New York Güney Bölgesi Başsavcılığı tarafından dava dosyasına konan ek iddianamede Zafer Çağlayan ve eski Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın yanı sıra aynı bankanın uluslararası operasyonlardan sorumlu genel müdür yardımcısı Levent Balkan ve Rıza Sarraf'ın çalışanı Abdullah Happani de bulunuyor.
Sanık sayısının ikisi tutuklu olmak üzere 9 kişiye çıktığı davada, juri tarafından Zafer Çağlayan ile birlikte Süleyman Aslan hakkında da tutuklama kararı verildiği bildirildi.
Öte yandan davanın hakimi Yargıç Richard Berman, davaya Çağlayan'ın da dahil edilmesiyle 'dosyanın seyrinin değiştiğini', söz konusu iddianame ile bir devlet kuruluşu olan Halk Bankası'nın 'kurum olarak öne çıktığını' ifade etmişti.
Cumhuriyet gazetesinin aktardığı haberde ABD’de tutuklu yargılanan İran asıllı işadamı Rıza Sarraf davasına, ek iddianameyle dönemin bakanlarından Zafer Çağlayan’ın dahil edildiği dosyanın önemli ayrıntılarını dünkü sayısında aktarmıştı. Cumhuriyetin aktardığı . Ek iddianame “53 sayfadan” oluşuyor. Eski bakan hakkında “55 yıla kadar mahkumiyet” isteniyor. Aynı dosyada savcılık Sarraf için 75 yıla kadar hapis talep ediyordu. Savcılık Çağlayan’ın kod adı olarak “Abi” kullanırken; bunu iddianamede özellikle Türkçe yazdığı görülüyor. Sarraf ve adamlarının “Abi”si olarak kayıtlara geçen Çağlayan’ın kodu Türkçe olarak 53 sayfalık iddianamede tam “24 kez” geçiyor. Dosyada 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturması kayıtlarına ek olarak ABD savcılığının elinde “yüzbinlerce e-mail ve onbinlerce telefon tapesinin” bulunduğu ortaya çıkıyor. Sarraf’la ilgili tüm duruşmaları takip eden tek siyasi isim olan CHP ABD Temsilcisi Yurter Özcan, “ABD yasalarına göre suç işlerken kullanılan ya da suç işleyerek elde edilen malvarlıklarına devletin el koyma hakkı var. Çağlayan’ın milyonlarca dolar rüşvet ve mücevherat aldığı dosyada iddia ediliyor. Yani suçlu bulunursa Türkiye’de Sarraf’tan rüşvet olarak kabul ettiği öngörülen 700.000 TL’lik saat ve 40 bin Euro’luk pianoya da ABD devleti el koyar” dedi.
İddialar ağır...
İddianamenin Zafer Çağlayan ile ilgili bölümlerinde Temmuz 2011-Aralık 2013 tarihleri arasında ekonomi bakanlığı yaparken on milyonlarca dolarlık nakit ve mücevher rüşvet aldığı iddia ediliyor. Ayrıca Çağlayan’ın “İran devleti lehine hizmet sunduğu, kara para aklama sistemini diğer üyelerini belli türde aldatıcı işlemlerde bulunmaya” yönelttiği, diğer üyeler tarafından sistemi uygulamak için atılan adımları onayladığı ve sistemi rakiplerden ve denetlemeden koruduğu ileri sürülüyor. Savcılığın bu yorumu suç ortaklığından öte, Çağlayan’ın “bizzat bu işe liderlik ettiği ve direktiflerle işlere yön verdiği” iddiası iddiamaneye yansıyor.
Atilla savunmuş
Ek dosyalarda yer alan iki tarih ise dikkat çekici. Bu tarihlerden biri 12 Şubat 2013, 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasından yaklaşık 10 ay öncesi. ABD Hazine Bakanlığı, bu tarihte Mehmet Hakan Atilla ve diğer Halkbank yöneticilerini uyarıyor. 10 Ekim 2014’te de ABD Hazine Bakanlığı, Mehmet Hakan Atilla ile Sarraf’ın İran yaptırımlarını delme konusunu tekrar gündeme getiriyor. Hakan Atilla, İran yaptırımlarını delmeye yardımcı olmadıklarını ve Sarraf’ın iş yaptığı kişi ve şirketler ile ilgili detaylı risk analizi yaptıklarını ifade ediyor.
‘O saate el koyarlar’