
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Mustafa
Karasu, 'İkisi üst düzey, ikisi bölge sorumlusu 20 kişinin ellerinde
olduğunu" açıkladı. Dengê Kurdistan radyosunda yayınlanan
"Dilistan" programına katılan Karasu, gazeteci Ciwan Tunç’un
sorularını yanıtladı.
Devletin ellerindeki MİT personeline
karşı sessiz kaldığını belirten Karasu, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
"Basına da yansıdı; MİT elemanları belirtildiği gibi elimizde. Ancak
sadece 2 devlet görevlisi değil, 20 kadar devlet görevlisi elimizde esir. Son
yakalanan 2 MİT’çi üst düzey önemli elemanlarıdır. Bundan önce Cizre’de,
Botan’da iki önemli bölge sorumluları elimize geçti. Onlar için de bize haber
gönderdiler. Devlet ve başındaki Erdoğan, hiç bunlardan da bahsetmiyor. Bu
MİT’çilerin yakalanması, aslında Erdoğan'ın ve devletin yakalanmasıdır. Ava
gidenlerin avlanmasıdır."
PKK: MİT elemanlarını yakaladık
KCK Genel Başkanlık Konseyi üyesi Diyar
Xerîb, Türk MİT'inin bazı elemanlarının Güney Kürdistan'da kendileri tarafından
yakalandığını söyledi.
Türkiye'nin YNK Ankara Temsilcisi'ni
sınır dışı etmesinin arkasında PKK'nin operasyona giden MİT mensuplarını
kaçırmasının yattığı iddia edilmişti. ANF'de yer alan habere göre, MİT
üyelerinin "Güney Kürdistan'da kendileri tarafından yakalandığını"
söyleyen KCK Genel Başkanlık Konseyi üyesi Diyar Xerîb, "Türkiye
yakaladığımız kişileri şimdiye kadar medyanın önüne çıkartmadığımız için memnun
olmalı. Başlarına çuval geçirebilir, basının önüne çıkarabilirdik" dedi.
Haberde şöyle denildi:
"Geçtiğimiz günlerde Türk devletinin
Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin (YNK) Ankara Temsilcisi Behroz Gelalî'yi
sınır dışı etmesi ve temsilciliği kapatmasının ardından Süleymaniye'ye dönen
Gelalî, "Türkiye ile Süleymaniye sınırları içerisinde bir sorun
yaşadıklarını" söylemişti.
Gelalî'nin ardından konuşan YNK
Politbüro üyesi ve parti sözcüsü Sedî Ehmed Pîrê ise "PKK'ye yönelik
operasyon hazırlığında olan bazı MİT elemanlarının operasyonunun başarısız
olduğunu ve bu elemanların PKK tarafından alıkonulduğunu, Türkiye'nin bu olaydan
dolayı kendilerini suçladığını" söylemişti.
Konunun ayrıntılarına ilişkin Rojnews'e
konuşan Xerîb, YNK Temsilcisi'nin sınır dışı edilmesinin Güney Kürdistan
halkının dikkatini çektiğini belirterek, "Birçok kişi neden Türkiye bölge
bir şey yaptı, diye soruyor. Bunun arkasında ne olduğunu sorguluyor. Türk
devletinin bu tür uygulamaları devam edecek mi diye soruyorlar. Acaba Türk
devletinin bundan sonraki tavrı ne olacak, gibi birçok soru soruluyor. Bu
soruların cevaplandırılması ve konunun aydınlatılması gerekir" dedi.
YNK'NİN AÇIKLAMALARI
YNK'nin konuya yaklaşımına ilişkin de
konuşan Xerîb, şunları söyledi: "YNK Temsilcisinin Süleymaniye'ye
dönmesinden bir gün sonra YNK Politbüro üyesi Sedî Ehmed Pirê, 'Türkiye'nin
Süleymaniye'de PKK'ye karşı bir operasyon yapmak istediğini ve bu operasyonun
başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Türk devletinin kendilerini
suçladığını' söyledi. Aynı gün YNK'nin Hewlêr Meclisi Sorumlusu, YNK'nin resmi
siyasetinin dışında ve ulusal-bağımsız bir siyasetin ötesinde bir açıklama yaparak,
PKK'yi suçladı. Yaşananlardan dolayı PKK'yi suçladı. Bununla da yetinmeyip
PKK'nin Güney Kürdistan'daki varlığını Kürdistan Bölgesi için tehdit olarak
nitelendirdi. YNK Politbürosuna PKK'yi sınırlandırmasını istedi. Şüphesiz ki bu
tavır Kürt ve Kürdistan'a hizmet etmeyen tavırlardır ve Kürdistan ulusal
birliğine uzak tavırlardır."
Sadî Ehmed Pirê'nin YNK ile Türkiye
arasındaki sonunun nedenini "Süleymaniye'deki operasyonun başarısızlığı
olduğu" sözlerini hatırlatan Xerîb, "Bu durum YNK'nin operasyonun başarısı
için kendilerine yardımcı olmadığını gösteriyor. Ama Hewlêr'deki YNK'linin
açıklamaları da 'Eğer YNK, operasyon için MİT'e omuz verseydi, suçlanmayacaktı'
anlamı taşıyor. Türk devletinin Güney Kürdistan'da bir Kürt gücüne karşı
operasyon yapmasının meşruiyeti her zaman tartışılagelmiştir. Acaba YNK'nin
böyle bir operasyonu desteklemesi meşru mudur? Ya da PKK'yi veya başka bir Kürt
gücünü böyle bir operasyon karşısında savunmaları meşru değil mi? Eğer YNK bu
yetkilisinin dediklerini yaparsa o zaman Türk devletinin her türlü icraatının
içine düşeceği ve PKK'nin savunulmasını da gayrı meşru göreceği açıktır"
ifadelerinde bulundu.
"YNK'nin Türk devletinin
operasyonel gücünün bir parçası olması kabul edilebilir mi? PKK'ye karşı
operasyon yapmaları doğru olur mu? Türkiye ve Erdoğan'ın kalbini kırmamak için
atacakları böyle bir adım YNK'yi nereye götürür?" diye soran Xerîb,
devamla şunları söyledi: "Herkes hem yasal, hem siyasal hem de ulusal
açıdan böyle bir şeyin meşru olmadığını biliyor. Bilakis bunun karşı bir tutum
olmalı."
'GEREKİRSE BASININ KARŞISINA ÇIKARIRIZ'
Yakalanan MİT elemanlarına ilişkin de
konuşan Xerîb, "Çok eski değil, daha 2003 yılında ABD askerleri
Süleymaniye'de Türk askerlerinin başına çuval geçirerek, görüntülerini de
basında yayınladı. Bu da Türkiye'ye yönelik 'Sen sınırını geçtin, senin
Süleymaniye ve Irak'ta hiçbir hakkın yok' mesajıydı. Türkiye, onların
sorumlularını, elemanlarını 2003'te olduğu gibi basının önüne çıkarmadığımıza
memnun olsun. PKK, Süleymaniye kentini kaos ve PKK yöneticilerine karşı terör
saldırılarının merkezi yapmak isteyen bu MİT elemanlarını basınının karşısına
çıkarabilir. Eğer PKK bunu yapmamışsa, o da Süleymaniye halkını ve YNK'yi suçlu
göstermek istemediği içindir. Ama eğer gerek duyulursa şimdi de basının karşısına
çıkarılabilir" dedi."