Van T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan kadın
tutuklulara yönelik işkence iddiaları üzerine cezaevinde incelemelerde bulunan
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş,
Vicdan ve Adalet Nöbeti’nin sürdüğü Musa Anter Barış Parkı’nda basın toplantısı
düzenledi. Nöbet alanını ‘yarı açık cezaevi’ diye niteleyen Beştaş,
cezaevlerinin işkence merkezlerine döndüğünü söyledi.
‘Cezaevlerinden korkuyorlar’
Cezaevinde açlık grevi eylemlerini
sürdüren akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın durumuna dikkat
çeken Beştaş, şunları söyledi: “Açlık grevindeler, ölüm sınırına dayanmasına
rağmen isimlerinin söylenmesi yasaklandı. Böyle bir uygulama hiçbir yerde
görülmemiştir. Buraya gelirken bir yurttaş vicdan ve adalet dediği için darp
edildi. Bu suç olabilir mi? Başta eş genel başkanlarımız, tutuklu gazeteciler
ve belediye eşbaşkanları düşünce suçlusudur. Nedir korkuları? Herkesten
korkuyorlar, dışarıdakilerden korkuyorlar cezaevine dönüştürdüler. Kendi
iradeleri ile dışarı çıkamazlar, ailelerini göremezler, telefon açamazlar, dört
duvar arasında olmalarına rağmen deli gibi bir korku duyuyorlar. Korktukça
saldırıyorlar. Korku onların sonunu da yaklaştırıyor.”
‘Elbise insanın kimliğidir, hafife
almayın’
“Tek tip elbise” uygulamasının
cezaevlerinde artan baskı ve işkencelerden bağımsız olmadığını dile getiren
Beştaş, “Erdoğan Guantanamo’yu örnek verdi. Herkesin mahkum ettiği
Guantanamo’yu örnek vererek tek tip elbiseyi getirmeye çalışıyor. Adalet Bakanı
hemen harekete geçti ve bunu uygulamaya geçirmeye başladıklarını söyledi. Hızla
tek tip elbise üretimine başladılar. Bunun adı tek tip elbise ile var olan
işkenceyi ağırlaştırmaktır. Elbise insanın kimliğidir. Tek tip elbiseyi hafife
almayalım. Direnişlerde ve karşı çıkışlarda birçok insan yaşamını yitirdi. Bu
uygulama defalarca tarihin çöp sepetine atıldı. Türkiye’de tek bir yargıç var.
Yargı tarafsız ve bağımsız değil. Karar veriyor, ‘Demirtaş teröristtir’ diyor,
karar veriyor ‘Nuriye ve Semih teröristtir’ diyor, karar veriyor Guantanamo’yu
uygulaması için harekete geçiliyor” diye konuştu. ‘Çiller ve Evren’in yeni
versiyonu AKP genel başkanıdır’
Şapatan köyünde işkence uygulamaları ve
cezaevlerinde artan baskı ve işkencelerin sistematik hale dönüştürüldüğünün
altını çizen Beştaş, şunları ifade etti: “İşkence uygulamalarının Tansu Çiller
ve Kenan Evren uygulamalarının yeni versiyonu AKP Genel Başkanı’dır. Onların
adı zulüm ve işkence ile anılıyorsa, bunlarında kurtuluşu yok. HDP
milletvekillerine her gün başvuru geliyor. Bunların hiçbiri gerçek dışı değil.
Avukat arkadaşlarımızın görüşme ve tespitlerinde hepsini doğruluyor. Patnos L
Tipi Cezaevi’nde, Van T Tipi’nde ciddi baskıların olduğunu biliyoruz. Biz
Vicdan ve Adalet Nöbeti tutarken, Şapatan’da işkence uygulanıyor. Van T
Tipi’nde ağır işkenceler üzerine cezaevi yönetimi ile görüşme gerçekleştirdik.
Ağır işkencelerin uygulandığını, saldırıların olduğunu ve yaralıların olduğunu,
Elazığ T Tipi Cezaevi’nde de baskı ve saldırılar devam ediyor.”
Elazığ T Tipi Kapalı Cezaevi’nde 24
kadın tutuklu gardiyanlar tarafından darp edildiği aktaran Beştaş, “Saray
Belediyesi Eşbaşkanı darp ediliyor. 4 yaşındaki Nudem, cezaevinde darba maruz
kalıyor. Şapatan’da 87 yaşındaki anneye işkence, cezaevinde 4 yaşındaki çocuğa
da işkence. Tarsus, Silivri, Ordu ve Kırıklar cezaevlerinde çıplak arama,
disiplin cezaları, avukat ve iletişim yasakları, koğuş aramaları, Türkçe
dışında konuşma yasakları ve su kotası konuluyor” diyerek cezaevlerinde ki
uygulamaları sıraladı.‘Cezaevleri direnenlerin tarihidir’
Tedavi edilmeyen hasta tutukluların
durumuna da değinen Beştaş, şöyle devam etti: “Türkiye’nin kangrenleşmiş bir
diğer meselesi ise hasta tutsak meselesidir. İHD’nin verilerine göre 357 hasta
tutuklu tedavi edilmiyor, ölüme terk ediliyor. Devlet hasta tutukluların
ölümünü bekliyor. Türkiye’de cezaevleri kanayan bir yara, sistematik işkence
var. Toplama kampına dönüşmüş durumda, tek tip elbise ile işkence
derinleştirilme hedefleniyor. Cezaevleri baskıların değil, direnenlerin
tarihidir.”
‘İşkenceden haberdar mısınız?’
Adalet Bakanı’na seslenen Beştaş,
“İşkence yapanlar korunuyor, ceza almıyor, ödüllendiriliyor, bilginiz var mı?
Sizin denetiminizde olan, henüz hapis cezası bile almayan tutuklulara yönelik
uygulamalara ilişkin ne zaman konuşacaksınız? Her gün soru önergesi veriyoruz.
İşkencelerden haberdar mısınız? Bunun büyük suç olduğunu bilmenizi istiyoruz.
Sessizliğinizi bozun ve gereğini yapın. İşkenceye tam tolerans mı diyorsunuz?
İşkenceyi insanlığa ve Türkiye yurttaşlarına kabul ettiremeyeceksiniz. İnsanlık
suçudur, zaman aşımına tabi değildir. Bugün değilse, yarın. 50 yılda geçse
sorumlular hesabını yargı önünde verecektir” diye belirtti.