İstanbul’da bugün Van’a devredilecek
olan Vicdan ve Adalet Nöbeti’ne mesaj gönderen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin
Demirtaş, “Korkmanın değil cesaret ve ayağa kalkmanın zamanıdır” dedi.
İSTANBUL'DA SON GÜN haberi için
tıklayınız
İstanbul’un Kadıköy ilçesi Yoğurtçu
Parkı’nda bugün sonlanacak olan Vicdan ve Adalet Nöbeti'nde Edirne F Tipi
Cezaevi’nde 4 Kasım’dan bu yana tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin
Demirtaş’ın mesajı okundu. HDP Eş Genel Başkanı Yardımcısı Nadir Yıldırım
tarafından okunan Demirtaş’ın mesajı şöyle:
‘FAŞİZMİN PANZEHİRİ CESARETTİR’
“Çok değerli mücadele arkadaşlarım,
sevgili dostlar;
Ağır faşizan baskıların ve akıl almaz
hukuk dışı uygulamaların kesintisiz yaşandığı bir dönemde başlatmış olduğunuz
'Vicdan ve Adalet Nöbeti' eyleminizi kutluyor, başarılar diliyorum.
Faşizmin öncelikli ihtiyacı toplumun her
kesiminde korku iklimi yaratmaktır. Bu nedenle faşizme karşı ideolojik
mücadeleyi yok saymadan, cesareti ön plana çıkarmak acil bir gerekliliktir.
Bizler, içeride ve dışarıda, faşizmin panzehirinin cesaret olduğunu bilerek
direnmek zorundayız. Direnişin küçüklüğüne, büyüklüğüne, kitleselliğine,
tekilliğine bakılmaksızın, kesintisiz bir şekilde sürdürülmesi önemlidir.
DAYANIŞMAYA DAVET
Toplumun her kesimini, HDP’nin başlatmış
olduğu, faşizme karşı cesareti ve birlikte mücadeleyi esas alan bu anlamlı
nöbetle dayanışmaya davet ediyorum. AKP, ele geçirmiş olduğu yürütme, yargı,
yasama, medya ve bürokrasi aracılığıyla, rantla beslenen kendi yandaşları
haricinde, toplumun her kesimine karşı ahlaksızca, hukuksuzca ve acımasızca bir
saldırı yürütmektedir. AKP-MHP faşist bloğuna biat etmeyen herkes bu saldırının
hedefindedir. Bu nedenle faşizme karşı direniş cephesinin de bütün mağdurları
kapsaması ve birleştirmesi gereklidir.
EN KRİTİK DÖNEMİ YAŞIYORUZ
Türkiye tarihinin en kritik dönemini
yaşıyoruz. AKP-MHP faşist bloğu, kendi dar ideolojik menfaatleri ve
liderlerinin kişisel çıkarları için Türkiye’yi bir ateş çemberinin içine
atmaktadır. Bu faşist blok, zaten yeterince birliğini sağlayamamış olan Türkiye
toplumunu kendi içinde iyice bölmekte, param parça etmektedir. ‘Devletin bekası
tehdit ve tehlike altındadır’ diyerek ve ‘ülke bölünüyor’ söylemi ile toplumdan
destek isteyen AKP-MHP faşist bloğunun bizzat kendisi Türkiye’yi adım adım
bölünmeye götürmektedir. Her geçen gün içeride ve dışarıda Türkiye’yi adeta bir
ahtapot gibi saran tehditler büyümektedir. Bu tehditleri ortaya çıkaran da
AKP-MHP faşist bloğunun hatalı politikalarıdır.
TEK YOL GÜÇLÜ DEMOKRASİ
AKP ve MHP seçmenleri ise bilmeden ve
istemeden de olsa, kendi oyları ile ülkeyi bölünmenin ve parçalanmanın eşiğine
getirmişlerdir. Bu saatten sonra Türkiye’yi tehlike ve tehditlerden
koruyabilmenin tek yolu, güçlü bir demokrasi mücadelesi etrafında birlik olabilmektir.
