Samsun'da Ahmet Türk'e düzenlenen yumruklu saldıradan sonra artan gerilim, ilde faaliyet gösteren Yusufiyeli Ülkücüler Teşkilatı Genel Başkanı Ahmet Yılmaz tarafından yapılan açık tehdit ile had safhaya vardı. Yılmaz, TKP ve SP'yi hedef göstererek, bu partilerden "devlet (hesap) sormazsa biz bildiğimiz yoldan sorarız" dedi.
12 Nisan’da Bulanık davasının ilk duruşmasını izlemek için bir heyetle Samsun’a gelen Ahmet Türk’e Samsun Adliyesi önünde yapılan saldırıyı kınamak için basın açıklaması yapan Samsun Emek ve Demokrasi Güçlerine saldırılmış, aynı gün TKP İl Binası da ülkücüler tarafından taşlanmıştı. Bu saldırının ardından Ladik’te iki polisin öldürülmesiyle gerilim ve şiddet doruğa tırmanmış, Emniyet’in önüne giden topluluğun taşkınlığı üzerine “Acımızla mı, yoksa sizinle mi uğraşacağız?” diyerek tepki gösteren yeni emniyet amiri de protesto edilmiş, yürüyüşe geçip TKP il binasının önüne gelen topluluk içindeki ülkücüler bu kez küfür ve hakaretlerle saldırıya geçmişlerdi. Polisin uyarısına, “Bizi siz bile durduramayacaksınız” cevabının verildiği o gün, Samsun’da Diyarbakırlı bir esnafın işyeri ve Atakum ilçesindeki Halkevleri de taşlı saldırıya uğramıştı.
En son iki gün önce Samsun’daki bir yerel gazetede yer alan bir açıklamada, Yusufiyeli Ülkücüler Teşkilat Genel Başkanı Ahmet Yılmaz, “Sosyalist Parti, Komünist Parti ve bazı sivil toplum kuruluşları teröristbaşı Öcalan’ın taşeronluğunu yapıyor. Doğu bölgeleri dışında terörü yaymaya çalışanlar bunlardır. Bunlardan hesabı devlet soracaktır. Eğer devlet sormazsa biz bildiğimiz yoldan sorarız” diyerek açıkça tehdit etti.
Yılmaz, 10 yıl hapis yatmış
Partileri ve demokratik kitle örgütlerini hedef gösteren ve “bildikleri yoldan” hesap soracaklarını açıkça ihbar eden Ahmet Yılmaz, bugün 50 yaşında, kurucusu olduğu Yusufiyeli Ülkücüler Teşkilatı'nın Genel Başkanı ve bir iş adamı. 12 Eylül darbesinden önce tutuklanan Yılmaz, darbeye 3 ay kala cezaevinden firar edip tekrar yakalandığında bu kez 10 yıl cezaevinde yattı. 12 Eylül'de büyük işkenceler gördüklerini söyleyen Yılmaz, “Ama hiçbir zaman devlete kin gütmediğimiz için sineye çektik” diyor.
Bir yerel gazeteye verdiği mülakatta, "Bizim ideolojimiz belli. Türk-İslam ülküsü. Bugün MHP'ye baktığımızda bazen, verilen bunca mücadele bunlar için miydi, dediğimiz anlar oluyor” diyen Yılmaz, bugünkü MHP’yi çok ılımlı bulanlardan biri. Öyle ki, dernek üyeleri, 22 Temmuz seçimlerinde oy pusulasında MHP'ye "Evet" mührünü bastıkları halde oyları yönetime tepki olarak sandığa atmadılar. Yılmaz, "Gönlümüz her zaman MHP'den yana olmasına karşın şu an MHP'nin yönetimindeki Devlet Bahçeli ve diğer yöneticilerin ülkücülüğünden her zaman şüphe duyduk. Onlara tepki olarak da Samsun´da 631 adet oyumuzu sandığa atmadık" dedi.
Kim bu Yusufiyeli ülkücüler?
Yusufiyeli Ülkücüler, genel merkezi Samsun'da olan bir örgütlenme. 2003’te kurulan Yusufiyeli Ülkücüler Teşkilatı'nın 'eski hükümlü ülkücüleri', dernek binalarını cezaevi koğuşuna benzer şekilde düzenlemişler. Yusufiyeli Ülkücülerin yaşları ortalama 50.
Hepsi ‘ülkücü’ olan 500 üyeli teşkilat, 100 kurucusunun toplam 1000 yıl hapis yatmasıyla övünüyor. Bu 100 kurucunun çarptırıldığı toplam hapis cezası 3 bin yılın üstünde iken, infaz yasası, af ve benzeri gibi nedenlerle yattıkları süre 1000 yıla düştüğü belirtiliyor.
Yusufiyeli Ülkücüler, 12 Eylül’e kendilerine bu kadar "ceza" verdiği için kırgın olduklarını ifade ediyorlar. Hâlâ neden hapis yattıklarını anlayamadıklarını dile getiriyorlar.
Yusufiyeli Ülkücülerin binasında, ranzalar ve parmaklıklar var. Koğuş yemekhanesinin yanında bir de mescit bulunuyor. Koğuştaki ranzalar, aynı zamanda, şehir dışından gelen üyelerin yatakhanesi işlevini de görüyor.
Hz. Yusuf’tan esinlenmişler
Hz. Yusuf’un atıldığı kuyuyu taş medrese olarak gördüğü gibi, Yusufiyeli Ülkücüler Teşkilatı’nın kurucuları da 12 Eylül sonrası cezaevine girince, hapishaneyi ‘Taş Medrese’ olarak kabul etmeye başlamışlar. ‘İçerideyken’ dışarı çıktıklarında Yusufiyeliler Derneği diye bir dernek kurmaya karar veriyorlar. 1986 yılında ilk tahliyeler başlıyor. Geleneksel iftar yemeklerinde buluşarak, dernek kurma planlarını tazeliyorlar. Sonunda herkes tahliye olduktan, yasaklamalar da kalktıktan sonra, 2003 yılının Ramazan ayında verilen iftar yemeğinde derneğin resmi kuruluşunu tamamlıyorlar. (Kaynak: soL-Haber Merkezi)