Bilindiği üzere TC devleti 1923 yılında
Osmanlı İmparatorluğunun dağılmasının ardından kuruldu. Kemalist Cumhuriyet,
ilk dönemlerde Osmanlı'nın mirasını birçok konuda reddederken, . katliamlar ve
ulus ve halkaların inkar edilip yok sayılmasında ateşli bir mirasçısı ve
devamcısı olduğunu ilan etmekten geri kalmadı.
“Türk”, “Müslüman”, “Sünni” olmayanlara
düşmanlık, Osmanlının sahip çıkılan mirasın en değerli parçaları oldu
Kemalist Cumhuriyet'te, kendinden önceki
İttihat Terakki ve Abdülhamit yönetimleri de Kürde , Ermeni'ye Rum'a,
Yahudi'ye, Alevi'ye düşmandı.
Nitekim Hrant Dink, bu tarihsel kin ve
düşmanlığın kurbanlarından biridir. 1915'te 1 milyondan fazlası katledilip
soykırıma uğrayan atalarının kaderine eklenen bir halkadır.
Devrimci bir ermeni aydını olarak Hrant
Dink, devletin bütün kurum ve mekanizmalarının ortak olduğu kolektif bir
cinayetin hedefi olmuştur. Cinayetin organizatörü Türk Genelkurmayı'dır. Polis
de işin içindedir, jandarma da... MİT de bilmektedir onun öldürüleceğini,
valiler de... Tetiği sadece devletin bu tür kirli işlerde kullandığı sivil
faşist piyonlar çekmemiştir. Hrant'ı hedef gösteren kontrgerilla medyası da
işin içindedir, onu sürekli tehdit ve taciz eden Ergenekoncular da...
Hrant Dink , TC devletinin uydurduğu
resmi tarih yalanlarından birine dokunmuştur. Fakat bir Ermeni olarak onun asıl
büyük “suçu”, atalarına karşı işlenen soykırım suçunu yok sayıp unutturmaması,
bunun hesabının halkların kardeşliği temelinde sorulmasını savunuyor olmasıdır.
Başına her an her şeyin gelebileceğini bilen bir 'güvencin tedirginliği' içinde
olmasına ve tehditlere rağmen davasından vazgeçmemesi, duruşundan taviz
vermemesidir. Tarihte ve bugün kendisine bütün baş eğmeyenler gibi Hrant'ın bu
kararlı duruşu da katliamcı TC devletine dert olmuştur.
Devlet onu katlederek, zaten bir avuç
kalmış olan Ermenileri, başkaldıran r Kürtleri, kendine muhalif olan
devrimci-demokrat ve sosyalistleri korkutup sindirmeyi amaçlamıştır, neki sonuç
tam tersi olmuştur. Bir Hrant daha faşist çetelerce hunharca katledilmişken
İstanbul'un göbeğinde altı delik pabuçlarıyla bir kaldırıma düşmüştür. Ama
cenazesinin kaldırıldığı gün o cadde ve sokakları “Hepimiz Hrantız, hepimiz
Ermeniyiz” diyen yüz binler doldurmuştur.
Hrant Dink, kurulması için yıllarını
harcadığı halklar arasındaki kardeşlik köprüsünü ne yazık ki ölümüyle
cenazesinin kaldırılmasında kurmuştur. Halklar arasındaki bu kardeşlik
köprüsünün bugün daha da büyütülüp “Hepimiz Ermeniyiz!” sloganının yanına daha
gür olarak halkların eşitliği, özgürlüğü ve kardeşliği şiarını haykırmalıyız.
Hrant Dink Ölümsüzdür..!
Yaşasın Halkalırn Eşitlik ve Özgürlük Kavgası..!