23 Ocak 2017 Pazartesi

Yargının önüne komisyon engeli ..!

Olağanüstü hal ilan edildikten sonra çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle işlerinden atılan yaklaşık 95 bin kamu görevlisi ile kapatılan kuruluşların haklarında yapılan işlemlere karşı başvurabilecekleri Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kuruldu. Sadece 3’ü hukukçulardan oluşacak 7 kişilik komisyonun kapatılan kuruluşlarla birlikte sayısı 100 bini bulacak başvuruyu inceleyerek karar vermesi beklenecek. Komisyonun görevlerine dönmesine karar verdiği kamu görevlileri ilkesel olarak kendi kurumlarına değil başka kurumlara yerleştirilecekler. Sadece statüleri, unvanları ve yürüttükleri görevler itibarıyla başka kurumlarda görevlendirilmeleri mümkün olmayanlar kendi kurumlarına yerleştirilecek. Yöneticilerin yöneticilik görevinden önce bulundukları kadro ve pozisyon unvanları dikkate alınacak. Haklarındaki işlemlere karşı dava açanlar da Komisyon’a başvurmak zorunda olacak. Komisyonun AİHM’de Türkiye’yi mahkûmiyetlerden kurtarmak üzere kurulduğu belirtilirken dava sürecini uzatacağı ve mağduriyetleri artıracağı eleştirisi yapıldı.
Resmi Gazete’de yayımlanan 685 sayılı KHK ile kurulan Komisyon, 7 üyeden oluşacak. Üyelerden 3’ünü kamu görevlileri arasından Başbakan, birini Adalet Bakanlığı merkez teşkilatında çalışan hâkim ve savcılar arasından Adalet Bakanı, birini mülki idare amirleri arasından İçişleri Bakanı, birer üyeyi Yargıtay ve Danıştay’da görev yapan tetkik hâkimleri arasından HSYK belirleyecek. Komisyon, kendi arasından bir başkan ve bir başkanvekili seçecek. Toplantı ve karar yeter sayısı 4 olacak. Çekimser oy kullanılamayacak. Komisyonun sekretarya hizmetleri Başbakanlık tarafından yerine getirilecek.
Dosyadan inceleme
Komisyon, OHAL kapsamında doğrudan KHK’ler ile tesis edilen aşağıdaki işlemler hakkındaki başvuruları değerlendirip karar verecek. Kamu görevinden, meslekten veya görev yapılan teşkilattan çıkarma ya da ilişiğin kesilmesi, öğrencilikle ilişiğin kesilmesi, dernekler, vakıflar, sendika, federasyon ve konfederasyonlar, özel sağlık kuruluşları, özel öğretim kurumları, vakıf yükseköğretim kurumları, özel radyo ve televizyon kuruluşları, gazete ve dergiler, haber ajansları, yayınevleri ve dağıtım kanallarının kapatılması, emekli personelin rütbelerinin alınması, OHAL KHK’leriyle gerçek veya tüzel kişilerin hukuki statülerine ilişkin olarak doğrudan düzenlenen diğer işlemler de Komisyonun görev alanında olacak. Bu işlemlere bağlı olarak OHAL KHK’lerinde yer alan ilave tedbirler ile kanun yollarının açık olduğu işlemler hakkında ayrıca başvuru yapılamayacak.
Görev süresi 2 yıl
Komisyon, 2 yıl süreyle görev yapacak. Bakanlar Kurulu, bu süreyi birer yıllık aralarla uzatabilecek. Süre uzarsa Komisyon’a yeni üyeler seçilecek.
Komisyon, görev alanı ile ilgili her türlü bilgi ve belgeyi ilgililerden talep edebilecek. Soruşturmanın gizliliğine ve devlet sırlarına ilişkin mevzuat saklı kalmak kaydıyla kamu kurum ve kuruluşları ile yargı mercileri, komisyonun istediği her türlü bilgi ve belgeyi göndermek veya yerinde incelenmesine imkân sağlamak zorunda olacak.
