CHP’nin Çanakkale’de gerçekleştirdiği Adalet
Kurultayı’nda Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için sanatçılar ve
milletvekillerinin de katıldığı basın açıklaması yapıldı. Açıklamada konuşan
CHP milletvekili Şenal Sarıhan “Nuriye ve Semih yaşasın” çağrısında bulundu
CHP’nin Çanakkale’de gerçekleştirdiği
Adalet Kurultayı’nda, KHK’yla ihraç edilmelerinin ardından başlattıkları açlık
grevi 170. güne ulaşan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için basın açıklaması
yapıldı. T24’ün haberine göre, oyuncu Orhan Aydın ve şair Ataol Behramoğlu’nun
yanı sıra CHP milletvekilleri Mehmet Tüm, Ceyhun İrgil ve Selina Doğan’ın da
bulunduğu açıklamada konuşan CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan, OHAL
İnceleme Komisyonu’na seslenerek, Gülmen ve Özakça’nın dosyalarının bir an önce
ele alınması talep etti ve “Nuriye ve Semih yaşasın” çağrısında bulundu.
İçişleri Bakanlığı’nın ‘adli yargılama
hakkı ve masumiyet karinesini’ ihlal ettiğini ve ‘adil yargılamayı etkilemeye
teşebbüs’ suçunu işlediğini söyleyen Sarıhan, “Nuriye ve Semih yaşasın” demenin
suç haline geldiğini hatırlattı. Sarıhan, “Daha önce sayısız kez ifade
ettiğimiz gibi insanlığın ortak vicdanı haline gelen Nuriye ve Semih ölürse
insanlık da ölür. Ve insanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı yoktur!”
ifadelerini kullandı.
Veli Saçılık: “Açlığı bir direnişe
dönüştürdüler”
‘Hayata Dönüş’ operasyonunda cezaevi
duvarını yıkmaya çalışan dozerin kepçe darbesiyle kolu kopan ve KHK’yla ihraç
edilmesinin ardından Gülmen ve Özakça’yla birlikte Ankara Kızılay’daki İnsan
Hakları Anıtı önünde eyleme başlayan Veli Saçılık da yaptığı konuşmada,
“‘Hükümet bizi açlığa mahkum etti, ağaç kökü yiyin’ dedi ve Nuriye ile Semih de
buna açlıkla karşılık verdiler. Açlığı bir direnişe dönüştürdüler. Açlık Nuriye
ve Semih’in tercihi değildi, hükümetin bize dayattığı bir şeydi. Onlar bu yolu
seçtiler, biz de tam 291 gündür direniyoruz. Yapılmayan zulüm kalmadı, plastik
mermisi, copu, gazı, gözaltıları, komployla açtıkları davalar, para cezaları…
2000’deki açlık grevlerinden de biliyoruz ki, 200 günü aşan grevler
yaşanabiliyor ve hükümet de bunu kullanarak, zamana yayarak arkadaşlarımızı
ölüme terk etmeye çalışıyor” dedi.
Yiğiter: “KHK’yla ihraç edilenlere, ‘Siz
artık kamu hizmetlerinden yararlanamazsınız’ diyorlar”
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Genel Kamu Hukuku bölümünde araştırma görevlisiyken ihraç edilmesinin ardından
LYS’ye girerek aynı üniversitede başka bir bölümü kazanan ancak kayıt
yaptırması engellenen Dr. Cenk Yiğiter de basın açıklamasında bir konuşma
yaptı. KHK’yla ihraç edilenlerin kamu hizmetlerinden yararlanmasının engellendiğine
dikkat çeken Yiğiter, şunları söyledi:
Nuriye ve Semih arkadaşlarımız sadece
açlığa mahkum edilmedi. Sadece o bakan bozuntusunun dediği gibi ağaç kökü
yemeye maruz kalmadı. KHK’yla ihraç edilen insanlar, sadece işsizliğe, açlığa
mahkum edilmiyor. Bize şunu söylüyorlar, siz artık kamu hizmetlerinden
yararlanamazsınız. Örneğin, bugün bir kişi katil olabilir, hakkında kesinleşmiş
hapis cezası olabilir; bu kişi kamu hizmetlerinden yararlanabilir, öğrenci
olabilir. Ama diyorlar ki bana, sen öğrenci olamazsın. Yarın diyecekler ki, sen
belediyeden hizmet alamazsın. Öbür gün diyecekler, senin cenazeni kıldırmayız.
Bu, Nazi hukukudur. Bu, bir insan kategorisini yurttaşlıktan, insan olmaktan
çıkarmaktır. Bu, sivil ölümdür
“Nazi hukukundan rahatsız oluyorsanız,
‘Nuriye ve Semih yaşasın’ demek zorundasınız”
Siz insanları sivil ölüme mahkum
ederseniz, onlara ölmekten başka çare bırakmazsınız. Nuriye ve Semih durduk
yere bu greve girmedi. 100 binin üzerinde insanın yurttaş olmak mücadelesini
büyük bedeller göze alarak ortaya koyuyorlar. Bu toplumda KHK’yla ihraç edilmiş
olun ya da olmayın, bu Nazi hukukundan rahatsız oluyorsanız, Nazi hukuku gelir
beni de bulur diye korkuyorsanız, bir gece ansızın KHK listelerinde adınızı
yurttaşlıktan, insanlıktan çıkarılmış şekilde görmekten korkuyorsanız, demek
zorunda olduğunuz şey şudur: Nuriye ve Semih yaşasın, işlerine iade edilsinler.
Nuriye ve Semih yaşasın demek suçsa, bu suçu işlemeye devam ediyoruz.