Silivri Cezaevi’nde bulunan tutukluların
hazırladığı hak ihlali raporunda, onlarca ihlale dikkat çekilirken, ‘bakanlık
kararı’ denilerek tutsaklara elbiselerinin verilmediğini ve bunun tek tip
uygulamasına hazırlık olduğu belirtildi
Silivri 9 No’lu Cezaevi’nde kalan
tutuklular, 2017 yılı Kasım ayına dair hazırladıkları hak ihlalleri raporunu
mektup aracılığıyla Mezopotamya Ajansı’na (MA) gönderdi. Ulaş İçmez adlı
tutuklu tarafından gönderilen mektupta, kaydedilen ihlaller şöyle sıralandı:
Kötü muamele ve saldırılar
* 3 Kasım 2017 tarihinde mahkeme dönüşü
ring aracındaki kameraları kapattıkları gerekçesiyle jandarma saldırısı ve
işkencesine maruz kalan Hasan Farsak, Hüseyin Süngü, Mehmet Manas Doğanay,
Şerif Turunç ve Tahsin Sağaltıcı’nın suç duyuruları cezaevi savcısı tarafından
kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdi. Savcılık saldırıyı ve işkenceyi,
orantılı kuvvet kullanma diyerek meşrulaştırıp, işkenceye ortak olmuştur.
* Yılmaz Viraner 24 Kasım 2017 tarihinde
avukat görüşünden dönerken kolları arkadan bükülerek işkenceyle hücresine
getirildi ‘İnsanlık onuru işkenceyi yenecek’ sloganı atan viraner gardiyanlar
tarafından, işkence yapsak ağzından diş kalmaz diye tehdit edildi.
* Hakan İnci defalarca kez avukat ve
ziyaret dönüşünde saldırıya uğramış ve işkence görmüştür.
* Gülhan Sağıltıcı işkenceye maruz
kalmış, hukuksuz bir şekilde avukat görüş yasağı uygulanarak hukuki ve savunma
hakları gasp edilmiştir.
* Avukat görüşlerini dört tarafı camdan
fanus gibi yerlerde yapmak zorunda bırakılıyoruz. Bu yerler ses geçirmektedir.
Bu haliyle cam fanus şeklindeki avukat görüş yerleri avukat, müvekkil görüş
gizliliğine aykırıdır.
* Görüş dışında eşya, para yatırılamıyor
aynı hücrede arkadaşların görüşçüleri bize para, eşya yatıramıyor.
* Revire 10-15 günden önce
çıkartılmıyoruz.
* Havalandırmada 24 saat bizi gözetleyen
kameralarla özel hayatın gizliliğine aykırı, yasal olmayan, tecridin bir
parçası olarak uygulanan baskı ve tacizdir.
* Mahkemelere gidip gelirken, sevklerde
ring araçlarındaki kabinlerde de bize dayatılmaktadır. Diğer taraftan
havalandırmanın üstü tel kafeslerle kafeslenmiş, bize kamerayla gözetlenen
seyirlik hayvan muamelesi yapılıyor. Bu insanlık dışı alçakça uygulamadır.
Tek tip kıyafet hazırlıkları
* Son dönemde ailelerimizin
gönderdikleri elbiseler siyah, beyaz, kahverengi, gri, haki lacivert renkleri
dolayısıyla verilmiyor. Bu yasaklamaya, hukuksuzluğa hiç bir gerekçe sunamayan
idare ‘bakanlık kararı’ diyerek kestirip atıyor.
* Tüm bu uygulamalar ‘tek tip elbise’
uygulamasını hayata geçirme hazırlıklarıdır. Tek tip elbise giymedik
giymeyeceğiz.
Sansürleme ve el koyma
* Mektup konusunda yaşadığımız sorunlar
sadece sansürleme değildir. Karar alınmadan mektuplara, fotoğraflara, resimlere
el koymaların haddi hesabı yok. Sansürleme kararının haftalar sonra tebliğ edilmesi
engellemenin bir başka boyutu.
* Haftalarca bir mektup alamadığımız,
mektupların verilmediği çok sıradan bir uygulama haline gelmiştir. İletişim
Haklarımızın gasp edilmesi ve engellenmesi önündeki bütün engeller
kaldırılmalıdır.
* Hücrede bulundura bileceğimiz kitap
sayısı 10 ile sınırlandırılmıştır. Posta ya da ziyaretçilerimiz aracılığı ile
gelen kitap- dergi ve benzeri yayınlarımıza el konmaya devam ediliyor.
* Her hangi bir toplatma kararı
olmamasına rağmen birçok dergi ve kitabımıza el konuldu. Kargoyla kitap
gönderme keyfi olarak yasaklanmıştır. Kitap düşmanlığının tarihi, faşizmin
bilgi ve insan düşmanlığı ile alınır. Bu faşist uygulamalara son verilsin.