29 Ağustos 2017 Salı

Erdoğan Hitler Taslağı Şeflik Rejiminde Tabanı harekete geçirip Diri Tutmada Kefen edebiyatını Sıcak tutuyor..!

İktidar iplerini elinde toplayan Erdoğan'ın kendi tabanını canlı tutmak için sürekli olarak biz bula kefen giyerek" çıktık demagojisiyle iktidarını sağlamlaştırmaya ve halkı yeni kirli savaşına motife etmeye çalışıyor.
AKP’li bakan ve yöneticilerinin büyük çoğunluğunun kullandığı “Kefenlerinizi giymeye hazır mısınız” din sosuna batırılmış söylemi ile yoksul halk kesimlerini savaşa sürüklenmeye devam ediyor. Savaşa sürüklenmeye karşı çıkan asker ailelerinin AKP yetkililerine tepki göstermesi üzerine asker cenazelerine hükümete yakın basın dışından başka basın alınmaması ile, çatışmalarda yaşamını yitirenlerin ailelerin sesi kamuoyundan gizleniyor. Tepkilerin toplumsallaşmasını ve yayılmasını bu şekilde yasaklar ve tepki gösterenleri hedef haline getirerek engelleyen AKP, “Kefen edebiyatı” yapmaktan ise, geri durmuyor. tabiki Erdoğan ve şürekası halka kefen edebiyatı yaparken kendi çocukları zevk-ü sefa içinde vurgunculuğa ve talancılığa devam ediyor. Olan emekçi halk çocuklarına oluyor .
En son Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 1071 Malazgirt Savaşı’nın yıldönümü dolayısıyla düzenlenen etkinlikte sarf ettiği “Kefenleri giymeye hazır mıyız” söylemine siyasi partiler de tepki gösterdi. Erdoğan’ın bu söylemlerle “işgalci ve yayılmacı” politikalara işaret ediyor. Erdoğan’ın hem Irak hem de Suriye üzerinde planlar kurduğu kendi politikalarını uygulayabilmek için kendisine oy veren seçmen kitlesinin desteğini elde etmek için bilinçli olarak kutuplaşmayı derinleştirdiği bir gerçek.
Özellikle Malazgirt Savaşı üzerinden verdiği mesajlarda da bu kutuplaştırmayı derinleştirecek söylemler kullandı” dedi. Erdoğan’ın baskı ve kutuplaştırmaya dayanan yayılmacı bir politika uyguladığını dile getiren Gürkan, bu demeçleri de bu politikanın bir parçası olarak görmek gerektiğini ifade etti. Erdoğan’ın şimdiye kadarki Suriye politikasının iflas ettiğini vurgulayan Gürkan, şöyle devam etti: “Bundan sonra da başka ülkelerin işgaline yönelik planlarının tutacağını düşünmüyoruz. Nitekim 15 Temmuz’un sırlarının üzerini kapatmak için bu tür milli ve yerli, savaş ve kahramanlık söylemlerini çok sık kullanıyor. Özellikle Suriye ve Iraka ziyaretleri - Irak Kürdistanı’ndaki referandum nedeniyle- artmış durumda. Kuşku yokki bu durumu Irak Kürdistanında yapılacak referandumdan bağımsız olarak düşünmemek gerekiyor
Erdoğanın kefen edebiyatının esas hedefi Suriye AKP bölgede yayılmacı, halkları birbirine düşman eden, işçi ve emekçileri birbirine düşüren epolitikalr, . ‘Fırat Kalkanı’ işgal operasyonu ve aynı zamanda Federal Kürdistan Bölgesi’ne ve Rojava’ya dönük sınır tehditleri Telefar, Efrin’e dönük açıklamalar bunun göstergesidir. Böylesi bir işgalci savaş politikası Türkiye halklarının yararına olmadığı bilinen bir olgudur.


Ne varki Erdoğan iktidarı her gün yayılmacı ve işgalci politikalarla kendine meşruiyet alanı açmaya ve iktidarını pekiştirmeye çalışıyor. . O kefenleri giyen de işçi, emekçi halk çocuklarında başkası değildi. Sonuçta Erdoğan’ın ve AKP’li yöneticilerin çocukları bu yayılmacı kirli savaşa dahil olmuyorlar. Buna karşı halkların özgürlük, eşitlik ve adalet talebini yükselterek AKPnin kefen çağrılarına yanıt verip kirli savaşa karşı halkların barışı için kavgayı büyütmeliyiz.