6 Mayıs 2017 Cumartesi
Zincirleri Kıra Kıra Yürümeliyiz...!
Kocamış ve kapitalist bir dünyada yaşıyoruz . Bu dünyanın bin bir türlü hali var. O kadar çok olay var ki, anlamak bir hayli zor; açlık, savaşlar, yoksulluk, tecavüz, cinayet, zulüm. Dur durak bilmeden sürüyor.…
Bir tarafta zenginler var, yedikleri önlerinde, yemedikleri arkalarında; diğer tarafta yoksullar… Mülteci oldukları ülkelerde avuç açanlar var; bir hırka, bir lokma ekmek için.
Bir tarafta işçiler günde 12-14 saat çalışıyor, iki-üç iş yapıyor; çocuklarını doyurabilmek, ailesini geçindirebilmek için gece gündüz demeden çalışıyorlar. . Diğer tarafta para saymaktan başka işi olmayanlar sefa sürüyor.
Ekmek parası için çalıştığı işinde iş cinayeti sonucu ölüyor yüzlerce işçi her ay ama oturduğu koltuk gereği görevi bu cinayetleri engellemek olanlar kılını bile kıpırdatmıyor. Ve yine de oturuyorlar o koltuklarda ve hatta ödüllendiriliyorlar pek çok kere.
Küçücük çocuklar, daha gelişmemiş bedenleriyle çalışıyorlar büyüklerin bile yapmak istemediği işlerde, cansız vücutları kıyılara vuruyor, bedenleri çirkinliklere alet oluyor.
Ve dünyanın daha bin bir türlü hali var…
Biz işçi ve emekçiler için bunları anlamak çok zor. Günde 12-14 saat çalışırken, “ayın sonunu nasıl getireceğim?” diye her an hesap yaparken, savaştan, zulümden kaçarken bütün bunların neden olduğunu tek başına anlamak çok zor.
Bıkmadan-yılmadan kapitalist dünyanın hallerini anlatmalıyız işçiler ve emekçilere. onlara neden baskı ve zulüm dolu olduğunu anlatmalıyız. Bir tek anlatmakla kalmamalıyız. Bu dünyanın nasıl değişeceğinin yolunu göstermeliyiz. İşçilerin birleşmesi ve gözlerinin bağının çözüleceğini unutmamalıyız.