Faşist bloğun demokrasi ilkelerinde uzlaşmaya gelmesi imkânsız ve kendi varlık
nedenlerine aykırıdır. Ancak AKP ve MHP seçmenleri de destekledikleri partinin
hatalarını görmeli, demokrasi bloğunda yer alarak, Türkiye’nin geleceğini
kurtarmak adına destek sunmalıdırlar.
Bizi Türkiye’de bir arada tutacak şey,
Türklüğümüz ya da Kürtlüğümüz değildir; Aleviliğimiz ya da Sünniliğimiz
değildir; sağcılığımız ya da solculuğumuz değildir. Eşitliği, adaleti,
özgürlüğü ve barışı sağlayacak güçlü bir demokrasi ancak bizi bir arada
tutabilir.
HDP KENDİNİ İSPATLADI
HDP, Türkiye’de kurulacak güçlü bir
demokrasinin parçası ve asli unsuru olacağını ispatlamış bir partidir. Bu
açıdan HDP’ye yönelik sistematik saldırılar ve tasfiye operasyonları sadece
HDP’yi değil Türkiye’nin demokratik geleceğini de hedeflemektedir. HDP’ye sahip
çıkmak, bir siyasal partiye değil demokrasiye ve birlikte yaşama sahip
çıkmaktır.
ORTAK PAYDALARI ÖN PLANA ÇIKARALIM
Türkiye toplumu, kendi içinde
barındırdığı bütün inançları ve kimlikleri tanıyarak, saygı duyarak, eşit kabul
ederek bu zor günlerden alnının akıyla çıkabilir. Faşizme karşı demokrasi
bloğunu inşa edemezsek, topluma daha ağır bedeller ödettirilecektir. Ortak
paydalarımızı ön plana çıkararak yan yana durmayı kolaylaştırmalıyız.
Bizler HDP olarak Türkiye’nin
bölünmesinden değil birliğinden yanayız. Şiddetten değil barışçıl, meşru
mücadeleden yanayız. Tekçilikten değil çok kültürlülükten yanayız. Dincilikten
değil laiklikten yanayız. Tek adamlıktan değil çoğulculuktan yanayız. Irkçılıktan
değil eşit yurttaşlıktan yanayız. Ezenden değil ezilenden yanayız.
MÜCADELE ETMEYE ÇAĞIRIYORUM
Türkiye’yi ortak vatanımız olarak
korumak ve birlikte huzur içerisinde yaşayabileceğimiz bir barış adasına
dönüştürmek için; ilkelerimiz doğrultusunda herkesle yan yana gelmeye, birlikte
mücadele etmeye kararlıyız. Siyasi görüşümüz, etnik kimliğimiz ve inancımız ne
olursa olsun, her bir yurttaşımızı, her bir kardeşimizi Türkiye’nin ortak
geleceği için faşizme karşı yan yana durmaya ve mücadele etmeye çağırıyorum.
Erdoğan ve Bahçeli’nin toplamı Türkiye
değildir. Türkiye’de biz de varız. Bizi yok sayanları ve yok etmeye çalışanları
kendi utançları ve yalnızlıklarıyla baş başa bırakıp, bütün Türkiye olarak el
ele verelim, geleceğimizi kazanalım.
FAŞİZM TUZLA BUZ OLACAK
Bu günler gelip geçicidir. Her gün
giderek büyüyen mücadelemiz karşısında faşizm ve faşist blok dağılacak, tuzla
buz olacaktır. Kazanan demokrasi ve barış yanlıları, kazanan bütün Türkiye
olacaktır.
Bu duygularla Edirne hapishanesinden
bütün Türkiye’ye en içten selam ve sevgilerimi iletiyor, korkmanın değil
cesaret ve ayağa kalkmanın zamanıdır diyorum. Mutlaka kazanacağız.
Selahattin Demirtaş
Edirne F Tipi Cezaevi”