
DBP 9 Eylül’de Diyarbakır’da Parti
Meclisi (PM) toplantısını gerçekleştirdi. Gündemdeki konuların tartışıldığı
toplantının sonuç bildirgesi açıklandı. DBP PM toplantısının sonuç bildirgesi
şöyle;
“Dünya ölçeğinde ulus devletler,
yaşadıkları krizden çıkışın arayışı içine girmiş bu arayış başta Ortadoğu
coğrafyası olmak üzere birçok coğrafyayı kaosa sürüklemiştir. Ortadoğu'da bir
yandan ulus devletler sarsılırken, diğer yandan da ulus devletlerin yeniden
yapılandırılması ve güçlendirilmesi için ittifaklar yapılmaktadır. Şimdilerde
Ortadoğu’nun kadim halkalarından olan ve dört parçaya ayrılmış Kürtlerin
statü-özgürlük sorunu devletçi oluşumların temel çelişkisi haline gelmiştir.
Kürt özgürlük mücadelesi, 21. Yüzyılda Ortadoğu’nun savaş ve kaos siyasetinin
içinde çözüme ve kalıcı barışa dair alternatif sistem geliştirmiş,
demokratik-yerel halklara dayanan, demokratik ulus perspektifi ile yaşam ile
bağı güçlü olan sistemin, tekliğe dayanan ulus devletçi sistemlerin
panzehiridir. Rojava başta olmak üzere ezilen halkların kazanımları faşist,
gerici ve despot yönetimler tarafından boğulmaya çalışılmakta, örgütlenmesinin
önüne geçilmek istenmektedir. Kürt halkının özgürlük mücadelesi bu noktada
ezilen diğer tüm halklar için de bir umut kaynağı, aynı zamanda kaostan çıkışın
temel paradigması durumuna gelmiştir.
'Kürt talepleri, ulus devlet anlayışına
mahkum edilmeye çalışılmaktadır’
Bu temelde 25 Eylül’de Güney
Kürdistan'da yapılması planlanan referandumu Kürtlerin özgürlük ve statü
talebini küçük bir ulus devletçik ile boğma çabası olarak görüyoruz. Ortadoğu
da sorunların çözümü özellikle yüz yıllardan beri devam eden Kürt sorununu,
miladı dolmuş ulus devletler kurarak değil halkların ortak iradesine dayalı
demokratik ulus paradigmasına dayalı çözüm yöntemleriyle ancak mümkün olabilir.
Halkların demokratik birlikteliklerine dayalı çözüm yöntemleri 21. Yüz yılda
ulus devletlerden daha kazanımcı olacağı inancımızı yeniden vurguluyoruz. 21.
yüzyılda Kürt halkının demokratik, eşitlik ve özgürlük talepleri, ulus devlet
anlayışına mahkum edilmeye çalışıldığı görülmektedir. Demokratik ulus
yaşadığımız sorunların kökeninde gördüğümüz ulus devlet yapılanması karşısında
insanca yaşamanın tek alternatifidir. Temelinde Kürdistan toplumunun kendini
özgür Kürt bireyleri olarak gerçekleştirmesinin tek ve kaçınılmaz zihniyet
yapılanmasıdır. Bununla birlikte özellikle belirtmemiz gereken temel özellik de
demokratik ulusun ucu açık bir tanımlama olmasıdır. Bağımsızlığı salt devlette
bağlamak yerine, devleti küçülten, toplumun yerinde yönetimini esas alan
konfederal sistemler ile kazanacağını ayrıca Ortadoğu’nun girdiği kaotik
ortamda da çıkışın yol haritası olacağı inancındayız. Yine Kürtlerin
yüzyıllardır statüsüz yaşamaları coğrafi olarak birbirlerinden yapay sınırlarla
ayrıştırılmış durumlarından temel çıkışın ulusal kongrenin toplanması ve bu
eksende yürütülen ulusal birlik çalışmalarının önemli olduğu belirlenmiş,
ulusal birliğin Ortadoğu krizinde Kürtlere kazandıracağı tek yol haritası
olduğu bir kez daha su yüzüne çıkmıştır.
‘Devletin yeni çöktürme planı; halka
dönük katliamlar’
Türkiye’deki gelişmeler de parti
meclisimizce değerlendirilmiş, Kürtlere, demokrasi güçlerine, emekçilere,
kadınlara dönük soykırım temelli yönelimlerin devam ettiği, son dönemde Hakkari
de, Lice de sivil halka dönük katliamların çöktürme planı kapsamında
yürütüldüğü, buna karşın halkların, demokrasi güçlerinin, kadınların,
emekçilerin açığa çıkardığı ve büyüttüğü demokratik direniş hattının kazanmaya
yakın olduğu belirtilmiştir. Ayrıca Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan'ın üzerindeki
tecritin ağırlaştırılarak devam etmesinin, halklara savaş ve çatışma dışında
hiç bir faydasının olmayacağı gibi, başta kürt sorunu olmak üzere Türkiye’nin
temel sorunlarının çözümü önünde engel teşkil edeceği yeniden bilince
çıkarılmalı, bunun içinde tecrit uygulamasının bir an önce sonlandırılması için
etkin mücadele yürütülmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Partimizin bu dönemde, “toplumu
aydınlatma” temelli rolunu daha aktif oynayacağı kararlılığı vurgulanmıştır. Bu
eksende yerellerde halk eğitimleri, demokratik siyasetin yürütücü kadrolarının
eğitimi çalışmalarının, yürütüleceği belirtilmiştir.
Yerel demokrasinin temel ayaklarından
biri de belediyelerdir. Belediyeler halk iradesinin yerel temsilliyeti, “yer”e
ait olan değerlerin ortak bileşkesidir.Demokratik Bölgeler Partili
belediyelerden 94'ü bir yıllık süre içinde iktidar tarafından gasp edilerek el
konulmuştur. 70 belediye eşbaşkanımız tutuklanmış 6 belediye eş başkanımız ise ‘ceza'
almıştır. Yerel demokrasiye, yerinden yönetime, halk iradesine dönük bu
saldırılara karşı yerel yönetimlerin rolünün devam edeceği, halk iradesinin
esas alınacağı bir kez daha kararlı bir şekilde vurgulanmıştır. “