Cumhuriyet Davası’nın üçüncü duruşması
yapıldı. Duruşmada AKP’nin truva atları Alev Coşkun ve faşist Rıza Zelyut tanıklık
yaptılar. Tanıklık yapan Aydınlık yazarı Rıza Zelyut yalanları içinde boğuldu,
“Türkiye’nin en iyi yazarıyım, Gök Tanrı
beni toprağa alsın”
“Mustafa Kemal’i dedem bilirim” diyerek
sözlerine başlayan Zelyut, ifadesi boyunca birkaç kez “Ben Atatürk’ün yazarıyım”
dedi, buna bir kere “Gök Tanrı beni o şekilde toprağa alsın” cümlesini ekledi.
Cumhuriyet’te HDP ve Selahattin Demirtaş
haberleri yapılmasını “suç” olarak niteleyen Zelyut, salondan kendisine tepki
gösterilmesi üzerineyse “Ben Türkiye’nin en iyi köşe yazarıyım” diye bağırdı.
“FETÖ” iddiası üç cümlede çökerse…
Zelyut, ifadesini “FETÖ’nün Cumhuriyet’i
ele geçirdiği” iddiası üzerine kurdu. Zelyut, FETÖ’nün operasyonuna 2008’de
İlhan Selçuk’u tutuklayarak başladığını, sonrasında gazeteden ulusalcı isimleri
tasfiye ettiğini, yerlerine Can Dündar, Nuray Mert, Aydın Engin gibi isimleri
getirdiğini ve MİT TIR’ları gibi haberlere imza atıldığını söyledi.
Ne var ki Zelyut’un bu iddiaları birkaç
dakikada çöküverdi.
Av. Bahri Belen, Zelyut’a MİT TIR’ları
haberini Aydınlık’ın da yaptığını hatırlatıp “Bu, Aydınlık’ın FETÖ tarafından
ele geçirildiği anlamına gelir mi?” diye sordu. Zelyut ise “Hayır gelmez,
olamaz. Bu haberin Cumhuriyet’te yayımlanması ilginç” yanıtı verdi.
Belen, gazetenin HDP haberleri yapmasına
ilişkin ise “HDP 2013’te kuruldu, İlhan Selçuk ise 2010’da öldü. Selçuk,
parlamentodaki en büyük üçüncü partinin haberlerinin yapılmasını istemez
miydi?” diye sordu.
Zelyut’un “FETÖ tarafından gazeteye
getirildiği”ni öne sürdüğü Aydın Engin ise tek cümlelik yanıt verdi: “Beni
Cumhuriyet’e getiren, sonra da Yazı İşleri Müdür yapan İlhan Selçuk’tur.”
CUMHURİYET DAVASI’NDA ÜÇÜNCÜ
DURUŞMASINDAN DAKİKA DAKİKA
Zelyut’un Gülen sevgisi: “En büyük
milliyetçi!”
Zelyut, ifadesi boyunca Cumhuriyet ile
FETÖ arasında ilişkisellik kurmaya çabaladı ancak arşivlerde unutturmak
istediği bir başka ilişkisellik vardı.
2011 yılında AKP iktidarına yakın Güneş
gazetesinde yazan Zelyut, Fethullah Gülen’i ve Cemaat’i yere göğe
sığdıramamıştı. “En büyük milliyetçi Fethullah Gülen” başlıklı yazıda şu
ifadeler yer almıştı:
Bakıldığında Fethullah Gülen’in ve onun
topluluğunun (Orası artık bir cemaat olmanın da ötesine geçmiştir) Türk
Milleti’nin kimliğinin yaşatılması ve geleceğe aktarılması açısından öneli bir
hareketi yıllardır yürüttüklerini görmektesiniz. Bu hareketin başlangıcını
uluslararası nitelikte kurulan okullar oluşturmuştur.
Şimdi Türkçe Olimpiyatları düzenletiyor
Sayın Gülen. Bu seneki olimpiyatlar Türkiye’nin birçok şehrinde sergilendi. Bu
etkinlikler; anadilimize olan ilgiyi kuvvetlendiriyor. Sayın Gülen; Türkçe
Olimpiyatları için gönderdiği mesajında demiş ki: ‘Türkçe’yi güzel kullanmamak
milli günahtır.’ Sadece bu cümle bile onun gerçek bir milliyetçi olduğunu
gösteriyor.
Artık en basit görgü kurallarını bile
dillendiremez hale gelen şu Türkiye’de, Fethullah Gülen’in yürüttüğü Türkçe
hamlesi; gerçekten de önemlidir. Bu yüzden de biz onu en büyük milliyetçi ilan
ediyoruz.
Gülen’in vakfından ödül
Rıza Zelyut’un Gülen Cemaati ile teması
tek taraflı bir güzellemeden ibaret değil. Fethullah Gülen’in onursal
başkanlığını yaptığı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, 1997 yılında Zelyut’a ödül
vermişti.
Zelyut, ilerleyen yıllarda bu ödülü iade
etse de ödül alışını “ülkenin hızla kamplaştığı bir dönemde Erbakan hareketine
karşı yumuşak bir üslupla hareket etmesi” ile açıklamaya çalışmıştı.