24 Ocak 2017 Salı

İSİG: 2016’da 96 göçmen işçi yaşamını yitirdi, birlikte mücadele etmeliyiz..!

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin raporuna göre; 2016’da iş cinayetlerinde 96 göçmen işçi yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren çalışan çocuklardan 7’si de göçmen. Ölümler inşaat, yol ve tarım iş kollarında yoğun olarak yaşanırken, yaşamını yitirenlerin çoğunluğunu genç göçmen işçiler oluşturuyor
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), 2016’da ülkemizde iş cinayeti sonucu yaşamını yitiren göçmen işçilere dair hazırladığı raporu yayımladı. “Fabrikalarda, tarlalarda iş cinayetlerinde birlikte ölüyorsak birlikte mücadele etmeliyiz” diyen İSİG, ülkede göçmen işçi sayısının ve iş cinayetlerinin artması nedeniyle 2016 yılı başında raporlama faaliyetine başladıklarını belirterek şunları söyledi:
“Ülkemizde çalışan göçmenlerin sayısı hızla çoğalıyor. Bu durumun bir yansıması olarak da göçmenlerin maruz kaldığı iş cinayetleri artış ivmesi gösteriyor. Ülkemizde göçmenlerin yaşamsal ihtiyaçları ile ilgili dayanışma faaliyetleri gösteren çalışmalar bulunuyordu. Ancak işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında bir boşluk vardı. Bu noktada geçen yılın başlangıcından itibaren düzenli olarak bir raporlama faaliyeti başlattık. Bu mütevazi adımdaki amacımız artık Türkiye işçi sınıfının önemli bir bileşeni olan göçmenlerin sendikal örgütlenmesi konusunda bir pratik sergilenmesi ve işçi sağlığı iş güvenliği sorunlarının gündeme alınmasıydı.”
Yaşamını yitiren 56 çalışan çocuktan 7’si göçmen
2016’da göçmen işçilere dair dört rapor yayımladıklarını belirten İSİG, Suriyeli çocukların çalıştırılmasına da değindi. 2016’da yaşamını yitiren 56 çocuktan 7’sinin göçmen olduğunu belirten İSİG, iş cinayetlerini şöyle sıraladı:
18 Kasım’da 16 yaşındaki Afgan işçi Abdül Kuddüs Nazar Mehmet, Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde çalıştığı besi-tavuk çiftliğinde kaldığı odada ısınmak için kova içinde yaktığı ateşten çıkan karbonmonoksitten etkilendi. Bir sene önce ülkemize gelen yedi kardeşli bir ailenin evladıydı.
6 Ekim’de 16 yaşındaki Suriyeli işçi Kasen Abdullah, Aydın’da çalıştığı tuğla fabrikasında, gece vardiyasında fabrika arazisinde kazı yaparken göçük altında kaldı.
15 Ağustos’ta 17 yaşındaki Suriyeli işçi T.A.’yı işten eve götüren araç şarampole yuvarlandı. Araştırmamıza rağmen ismini ve çalıştığı işkolunu bile öğrenemedik.
29 Temmuz’da 16 yaşındaki Suriyeli işçi Muhammed Mahmoud, tarla işlerinde çalışmak için geldiği Sivas’ın Akkuzulu Köyü’nde traktörün devrilmesi sonucu yaşamını yitirdi.
23 Haziran’da 16 yaşındaki Suriyeli işçi Diyap Abid, Adana’nın Yüreğir ilçesinde çalıştığı karpuz tarlasında sulama kanalında boğuldu.
27 Mart’ta buzdolabı tamircisinin yanında çalışan 12 yaşındaki Suriyeli işçi Ferhat Ali, bir uyuşturucu bağımlısının işyerine gelerek 50 TL olan haftalığını istemesi ve ona direnmesi üzerine bıçaklandı.
16 Şubat’ta 17 yaşındaki Suriyeli işçi Mendul Meryem, Adana’nın Yüreğir ilçesinde sıvacı olarak çalıştığı inşaatta bıçaklandı.
