1 Eylül 2017 Cuma

AKP'nin OHAL Rejiminde: ‘2017’nin ilk 8 ayında hak ihlallerinde kara tablo’..!


CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu 2017 yılı Ağustos ayı sonuna kadar Türkiye’de yaşanan hak ihlallerini inceleyerek rapor hazırladı. Rapora göre en çok ölüm bin 119 kişiyle iş cinayetlerinde yaşandı. 404 kişi çatışmalarda yaşamını yitirirken 480 yurttaş işkence ve kötü muameleye maruz kaldı. 
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu 2017 yılının ilk sekiz ayına ilişkin hak ihlalleri raporu hazırladı. Türkiye İnsan Hakları Vakfı Dokümantasyon Merkezinden yararlanılarak yaşanan hak ihlallerine ilişkin örneklerin de yer aldığı rapor, 2017 yılında Türkiye’de ciddi boyutlarda ve ölümle sonuçlanan hak ihlalleri yaşandığını ortaya koyuyor. Rapora göre, 2017 yılının ilk sekiz ayında bin 924 kişi hayatını kaybederken, yaşamını yitirenlerin büyük çoğunluğu iş cinayetlerinde ölen işçiler. Rapora göre Ağustos ayı sonuna kadar bin 119 kişi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. 
‘ÇATIŞMALARDA 404 KİŞİ YAŞAMINI YİTİRDİ’
Öte yandan silahlı çatışmalar da Türkiye’de sivillerin yaşamını tehdit etmeye devam ediyor. Çatışmalarda 404 kişi hayatını kaybederken, yasadışı örgütlerin saldırısı sonucu da 1’i çocuk 74 kişi yaşamını yitirdi. 
‘CEZAEVİNDE EN AZ 8 ÖLÜM, 367 KİŞİYE İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE’
Raporda cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine de dikkat çekilirken, işkence ve kötü muamele yaşandığına ilişkin verilere yer verildi. Ocak-Eylül 2017 tarihleri arasında cezaevlerinde üçü yangında yaralanma, dördü hastalık olmak üzere en az 8 kişi yaşamını yitirirken Antalya E Tipi Cezaevi’nde bulunan Hamza Kaçmaz’ın ölümünde ciddi işkence kuşkusu bulunduğu ifade edildi. 
Diğer yandan en az 367 mahkumun işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı, 605 mahkumun da bulundukları cezaevlerinden başka cezaevine zorla sevklerinin gerçekleştiği, 35 mahkumun ise sağlık hakkının ihlal edildiğini belirtilirken, binlerce tutuklu ve hükümlünün dövüldüğünü, ters kelepçeyle uzun süre bekletildiğini, hakarete maruz kaldığını bildirdiği ifade edildi. 
‘ŞAKRAN VE TARSUS CEZAEVLERİ ÖN PLANDA’
Raporda cezaevlerinde tutuklulara baskı olarak uygulanan, “zorla saç kesimi”, “sayımda tek sıra olma”, “ayakta durma, tekmil verme”, “temiz su ve sıcak su verilmemesi”, “çıplak arama”, “yemeklerin yetersizliği ve kalitesizliği”, “sohbete çıkarmama”, “sağ görüşlü ve/veya IŞID’li mahkûmlarla aynı hücrelere konma”, “ailelerin gönderdiği eşyaların verilmemesi”, “koğuşların kapasitenin üstünde dolu olması”, “kadın mahkûmların koğuşlarında tuvalet ve banyoya kamera yerleştirilmesi”, “terörist” yazan yaka kartlarının dayatılması” gibi uygulamalara da değinildi. Baskıların ön plana çıktığı iki cezaevi olarak da Şakran ve Tarsus cezaevleri gösterildi. 
‘14 KİŞİ ZORLA KAYBEDİLDİ YA DA EDİLMEK İSTENDİ’
İşkence ve kötü muamelenin ‘gözaltı yerlerinden sokağa taştığı’ ifade edilen raporda, 480 kişinin işkence ve kötü muameleye maruz kalırken, bir kişinin de gözaltında yaşamını yitirdiğini kaydedildi. 90’lı yıllarla anılan zorla kaybetmelerin yeniden gündeme geldiği belirtilen raporda, 14 kişinin zorla kaybedildiği veya kaybedilmek istendiği belirtildi. 
‘ERKEK ŞİDDETİYLE YAŞAM HAKKI İHLAL EDİLEN KADINLAR’
Raporda kadın cinayetleri ile kadın ve çocuklara yönelik istismara da yer verildi. Ocak ayından Temmuz ayının sonuna kadar 234 kadın erkekler tarafından öldürülürken 226 çocuk istismara ve 162 kadın cinsel şiddete uğradı. 
‘TUTUKLU GAZETECİSİ BULUNAN ÜLKELER ARASINDA TÜRKİYE BAŞI ÇEKİYOR’
Türkiye’de son dönemde en fazla ihlal edilen haklardan olan ifade özgürlüğüne de vurgu yapılan raporda, dünyada en fazla tutuklu gazeteci bulunan ülke sıralamasında Türkiye’nin başı çektiğinin altı çizildi. Raporda AKP yöneticilerinin sayıyı 2 vermesine karşılık şu anda 152 gazetecinin tutuklu olduğuna dikkat çekildi. Raporda, Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü tarafından hazırlanan 2017 Basın Özgürlüğü indeksinde Türkiye’nin 4 sıra gerileyerek, 180 ülke arasında 155. sırada “gazetecilik yapmanın güç olduğu ülkeler” kategorisinde yer aldığı ifade edildi. 
‘SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMI NEDENİYLE CEZALANDIRMALARI SAYMAK İMKANSIZ’
Raporda, toplu gösteri ve yürüyüş hakkının OHAL dolayısıyla askıya alındığı, insanların sorunlarını ve tepkilerini sosyal medya aracılığıyla iletirken de yargı kıskacıyla karşılaştığı belirtilerek, sosyal medya hesaplarındaki paylaşımları dolayısıyla haklarında dava açılan, gözaltına alınan ve tutuklanan yurttaşların sayısını tutmanın imkansızlığına vurgu yapıldı. İnsan hakları savunucularının da uydurma gerekçelerle tutuklandığına dikkat çekilen raporda, hak savunuculuğu yapmanın ciddi bedelleri göze almayı gerektirdiği ifade edildi.