Akit yazarı Abdurrahman Dilipak,
Gençlerbirliği Teknik Direktörü Ümit Özat'ın puro içerken sosyal medyada
paylaşılan bir fotoğrafına ilişkin eleştirilere verdiği "Hafta içi odamda
puro içerken çekilmiş fotoğrafım sosyal medyada yayınlandı. Arkadaşım, puro da
içki de içerim. 'Ben doldurur ben içerim. Günah benim kime ne' diye söz var.
Yüz kızartıcı suç mu işliyorum. Benim özel hayatım" şeklindeki yanıtını
hedef aldı.
Dilipak yazısında, Nesimi'nin halk
arasında 'Haydar Haydar' olarak bilinen 'Kime ne' türküsüne gönderme yaparken
söz konusu türküyü de hedef alarak, "Ümit Özat’ın meşrebini bilmem ama,
“‘Ben doldurur ben içerim. Günah benim kime ne’ diye söz var” diye sözünü
ettiği güfte Ali Haydar Timisi’nin “Kime Ne”si. Ali Haydar Timisi Mustafa
Timisi’nin yeğeni. Divriğili, sol gelenekten gelen bir müzik adamı. Ali’siz
Aleviliğin temsilcilerinden biri olduğu anlaşılıyor. “Hz. Ali” onlar için
sembolik bir mitoloji kahramanı” gibi. Bu alemin sanatçısı da işte böyle. Ümit
Özat’ın bunlarla nasıl bir bağı var, onu bilmem." diye yazdı.
Dilipak'ın yazısında Nesimi'nin yaklaşık
700 yıl önce yazdığı türkiyü malettiği müzisyen Ali Haydar Timisi, Akit
yazarına yanıt verdi.
"70 yaşına merdiven dayamış,
entelektüel birikimiyle okurlarını aydınlatma derdiyle köşe yazıları yazan ve
belli bir yaşam kültürünün fikri anlamda temsilciliğine soyunan birinin 14.
Yüzyıl tasavvuf şairlerinden Seyyid Nesimi’nin “Kime ne?” adlı şiirini, şahsıma
mâl ederek bunun üzerinden meşrebimizi sorgular ve aşağılar nitelikte bir yazı
yazması eğer cahillik değilse, bilerek yapılmış bir hedef gösterme veya
provokasyondur. Her ikisi de kabul edilemez."diyen Timisi'nin Dilipak'a
verdiği yanıt şöyle:
Abdurrahman Dilipak’ın 25 Ağustos 2017
Cuma günü yayınlanan ‘Şaraplık üzüm ırkının ıslahı!’ (1) başlıklı yazısını
üzülerek okudum. Yazdıklarının içinde kendi inanç ve yaşam kültürünü bağlayan
bölümlerle ilgili bir yorum yapmayacağım. Çünkü her insan kendi inancını ve
tercihlerini istediği şekilde yaşamak konusunda özgürdür. İnsanların inancına
veya yaşam kültürüne sözlü bile olsa müdahale etmek en büyük saygısızlıktır,
ahlaksızlıktır.
Ancak 70 yaşına merdiven dayamış,
entelektüel birikimiyle okurlarını aydınlatma derdiyle köşe yazıları yazan ve
belli bir yaşam kültürünün fikri anlamda temsilciliğine soyunan birinin 14.
Yüzyıl tasavvuf şairlerinden Seyyid Nesimi’nin “Kime ne?” adlı şiirini, şahsıma
mâl ederek bunun üzerinden meşrebimizi sorgular ve aşağılar nitelikte bir yazı
yazması eğer cahillik değilse, bilerek yapılmış bir hedef gösterme veya
provokasyondur. Her ikisi de kabul edilemez.
Öncelikle kendisine naçizane tavsiyem,
bilgi sahibi olmadığı konularda fikir beyan etmeden önce bir iki satır
araştırma yapıp birkaç ansiklopedi sayfası çevirmesi veya google’da basit bir
sorgulama yapmasıdır. Çünkü bu şiir Nesimi tarafından 1300'lü yıllarda
yazılmıştır. Bırakın internet sitelerini, Türkiye’de yayınlanan tüm
ansiklopedilerde Nesimi ile ilgili bilgi bulmak mümkündür. Bu şiir, tarafımdan
yapılan beste dışında farklı bir müzik ve “Haydar Haydar” adı ile yıllardan
beri Müzeyyen Senar, Tanju Okan, Müslüm Gürses, Muazzez Ersoy, Neşet Ertaş,
Volkan Konak, Sabahat Akkiraz, Mustafa Keser, Ahmet Kural, Zeki Müren, Haluk
Levent, Cem Karaca, Mahsun Kırmızıgül, Zerrin Özer ve ismini sayamayacağım pek
çok ses sanatçısı tarafından da seslendirilmiştir. Abdurrahman Dilipak böyle
yanlış bilgilerle, çalakalem yazı yazmaya ayırdığı zamanı biraz da okumaya
ayırsa, bu şekilde kendi bilgisizliğini kendi kalemiyle ortaya koymazdı.
İkinci tavsiyem, şahsıma ve Türkiye
politikasındaki ilkeli, dürüst mücadelesi ile tanınan ve 10 yıla yakın bir
süredir aktif politik hayatını kendi tercihiyle sonlandırmış bulunan amcam
sayın Mustafa Timisi’ye herhangi bir sebeple saldıracaksa, bunu meşrep
üzerinden değil de doğru bilgilere dayalı daha zekice fikirlerle yapmasıdır.
Çünkü meşrebimiz insandır ve kendisi ile aynı fikirlerini paylaşmasak da
“yaratılanı hoş gör, yaratandan ötürü” diyen bir kültürün mensupları olarak bu
yaptığı saygısızlığı da hoş görüyoruz. Ancak internet denilen mecrada
insanların yazdıkları çok uzun yıllar kalmaktadır. Yetmiş yaşına dayanmış,
fikir adamı olma iddiasında olan birinin gelecekte arkasında bıraktığı şeyler
yalan-yanlış bilgilere dayalı yazılar olmamalı diye düşünmekteyim.
Son olarak milli takımımızda ve Türk
futbolunda pek çok önemli başarıya imza atmış, şu anda da güzide bir futbol
takımında çalışmalarını sürdüren milli futbolcumuz Ümit Özat’ı hedef göstermek
ve insanların meşrebini sorgulamak yerine, ülkemizin içinde bulunduğu gergin
ortamda daha uzlaştırıcı ve birleştirici bir tavır ortaya koyması hepimiz için
daha doğru olacaktır. Abdurrahman Dilipak yazısının bir bölümünde “Her Müslüman
kardeşinden sorumludur. Haksızlıklar karşısında susarsa bir Müslüman dilsiz
şeytan olur” diyor. Dileğim ülkemizde yaşanan haksızlık, kanunsuzluk,
yolsuzluk, çocuk tecavüzleri, uyuşturucunun ilkokul seviyesine inmesi, orman
katliamı, emek sömürüsü ve terör belası gibi konulara da aynı duyarlılıkla
eğilmesi ve kendi deyimiyle “bir Müslüman olarak dilsiz şeytan” durumuna
düşmemesidir.
Kamuoyuna saygılarımda duyurulur.