Komisyona başvurular valilikler aracılığıyla yapılacak. Kamu görevinden, meslekten veya görev yapılan teşkilattan çıkarılanlar ya da ilişiği kesilenler, en son görev yaptıkları kuruma 60 gün içinde başvurabilecekler.
Komisyonun ilk üyeleri, 1 ay içinde seçilecek. Komisyona başvuruların ne zaman başlayacağını ise Başbakanlık ilan edecek. Daha önce dava açanlar da 60 gün içinde Komisyon’a başvuracaklar.
Komisyon kararlarına karşı HSYK’nin belirlediği Ankara idare mahkemelerinde iptal davası açılabilecek. İhraç edilen yargı mensupları ise 60 gün içinde Danıştay’da dava açabilecek.
‘10 yılda karar çıkmaz’
Komisyonun kurulması ile bugüne kadar açılan davalar hükümsüz kalacak. Davacıların yaptığı dava masraflarının ne olacağına dair KHK’de hüküm yer almadı. 7 kişinin 100 bini bulacak başvuruyu incelemesi çok uzun süreleri alacak. Komisyonda sadece 3 hukukçunun görev yapacak olması da verilecek kararları tartışmalı hale getirecek. Başka herhangi bir iş yapamadıkları için mağdur durumda olan kişiler için sürecin uzaması mağduriyetin artmasına neden olacak. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak “Komisyon kurulması hiç şaşırtmadı. AİHM’nin önü böylece alınmak istiyor. AİHM kabul ederse, Strazburg’dan 10 yıl karar çıkmaz” yorumunu yaptı.
 EMİS ile Birleşik Metal-İş yönetimi anlaştı, metal grevi sonlandı..!
EMİS ile Birleşik Metal-İş yönetimi Çalışma Bakanlığı’nın çağrısıyla 23 Ocak akşamı yapılan toplantıda anlaşma sağladı, metal grevi sonlandı. İki yıllık varılan anlaşma ABB, Schneider Enerji, Scheneider Elektrik ve General Elektrik’e bağlı fabrikalarda çalışan 2200 işçiyi kapsıyor.
EMİS kapsamındaki fabrikalarda çalışan Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi işçilerin, yasaklanan grevi fiili olarak sürdürmesi üzerine devreye giren Çalışma Bakanlığı, işveren sendikası EMİS ile Birleşik Metal-İş merkez yöneticilerini Ankara’ya toplantıya çağırdı. EMİS yöneticilerinin görüşme şartı olarak iş bırakma eyleminin sona ermesini istemesi üzerine, Birleşik Metal-İş merkez yönetiminin talebiyle fabrikalardaki eylemler sona erdi.
Ardından başlayan görüşmeler gece geç saatlere kadar devam etti. Sendikacılar görüşme sonunda anlaşmaya varıldığını açıkladı.
Saat ücretlerinde, sosyal haklarda artış
Buna göre saat ücretlerine ilk altı ay için 1,20 lira artı yüzde 7 artış, ikinci ve üçüncü altı aylar için ise enflasyon artı 1 puan artış yapıldı. Sadece Çiğli Schneider fabrikası için ise ilk altı ay zammı olarak 1 lira artı yüzde 7 artış belirlendi.
Sosyal haklarda ise ilk yıl yüzde 27, ikinci yıl için ise enflasyon artı 1 puan artış yapılacağı bildirildi.
Anlaşmaya varılan sözleşmeyi işçiler, ‘Metal İşçilerinin Sesi’nde değerlendirdi. Gebze’deki Schneider işçileri “Esas olan bizim kararlı duruşumuz. Bir günlük grev bize bunu sağladı. Bu karar aynı zamanda bizlere gösterdi ki mesele bizim gücümüz. Bizim mücadelemizin bunu sağladı” dedi.

Metal işçilerinin yönettiği sayfada ayrıca “Kazanım tüm sınıfın kazanımıdır, diyebilmek için eksiklerin üstüne gidilmelidir. Uzun süredir süren suskunluğu metal işçisi ve tüm sınıf kardeşleri parçalamıştır. Patronlar ve hükümetten sonra sırada MESS vardır” denildi