Düzce’de 6 yıldır Çevre ve Şehircilik İl
Müdürlüğü’nde görev yaparken KHK ile işten çıkarılan Mimar Alev Şahin, ‘İşimi,
ekmeğimi geri istiyorum’ diyerek kent meydanında oturma eylemine başladı.
Şahin’e destek verenler de onunla birlikte eyleme katıldı.
“Ekmeğimi paylaştığım insanların çıkarı
için müteahhitleri karşıma aldım”
1999 yılında meydana gelen ve binlerce
insanın ölümüne sebep olan depremin ardından insanların dayanıksız binalarda yaşamasını
istemediği için mimar olmaya karar verdiğini ve görev süresi boyunca çeşitli
mobbinglere maruz kaldığını belirten Şahin, ‘Halk için mimarlık yapmak suç
değil’ başlıklı bir yazı kaleme alarak şu ifadeleri kullanmıştı:
“Katil değilim, hırsız değilim, darbeci
değilim. Yoksul bir ailenin çocuğu olarak hayatı boyunca hep açların,
yoksulların, ezilenlerin yanında; onları aç bırakan, yoksulluğa mahkum eden,
ezenlerin ise karşısında oldum. Yani halkın mimarı olmaya çalıştım, tek derdim
kamunun çıkarını korumak oldu. Çünkü benim hiç kimseye değil vergileriyle
maaşımı aldığım halka karşı bir sorumluluğum var. Yeri geldi toprağına, suyuna,
havasına sahip çıkan Hecinler köylülerinin çadırında kaldım yeri geldi ekmeğini
yediğim, suyunu içtiğim aynı havayı soluduğum sizlerin çıkarı için firmaları,
müteahhitleri, siyaseten güçlü sermayedarları karşıma aldım. Düzceli değilim
evet ama baskıya ve komploya maruz kalacağımı da bilsem salla başı al maaşı
demedim, komşum açken tok yatamadım, haksızlık karşısında dilsiz şeytan
olmadım, ne makamda ne mevkide gözüm oldu. Makamlara, mevkilere halkı da vatanı
da mesleğini de satanlardan olmadım. Düzceli olup da koltukları kendi çıkarları
için kullananlardan olmadım, usulsüzlükleri görmezden gelmedim, arsa alıp
satarak haksız kazançlarla zenginleşmedim, kamu kurumundaki odamı akrabalarımın
üzerindeki işyerlerinin işlerini görmek için kullanmadım, genç yaştaki kız
çocuklarına tacizden yargılandığı konuşulanlar gibi koltukların arkasına
saklananlardan olmadım.
“İşime geri dönene kadar işime, ekmeğime
sahip çıkacağım”
Birlikte çalıştığım iş arkadaşlarım ve
Düzce’de beni tanıyan herkes bilir ki; ben her koşulda halkın ve haklının
yanında oldum. Bunun bedeli olarak soruşturmalar, baskılar hatta katıldığım ve
anayasal bir hak olan tüm yasal basın açıklamaları sanki yasadışıymış gibi
gösterilerek gözaltı yaşadım ama doğruluktan, dürüstlükten emekten, halktan
yana olmaktan vazgeçemedim. Şimdi de anamın ak sütü gibi helal olan ekmeğim
elinden alınarak açlıkla terbiye edilmek isteniyorum. Hecinler köylüleri nasıl
ki toprağına, köyüne, suyuna sahip çıktıysa ben de işime geri dönene kadar
işime, ekmeğime öyle sahip çıkacağım”.