15 Eylül 2017 Cuma

'Ben yaşlıyım, bir şey yapmazlar' diye ekmek almak için evden çıktı, vuruldu, cenazesi gece boyu sokakta kaldı.....!

74 yaşındaki Mustafa Erdoğan, 4 Eylül Cuma akşamı sokağa çıkma yasağı ilan edilen Cizre'de yaşıyordu. 11 Eylül akşamı, ekmek kalmadığı için, "Ben yaşlıyım, kimse bana bir şey yapmaz" diyerek evden çıktı. İçinde fırında bulunan marketten pide aldı ve eve doğru dönmek için yola koyuldu. Nergizi sokağın başında kafasına isabet eden bir kurşunla hayatını kaybetti, çatışmalardan dolayı cenazesi sabaha kadar olay yerinde kaldı.
1994 yılında, Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesine bağlı Kırkağaç'tan köyün meydanına top mermisi düşmesi sebebiyle ayrılan ve Cizre'nin Cudi mahallesine göç eden Erdoğan'ın hayatını kazanmak için hurda sattığı, günlük 10 lira kazandığı işine ailesine bakması gerektiği için sokağa çıkma yasağı süresince de devam ettiği ortaya çıktı.
Radikal'den İdris Emen'İn haberine göre, aslen Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesine bağlı Kırkağaç köyünden olan Mehmet Erdoğan 74 yaşındaydı. 1994 yılında köylerine bir top mermisi düşünce Erdoğan ailesini yanına alarak Cizre’nin Cudi mahallesine yerleşti. 6’sı kadın olmak üzere yedi çocuk sahibi olan Erdoğan, ailesini geçindirmek seyyar satıcılık ve benzeri işlerde çalıştı. Kuran’ı kerimi iyi bilen Erdoğan bir dönem hafızlık da yaptı için mahallede, "Seyit Mehmet" olarak biliniyordu.
"Tehlikeli olduğunu söyledim, 'param yok, bu yüzden hurda toplamam lazım’ dedi"
Erdoğan, yaşı ilerlediğinde inşaat ve çöplerden topladığı hurdalarla geçimini sağlamaya başladı. Erdoğan’ın sokakta topladığı hurdaları kendisine getirdiğini ve günde 5 ila 10 lira arasında para kazandığını söyleyen hurdacı Nesim Esen, "Mehmet amca 5 yıldır bize hurda getirirdi. Günlük kazancı 5 ila 10 lira arasındaydı. Ölmeden 3 gün önce buraya geldi. Getirdikleri 6 lira tuttu. Bozuk para olmadığı için parasını veremedim. Parası hala bende duruyor. Tehlikeli olduğu için kendisine sokağa çıkmamasını ve hurda toplamamasını söyledim. Ancak bana, ‘param yok, bu yüzden hurda toplamam lazım’ dedi. ben de kendisine her gün için yevmiye vereceğimi söyledim. O da kabul etti. Ondan sonra hiç görmedim. Daha sonra Mehmet amcanın vurulduğunu söylediler. Cenazesini almaya gittik. Ancak çatışmalardan dolayı cenazesini alamadık. Mehmet amca yumuşak kalpli biriydi. Çöpte topladığı bayat ekmeği hayvanlara verirdi" dedi.
‘İnsanın ekmeğini kazanması ayıp değil’
Erdoğan’ın Kuran’ı ezbere bildiğini ve bu yüzden mezarlıkta ölüler için Kuran okuduğunu söyleyen Erdoğan’ın kardeşi E. Erdoğan, "1994 yılında köyümüzün çevresinde çatışmalar çıktı. Can güvenliğimiz yoktu. Köyün meydanına top mermisi düşünce köyümüzü bırakıp Cizre’ye geldik. Abim ailesini geçindirmek için birçok işte çalıştı. Yaşlanmasına rağmen kimseye muhtaç olmamak için yine çalışmaya başladı. Bana, ‘insanın ekmeğini kazanması ayıp değil’ diyordu. Kuran’ı ezbere bilirdi. Bu yüzden sabahları mezarlığa giderdi. Ölüler için kuran okurdu. Ölü yakınları da abime harçlık niyetine para verirdi. Mezarlıktan çıktıktan sonra da hurda toplardı. Cuma günü evde ekmek kalmadığı için, ‘ben yaşlıyım, kimse bana bir şey yapmaz’ diyerek ekmek almak için çarşıya indi. Ekmeği aldıktan sonra sokağın başında vurulmuş" diye konuştu.