın feryadı, sayısız çocuğun gözyaşı var.
Şimdi soruyorum, çocuklarının kemiklerine ulaşabilenlerin şanslı olduğu bir ülkede hangi anneler gününden bahsedilebilir ki?
‘Büyük anneler günü indirimi’ reklamlarının ne anlamı olabilir ki?
Yoksulluğun, faşist baskı ve zulmün, gözaltı terörünün alıp başını gittiğini, çocukların terörist olarak kurşunlandığı,

bir ülkede nasıl iç rahatlığıyla kutlanır anneler günü. Elbette bu düzen hep böyle gitmeyecek. Bir gün emekçilerde, sömürü, baskı ve zulmün olmadığı anaların ağlamadığı, eşitlik ve özgürlük türkülerinin söylendiği ortamda analar gününü kutlayacaklardır.