8 Eylül 2017 Cuma

Gözaltı süreci ve hak ihlalleri paylaşıldı..!

İstanbul Taksim'de bir araya gelen hak savunucuları, tutuklu bulunan insan hakları savunucularının bu süreçte yaşadıklarını ve hak örgütlerine dönük karalama kampanyalarını konuştu.
"Hak Savunucularına Yönelik Soruşturma & Tutuklamalar Süreci Bilgi ve Değerlendirme Raporu"nu paylaşan örgütler hukukçular ve avukatlarla bir araya gelerek yaşanan sürecin keyfiliğine dikkat çekti.
HIVOS, Yurttaşlık Derneği, Kadın Koalisyonu, Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları Gündemi Derneği, Eşit Hakları İzleme Derneği (ESHİD), Hak İnisiyatifi VE İHOP'un ortak düzenlediği toplantıda hak örgütlerinin misyonu, tutuklu bulunan insan hakları savunucuları hakkında bilgiler ve yaşanan hukuksuzluklar tartışıldı.
Medya ve lobi faaliyetleriyle hak örgütleri hakkında yapılan karalama kampanyaları ve hedef göstermeleri hatırlatan hak savunucuları, üstlendikleri toplumsal rolün amacını hatırlattılar: "Türkiye’nin üyesi olduğu BM, Avrupa Konseyi, AGİT tarafından kabul edildiği üzere hak savunucuları, yerel, ulusal, bölgesel ve uluslararası alanda ‘bireysel olarak ya da diğerleriyle birlikte insan haklarının ve temel özgürlüklerin geliştirilmesi, korunması ve hayata geçirilmesini desteklemek ve bunun için gayret göstermek için’ hareket eden kişilerdir. Hak savunucuları, hiçbir ayrım gözetmeksizin insan haklarının herkes için evrensel olduğunu kabul ederler ve insan haklarını barışçıl yöntemlerle savunurlar."
POLİS BASKININDAN İTİBAREN HAK İHLALLERİ:
- Baskın sırasında el konulan bilgisayar, cep telefonları ve sair bilişim cihazının el konulduğu sırada mevcut içeriklerini tespit etmeye yönelik hiçbir işlem yapılmadı.
- Polis hak savunucularının gözaltına alındığına dair kimseyi bilgilendirmediği gibi, yakınlarına veya avukatlarına haber vermelerine de izin vermedi.
- Gözaltına alındıkları, 5 Temmuz akşam saatlerinde şans eseri ortaya çıktı. Saat 09:30 civarında gözaltına alınmalarına rağmen, gözaltı tutanağında gözaltına alınma saati 14:30 olarak yazıldı.
- Gözaltının gerçekleştiği gün, gece yarısına doğru, gözaltına alınanlardan sekizinin Anadolu yakasındaki farklı karakollara ikişerli gruplar halinde dağıtıldığı söylendi, ancak tam olarak nerede tutuldukları açıklanmadı.
- Gözaltına alındıktan yaklaşık 30 saat sonra, 6 Temmuz Perşembe günü 14:30 sularında, yakınlarına haber vermeleri için nihayet izin verildi. İnsan hakları savunucularının hangi karakollarda tutuldukları ve dosya üzerinde bir kısıtlılık kararı olduğu ancak bu saatten sonra öğrenildi.
- Kısıtlılık kararı sebebiyle, avukatlar, isnat edilen suçlama hakkında karakollardan sözlü ve yazılı bir bilgi alamadılar, ancak ziyaretleri için hazırlanan tutanaklarda “terör” ve örgüt adı olarak da “A” ibaresinin yazıldığını tespit ettiler.
- Gözaltı süresi, yedi gün olarak ifade edildi ve bu süre resmi kayıtlara göre 5 Temmuz saat 14:30’dan itibaren işlemeye başladı.
- Daha ilk anda soruşturma dosyasının üzerinde kısıtlılık (gizlilik) kararı alındı. Dolayısıyla, hak savunucularının, gözaltına alınmalarının gerekçesi anlaşılamadı; varsa dayanaklar ve deliller incelenemedi.
- Gözaltının altıncı günü olan 10 Temmuz Pazartesi akşamı önce İstanbul’da, yaşayan hak savunucularının evleri, aynı gece sabaha karşı da diğer şehirlerde yaşayan hak savunucularının evleri arandı. Akabinde soruşturma savcısı tarafından bu gerekçe ileri sürülerek yedi gün ek gözaltı süresi daha alındı.
- 15 Gözaltının üçüncü gününden itibaren Vatan Caddesi'nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Şube Müdürlüğü’nde son derece havasız ve gün ışığı olmayan bir ortamda tutulan hak savunucuları, en çok üç kişinin kalabileceği yerlerde bazen beş, bazen altı kişi tutulduğu için pek çok kere oturdukları yerde uyumaya çalışmak zorunda kaldılar.
- Gözaltında sağlık muayenesi için, yasal düzenlemeler gereği bir sağlık kuruluşuna götürülmeleri gerektiği halde, pek çok kere “hekim” olarak tanıtılan kişiler emniyet müdürlüğüne gelip ilaç isteyip istemediklerini sormakla yetindi. Sağlık muayenesi bu koşullarda “yerine” getirildi. Türkçe bilmeyen hak savunucularının, sağlık muayenelerinin neredeyse tamamı, avukatlarının ısrarlı taleplerine rağmen tercüman olmaksızın gerçekleştirildi
- Ali Gharavi gözaltındayken iki kere bayılmasına rağmen, gerekli detayda bir tam teşekküllü tıbbi tetkik gerçekleştirilmedi, kendisi avukatlarının tercüman temin etmelerine rağmen, İngilizce bilmeyen bir doktora tercüman olmaksızın götürüldü ve baştan savma biçimde muayene edildi. İlgili bir sağlık raporu da avukatlarına taleplere rağmen sunulmadı

- Mevcut rahatsızlıkları nedeniyle özel bir beslenme rejimine tabi olmaları gereken hak savunucularına, avukatlarının ısrarlı talepleri ve dayanak tıbbi raporlara rağmen, gerekli uygun gıdalar sağlanmadı ve bunların dışarıdan alınıp verilmesi ve/veya aldırılması önerileri de reddedildi.