Göçmen işçi ölümlerinde her yıl artış
Göçmen işçi ölümlerinin tüm iş cinayetlerindeki oranı
Göçmen işçi ölümlerinin tüm işçi ölümlerine oranı 2013 yılında yüzde 2 iken 2014 yılında yüzde 3’e, 2015 yılında 4’e ve 2016 yılında ise yüzde 5’e çıkmıştır. Sadece bu veri bile ülkemizde göçmen emeğinin giderek arttığını göstermiştir. Bu durum ülkemizde göçmenlerin işçi sınıfının yeni bir bileşeni olduğunu ve sendikal hareketin de göçmen işçileri örgütleyecek bir perspektif geliştirmesi gerektiğini açığa çıkarmıştır.
Ölen göçmen işçilerin büyük bölümü Suriyeli
Raporda şu ifadeler yer aldı:
“Fabrikalarda ve tarlalarda Türkiyeli işçilerin yanısıra ezici çoğunluğu Suriyeli olmak üzere Afgan, Gürcü, Ukraynalı, İranlı, Iraklı, Özbek, Rus… işçi kardeşlerimiz de iş cinayetlerinde yaşamlarını yitirdiler. Yani sermayenin daha fazla kazanması için bizler omuz omuza çalışırken milliyetlerimize bakılmaksızın birer birer öldük. İşte bu yüzden ortak mücadele etmeliyiz.
Diğer yandan “Türkiye’nin tartıştığı bir ‘uluslararası göç’ olgusudur ve tartışma konusu ‘Suriye/Suriyeliler’dir”. Bu noktada göçmen işçi ölümlerini pek arzu etmesek de milliyetlerine göre de tasnif ettik.
Milliyetlerine göre göçmen işçi ölümlerine bakarsak;
Yüzde 61’i Suriyeli;
Yüzde 12’si Afgan;
Yüzde 5’i Gürcü;
Yüzde 4’ü Ukraynalı,
Yüzde 3’ü İranlı;
Yüzde 2’şer Iraklı, Özbek ve Rustur.
Diğer milliyetler olarak ifade ettiğimiz yüzde 9’luk dilim ise Azeri, Çinli, G.Koreli, Kırgız, Litvanyalı, Pakistanlı, Sırp, Türkmen ve Venezuelalı göçmenlerdir.
Bu durum 2013 yılından beri tuttuğumuz kayıtlarımızla da benzerlik göstermektedir.”
Ölümler inşaat, yol ve tarım iş kollarında
Geçmiş yıllarda en çok ölümün yaşandığı tarım işkolu yerini inşaata bırakmıştır. Göçmenler emek yoğun sektörlerde güvencesiz bir şekilde, asga
Göçmen işçi örgütlenmesinde İspanya sendikaları
İSİG raporunda, İspanya’daki göçmen işçi örgütlenmesi deneyimine de yer verdi:
İspanya geleneksel olarak göç veren bir ülke iken, son 20 yıldır Romanya, Fas, Ekvator, Kolombiya, Dominik, Çin, Filipinler, Bulgaristan, Arjantin, Peru gibi ülkelerden göç akınına uğradı. Bu göçmenler bizim ülkemize benzer olarak tarım, inşaat, konaklama ve ev hizmetleri gibi sektörlerde çalışmaktadır. Ancak 1/6’sının çalışma izni yoktur ve yine ispanyol işçilerin 1/5’i oranında ücret kazanmaktalar.
İspanya’da sendikal konfederasyonlar İşçi Komisyonları (CC.OO) ve Genel İşçi Birliği (UGT) 1970’li yıllardan beri göçmen işçilerle dayanışma içindedir. CC.OO 1977’de kuruluşundan beri göç konusuna özel bir önem verdi ve bir Göç Ofisi var. 1990’da da benzer bir amaçla UGT Sosyal Eylem Konfederal Ofisini kurdu. İki konfederasyon iletişim içinde adım attılar.
