27 Ağustos 2017 Pazar

Karanlık Gecelerin Işıldayan Kızıl Yıldızı Kemal Yazar Yoldaşı Anarken ..!

“Soluk soluğa harlamak kavgayı
Soluk soluğa yaşamalı insan
Her sabah yeni bir şeyler görebilmeli
Ve cehenneme dönse de bir ömür
Mutlaka bir şeyler değişmeli her gün..”
Çünkü tarih her dönemi mücadelede anlamları olan önder ve militan kişiliklerin çıkışlarına tanıklık etmiştir. Baskının zulmün haksızlığın, adaletsizliğin en üst düzeye çıktığı süreçlerde ortaya çıkan, ön açısı önderler ve militanlar, tarihin yönünü olumlu yada olumsuz anlamda değiştirmiş kişiliklerdir.
Mevcut yazılı tarih, sistemlerin kendi kanlı elleriyle ördükleri yaşamın izlerini taşıyan bir tarih olurken, özünde zulmü, baskıyı, adaletsizliği, ayrımcılığı ve haksızlığı içeren bir tarihtir. Bu tarih ezilen ve sömürülen emekçi halkların tarihi değildir.
Emekçi halkların gerçek tarihi özünde sömürü ve zulme karşı, önderlerin ve militanların gerçekleştirdiği eylemlerle başlamaktadır. Bu eylemler ezilen ve sömürülen emekçi halkların tüm kesimlerin belleklerinde kaybolmayan özgür adil, eşit yaşam özlemlerini eyleme dökmenin ilk kıvılcımı olmuşlardır. Hiçbir haksızlığı emekçi halklar adına kabul etmeyen bu öncü ve militan kişilikler, bulundukları dönemlerde kurulu sistemleri en güçlü sorgulayanlar olarak ortaya çıkmışlardır.
1958 yılında Erzurum'un Tekman ilçesinde dünyaya gelen Kemal Yazar yoldaş 27 Ağustos 1996 yılında bir dönemler yoldaş dediği MLKP önderliğinin talimatıyla, kendileri gibi düşünmediği için Almanya'nın Duisburg kentinde hain bir pusuda katledildi.
Kemal yoldaş tanımak ve Onun devrimci militan özelliklerinden öğrenmek büyük önem taşıyor. Kemal yoldaş devrimci olmadan önce en ayırt edici özelliği olağanüstü insan sevgisiydi. Ancak devrimci olduktan sonra, bu sınıflar üstü insan sevgisi onda tamamen farklılaştı. Öyle belirsiz, bulanık hümanizma duygusu yoktu artık onda. Yoldaşlarına, sadece onlara da değil, tüm devrimcilere, işçi sınıfı ve tüm emekçilere karşı tanımsız bir sevgiye dönüştü hümanizması. Kemal söz konusu olduğunda, öyle soyut bir şey değildi bu, gülüşünden, bakışından, adeta tüm gövdesinden taşardı. Daha ilk karşılaşmada sıcacık sarardı insanı.
Bu özelliğini bütünleyen ve onda karakter haline gelen bir diğer özelliği ise, alçak gönüllülüğüydü. Her halde şimdi sorulsa, içimizden hiç kimse alçak gönüllü olmadığını, burnu büyük ve üstenci yaklaşım içinde olduğunu kabul etmeyecektir. Kuşkusuz her şeyin bir ortalaması vardır. Çalışkanlığın, fedakarlığın, hatta devrimciliğin bile. Kemal için söylenenleri bu ortalama ölçüler içinde algıladığımızda, onu tanımamız mümkün olmayacaktır.
Kemal alçak gönüllüdür. Ve onda ortalama yoktur. Örneğin Kemal önemli yönetici sorumluluklar üstlendi. Ama bunu yaparken kendisine hiçbir özel misyon biçmedi. Öyle örgüt yöneticisi olmak ve önemli eylemlere imza atma onurunu taşımak onun için özel bir durum değildi.. Bu bir onursa örgütüne aitti. İnanç ve coşkusuyla sarıldığı her eylemde, öne çıkması gereken biri varsa o da kendisiydi. Mücadelenin ve örgütün diğer yoldaşlarına daha çok ihtiyacı olduğunu düşünüyordu çünkü.
devamı: halkinbirligi.net