26 Ağustos 2017 Cumartesi

283. F Oturması: Aslıhan Gençay serbest bırakılsın..!

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu’nun hasta tutsakların tedavilerinin önündeki engellerin kaldırılması ve serbest bırakılmaları talebiyle gerçekleştirdiği F Oturması eyleminin 283. haftasında Aslıhan Gençay’ın sağlık durumuna dikkat çekildi.
Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirilen oturma eyleminde “Tedavi haktır engellenemez!”, “Aslıhan Gençay serbest bırakılsın!”, “Hasta mahpuslar serbest bırakılsın!”, “Tecrit işkencesine son!” sloganları haykırıldı.
Hapishanelerde OHAL: “Tutsakların kıyafetleri toplandı”
İlk sözü Gençay'ın arkadaşı Melek Bengü Şahin alarak arkadaşının tutuklanma ve sağlık sorunlarına dikkat çekti. Kendisinin görüşünün engellendiğini ve gönderilen mektupların Gençay’a verilmediğini, bu nedenle de uzun süre kendisinden haber alamadıklarını belirtti.
Komisyon adına basın açıklamasını ise Meryem Bars okudu. Hapishanelerde her geçen gün hak gaspları ve insan hakları ihlallerinin arttığına dikkat çekilen açıklamada, İHD’ye yapılan başvuruların da hızla arttığı belirtildi. OHAL bahanesiyle tutsakların kişisel kıyafetlerinin toplandığı ve tek tip elbise saldırısının hayata geçirilmek istendiği ifade edildi.
Gençay, Adli Tıp raporuna rağmen bir daha tutuklandı
Açıklama, Aslıhan Gençay’ın sağlık durumu hakkında bilgi verilerek devam etti. 1990’ların başında İzmir'de tutuklanan Gençay’ın çıkarıldığı mahkemede DGM savcısı nezaretinde kendisine yapılan işkenceleri anlattığı için sonrasında yine işkence ve saldırılarla karşılaştığı ifade edildi. Mahkemenin savunma hakkını engelleyerek Gençay hakkında 20 yıl hapis verdiği ve “mahkemedeki kötü hali” gerekçesiyle de 1993'te cezasının 30 yıla çıkarıldığı aktarıldı. Avukatı Fazlı Ahmet Tamer'in itirazları sonucu cezanın tekrar 20 yıla düşürüldüğü belirtildi.
2000 yılında ölüm orucuna katılan Gençay’ın direnişinin 240. gününde hükmünün 6 ay ertelendiği ve ailesinin yanına giderek tedaviye başladığı anlatıldı. Periyodik kontrol yapan Adli Tıp Kurumu’nun Gençay için Wernicke-Korsakoff tanısı ile 3 defa erteleme raporu verdiği, üçüncü raporda “Tedavi edilemez, iyileşemez, cezaevinde yatamaz” dediği aktarıldı. 16 yıl boyunca dışarda kalan Gençay'ın Yargıtay tarafından hükmün onaylanması sonucu tekrar tutuklanarak 26 Nisan 2016 tarihinde Sincan Kadın Hapishanesi’ne kapatıldığı belirtildi. Şu anda ise 29 Haziran 2017’de sevk edildiği Tarsus Kampüs Kadın Hapishanesi’nde tutulduğu söylendi.
“Gençay tedavi edilmiyor, hastaneye sevk edilmiyor”
Gençay'ın bütün makamlara başvurular yaptığı; aradan geçen 24 yıl ve yattığı 10 yıl göz önüne alınarak ceza zaman aşımının uygulanması istediği anlatıldı. Gençay’ın şu andaki sağlık durumuna ilişkin ise şu bilgiler paylaşıldı:
“240 gün direnişinden kaynaklı, açlığa bağlı olarak hakkında Wernicke-Korsakoff tanısı vardır ve yaşamında çeşitli sinirsel, bedensel etkileri yaşamaktadır. Yanı sıra göz sinirlerinde ölüm ve solgunluk oluştuğu, psikolojik açıdan sıkıntıları bulunduğu (depresyon ve uykusuzluk), major ve manik depresif duygu bozukluğu, migren, boyun ve sırtta ağrılar(raporlu), ayrıca kronik bronşit, astım(raporlu), bacaklarda ve dizden aşağıda sinir ölümü ve dolaşım bozukluğu bulunmaktadır. Sürekli yürümesi ve tedavi olması gerektiğini, hapishanede tedavisinin yapılmadığını ya da engellendiğini ısrarla dilekçelerinde, avukatı ve ailesiyle görüşmelerinde belirtmektedir.”
Sevk torbası içinde bulunan kitap ve evraklarının hala kendisine verilmediği, rahmindeki kiste rağmen hala hastaneye sevk edilmediği ve bunun da kanamalara yol açtığı belirtildi. Sıcaklık, hijyen vb. sorunlar ile sağlık durumunun riske girdiği belirtilen Gençay için avukatının yaptığı denetimli serbestlik başvurusuna henüz bir yanıt verilmediği belirtildi.

Gençay’ın yaşadığı hukuki, sağlık ve hak ihlalleri sorunlarının çözülmesi ve gerekli tedavi için serbest bırakılması talep edilerek basın açıklaması sonlandırıldı. Açıklamanın ardından eylem sloganlarla sona erdi.