15 Temmuz’daki darbe girişiminin
ardından ilan edilen OHAL kapsamında çıkarılan KHK’lerle mesleklerinden ihraç
edilen ve Ankara Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı’nın önünde ‘işimi
geri istiyorum’ sloganıyla eyleme başlayan, taleplerinin karşılanmaması üzerine
eylemlerini açlık grevine dönüştüren ve ardından tutuklanan eğitimciler
akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça, bugün grevlerinin 167’nci
gününde.
Avukatı Ayşegül Çağatay, tutuklu
eğitimcilerle görüşüp durumlarıyla ilgili bilgi verdi. Çağatay, eğitimcilerde
ışık hassasiyetinin ve deri dökülmelerinin başladığının altını çizdi; “Nuriye
ve Semih’e sahip çıkılmalı” mesajı verdi.
Gülmen: Doktorlar bizi tehdit ediyor
dihaber’in haberine göre, Gülmen ve
Özakça’ya yönelik hak ihlallerinin daha da arttığını aktaran Çağatay, infaz
hastanesi doktorlarının ‘zorla müdahale’ ile müvekkillerini tehdit ettiğini
söyledi. Çağatay, avukat görüşmelerinde Gülmen’in “Doktorlar zorla müdahale ile
bizi tehdit ediyorlar ve bunun bir son olmadığını biliyoruz. Biz belirleyeceğiz
süreci. Ben her şeyi, açlık grevini bile unutsam, bize yapılan bu zulmü
unutmayacağım. Kendime geldiğim an o serumu yine çıkartıp atacağım, yine açlık
grevine gireceğim taleplerim kabul edilene kadar” dediğini belirtti.
Işık rahatsızlığı arttı
Çağatay, şu bilgileri verdi: “Nuriye’nin
ışıktan rahatsızlığı arttığı için doktorlardan biri Nuriye’ye ‘Camınıza
karartma perde yaptıracağız’ dedi, ama henüz böyle bir şey yok. Derilerinde
dökülmeler oluyor, çok inceldi derileri ve kuruyor. Her gün duş almaları
gerekiyor, yatak yaraları oluşuyor. Deri döküntüleri için de yağ sürmeye
çalışıyorlar. Kitaplarla ilgili sorunlar hala mevcut ayrıca daha önce daha
düzenli verilen gazeteler şu anda gardiyanların keyfi uygulamaları nedeniyle
düzensiz veriliyor.”
Nuriye ve Semih sahiplenilmeli
Sürecin tehlikesine dikkat çeken Avukat
Çağatay, her gün tahliye dilekçeleri verdiklerini söyledi. Çağatay, “Gerek
Kürdistan’da yaşananlara ilişkin gerek OHAL Komisyonu’na ilişkin AİHM, verdiği
kararlarla tarafını belli etti. AİHM’in halktan, haktan yana bir tavır
almadığını gördük. Şu aşamada Nuriye ve Semih’e ses verilmesi ve sahiplenilmesi
gerekiyor. Tüm hukuksal yolları denedik ve buna devam edeceğiz” diye konuştu.