25 Eylül 2017 Pazartesi

Fethullah’ı övüp Cumhuriyet’e FETÖ’cü diyen Aydınlık yazarının iddiaları çöktü Kadri Gürsel Tahliye Edildi..!

Cumhuriyet Davası’nın üçüncü duruşması yapıldı. Duruşmada AKP’nin truva atları Alev Coşkun ve faşist Rıza Zelyut tanıklık yaptılar. Tanıklık yapan Aydınlık yazarı Rıza Zelyut yalanları içinde boğuldu,
“Türkiye’nin en iyi yazarıyım, Gök Tanrı beni toprağa alsın”
“Mustafa Kemal’i dedem bilirim” diyerek sözlerine başlayan Zelyut, ifadesi boyunca birkaç kez “Ben Atatürk’ün yazarıyım” dedi, buna bir kere “Gök Tanrı beni o şekilde toprağa alsın” cümlesini ekledi.
Cumhuriyet’te HDP ve Selahattin Demirtaş haberleri yapılmasını “suç” olarak niteleyen Zelyut, salondan kendisine tepki gösterilmesi üzerineyse “Ben Türkiye’nin en iyi köşe yazarıyım” diye bağırdı.
“FETÖ” iddiası üç cümlede çökerse…
Zelyut, ifadesini “FETÖ’nün Cumhuriyet’i ele geçirdiği” iddiası üzerine kurdu. Zelyut, FETÖ’nün operasyonuna 2008’de İlhan Selçuk’u tutuklayarak başladığını, sonrasında gazeteden ulusalcı isimleri tasfiye ettiğini, yerlerine Can Dündar, Nuray Mert, Aydın Engin gibi isimleri getirdiğini ve MİT TIR’ları gibi haberlere imza atıldığını söyledi.
Ne var ki Zelyut’un bu iddiaları birkaç dakikada çöküverdi.
Av. Bahri Belen, Zelyut’a MİT TIR’ları haberini Aydınlık’ın da yaptığını hatırlatıp “Bu, Aydınlık’ın FETÖ tarafından ele geçirildiği anlamına gelir mi?” diye sordu. Zelyut ise “Hayır gelmez, olamaz. Bu haberin Cumhuriyet’te yayımlanması ilginç” yanıtı verdi.
Belen, gazetenin HDP haberleri yapmasına ilişkin ise “HDP 2013’te kuruldu, İlhan Selçuk ise 2010’da öldü. Selçuk, parlamentodaki en büyük üçüncü partinin haberlerinin yapılmasını istemez miydi?” diye sordu.
Zelyut’un “FETÖ tarafından gazeteye getirildiği”ni öne sürdüğü Aydın Engin ise tek cümlelik yanıt verdi: “Beni Cumhuriyet’e getiren, sonra da Yazı İşleri Müdür yapan İlhan Selçuk’tur.”
CUMHURİYET DAVASI’NDA ÜÇÜNCÜ DURUŞMASINDAN DAKİKA DAKİKA
Zelyut’un Gülen sevgisi: “En büyük milliyetçi!”
Zelyut, ifadesi boyunca Cumhuriyet ile FETÖ arasında ilişkisellik kurmaya çabaladı ancak arşivlerde unutturmak istediği bir başka ilişkisellik vardı.
2011 yılında AKP iktidarına yakın Güneş gazetesinde yazan Zelyut, Fethullah Gülen’i ve Cemaat’i yere göğe sığdıramamıştı. “En büyük milliyetçi Fethullah Gülen” başlıklı yazıda şu ifadeler yer almıştı:
Bakıldığında Fethullah Gülen’in ve onun topluluğunun (Orası artık bir cemaat olmanın da ötesine geçmiştir) Türk Milleti’nin kimliğinin yaşatılması ve geleceğe aktarılması açısından öneli bir hareketi yıllardır yürüttüklerini görmektesiniz. Bu hareketin başlangıcını uluslararası nitelikte kurulan okullar oluşturmuştur.
Şimdi Türkçe Olimpiyatları düzenletiyor Sayın Gülen. Bu seneki olimpiyatlar Türkiye’nin birçok şehrinde sergilendi. Bu etkinlikler; anadilimize olan ilgiyi kuvvetlendiriyor. Sayın Gülen; Türkçe Olimpiyatları için gönderdiği mesajında demiş ki: ‘Türkçe’yi güzel kullanmamak milli günahtır.’ Sadece bu cümle bile onun gerçek bir milliyetçi olduğunu gösteriyor.
Artık en basit görgü kurallarını bile dillendiremez hale gelen şu Türkiye’de, Fethullah Gülen’in yürüttüğü Türkçe hamlesi; gerçekten de önemlidir. Bu yüzden de biz onu en büyük milliyetçi ilan ediyoruz.
Gülen’in vakfından ödül
Rıza Zelyut’un Gülen Cemaati ile teması tek taraflı bir güzellemeden ibaret değil. Fethullah Gülen’in onursal başkanlığını yaptığı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, 1997 yılında Zelyut’a ödül vermişti.
Zelyut, ilerleyen yıllarda bu ödülü iade etse de ödül alışını “ülkenin hızla kamplaştığı bir dönemde Erbakan hareketine karşı yumuşak bir üslupla hareket etmesi” ile açıklamaya çalışmıştı.