Bu adımlar devam etti. 1986 yılında CC.OO özellikle Afrikalı işçilerin sorunları için Yabancı İşçiler için Bilgi Merkezi’ni, 1991 yılında da UGT Göçmenler ve Mülteciler için Danışma Merkezleri’ni kurdu. Oturma izni, aile birleşmeleri, vatandaşlık hakkı, çalışma vizesi gibi destekler sağladılar. Yine dil, mesleki eğitim, iş bulma, hukuki destek gibi işlevleri yerine getirdiler.
Ancak iki konfederasyonun temel amacı göçmen işçilerin örgütlenmesinden çok onlara yasal ve idari destek sağlamakla sınırlı kaldı.
Diğer yandan Tarım İşçileri Sendikası’na (SOC) değinmek gerekir. Sendika 2000’li yıllarla beraber özellikle Endülüs’te Almeria bölgesinde göçmen işçilerin mücadelelerinin güçlenmesi için de faaliyete başlamıştır. SOC işçilere çalışma koşulları ile ilgili konularda, iş yasalarının ihlal edildiği durumlarda, ikametgah ve çalışma izinleri ile ilgili konularda ve tarım ilaçlarından kaynaklanan hastalıklarda yardım etmektedir. Ayrıca İspanyolca kursları ve sendikacılık dersleri de vermektedir. SOC göçmen işçilere bireysel olarak uğradıkları saldırılar ve haksızlıklar olduğu durumlarda da yardımcı olmaktadır. Bu özellikleri ile yerli ve göçmen işçilerin ortak örgütlenmesi faaliyeti yürütmektedir.
2016’da iş cinayetlerinde yaşamını yitiren göçmen işçiler:
Ali Alzeri, Ahmed Elfaris, Mohammed Abdul Majeet, Malik Goseni, Bruce Gordon İrving, Abdül Kuddüs Nazar Mehmet, Marvan Quays Saad, Zıaurrahman Zıaozbe, Abdulkadir Aftel, Bessam El Musa, Yaser Hikmet, Kervin Martin Pinerua Urbina, Muhammet Kasım, Mukadder Ali, Kasen Abdullah, Yasir Seyfettin, Ahmet Şıho, Fakhrıdın Dalıev, Abdullah Obeyt, Mohamed Alahmad Alsalıh, Abdullah Kerimi, Abdulkadir Aziz, Ali Muhammed, Abdurrahman İbrahim, Mahdi Shemshad, Violeta Khanieva, Mustafa Arzhelge, Ala Ğayda, Fedir Suprenenko, A.A., Ahmed El Hasan, R.M., T.A., Muhammed Necip, Muhammed Mahmoud Eşsilim, Nazirjon Rozikov, Abdulminem Ömer, Diyap Abid, Ali İlhan, A.E., Kadir Muhammed Simavi, Muhammed el Aşab, Rami el Aşab, Basil Halit, Kusay (Hüseyin) el Salih, Abdullah Haydar el Bargas, Vefa Muhammed, Sıdıka Müslim, Yusuf Akdi, Ahmet Şimmo, Muhammed Muhtar Muhayri, Havle El Halef, Niyazi Murtazalioğlu Aliyev, Aleksandre Akopashvili, Husein Al Husein, Karim Özbek, Oleksiy Voytsov, Sergi Kravchenko, Vazha Abduladze, Ahmet Elahmed, Ziya ., Arkadı Tabagua, Ketevan Mgeladze, Abdullah Rahmadi, Hüseyin Elisa Yahya, İbrahim Shafi, Ahmad Fayaz Sultani, Vyacheslav Kuprin, Kamil Cerruh, Muhammed Sefa, Ali Sefa, Hong Woo Shin, Muhammed Abdulvehab, Yasin Hammud, Adnan Farhan, Samir Harun, Ali el Derviş, Ammar Hachalef, Hikmet Ali, Ferhat Ali, Cuma Muhammed Sadun, Ammar Koç, Mendul Meryem, Ala Zuru, Qyun Un, Predrag Marjanovic, Gulnora Tuxtayeva, Abdalla Salih, Muhammed Albades, Çağrı Derow, Serhiy Mykhadyuk, Dmıtrıj Baskırov ve ismini öğrenemediğimiz dört göçmen işçi.