Bursa Asil Çelik fabrikasında Birleşik
Metal-İş’in başlatacağı grevin gece yarısı kararıyla ve “milli güvenlik”
gerekçesiyle ertelenmesine dair açıklama yapan DİSK Genel Başkanı Kani Beko,
bunun hak gaspı olduğunu belirtti. Diğer sendikalar ile partiler de grev
yasağının kabul edilemeyeceğini belirterek dayanışma çağrısı yaptı
Bursa’da faaliyet gösteren Asil Çelik
fabrikasında 18 Ocak’ta başlayacağı duyurulan grev, Bakanlar Kurulu tarafından
“milli güvenliği bozucu nitelikte görüldüğü” gerekçesiyle gece yarısı
yasaklandı. Grevin yasaklanması ile ilgili DİSK Yönetim Kurulu adına yazılı
açıklama yapan DİSK Genel Başkanı Kani Beko, “Grev yasaklarına hayır” dedi.
Erteleme adı altında fiilen grevin
yasaklandığını ve bunun bir hak gaspı olduğunu belirten Beko, “Grev hakkı gibi
evrensel bir hakkın, ‘milli güvenliği bozma’ gibi soyut ve keyfi bir gerekçe
ile gasp edilmesi hükümet tarafından bir gelenek haline getirilmiştir” dedi.
“AKP’nin ‘millet’ dediği bir avuç
sermayedardan oluşmaktadır”
AKP’nin birçok kez grevleri engellemeye
yönelik kararlara imza attığını belirten Beko, AKP’nin işçi sınıfının grev
hakkını tamamen ilga ettiğini söyledi. AKP’nin işçilerin kitlesel ölümünü değil,
kitlesel grevini güvenlik sorunu olarak gördüğünü belirten Beko, “Türkiye’de
sadece geçen yıl 1970 işçi çalışırken ölmüştür. AKP döneminde 17 binin üzerinde
işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiştir. 15 yıldır bu ölümler sürerken ne
TBMM ne de Bakanlar Kurulu gece yarısı apar topar karar almıştır. Anlaşılan o
ki bugünlerde çokça andıkları ‘millet’ milyonlarca işçi ve ailelerinden değil
bir avuç sermayedardan oluşmaktadır” dedi.
Grev yasaklarının amacının “milli
güvenlik” değil, işçinin evine götüreceği ekmeği işverenin ve Yüksek Hakem
Kurulu’nun insafına bırakmak olduğunu belirten Beko, “Birleşik Metal-İş’in
çatısı altında işi, ekmeği için onurlu bir mücadele yürüten metal işçileri
hiçbir zaman yalnız kalmayacaktır” dedi.
Kani Beko’nu açıklamasının tamamı şöyle:
Bursa/Orhangazi’de faaliyet yürüten ve
647 işçinin çalıştığı Asil Çelik işyerinde örgütlü sendikamız Birleşik
Metal-İş’in başlatmak üzere olduğu grev, gece yarısı alınan bir Bakanlar Kurulu
kararıyla 60 gün ertelendi.
Adına “erteleme” dense de bu kararın
fiilen yasaklama anlamına gelen bir hak gaspı olduğu bilinmektedir.
Grev hakkı gibi evrensel bir hakkın,
“milli güvenliği bozma” gibi soyut ve keyfi bir gerekçe ile gasp edilmesi
hükümet tarafından bir gelenek haline getirilmiştir.
Türkiye’de grev hakkı fiilen yok
edilmiştir. 12 Eylül darbecileri, grev hakkını sadece toplu sözleşme
görüşmelerinde uyuşmazlık olması halinde tanımış ve bunun dışındaki tüm grev
türlerini yasaklamıştı. AKP iktidarı ise 12 Eylül darbecilerinin yasaklarına
sık ve keyfi bir biçimde başvurarak toplu sözleşme uyuşmazlıklarında grev
hakkının kullanılmasını Bakanlar Kurulu kararları ile engellemektedir.
2003 ve 2004’te lastik ve cam, 2005’te
maden, 2014’te cam ve maden, 2015’te metal ve bugün yine metal işkolundaki
grevleri engellemeye yönelik kararlara imza atan AKP iktidarı, işçi sınıfının
bu hakkını tamamen ilga etmektedir.
Keyfi olarak her etkili grevi durdurmak
için ezbere kullanılan, karar metinlerine kopyalanıp yapıştırılan “milli
güvenlik” gerekçesinin işçi sınıfı için hiçbir inandırıcılığı yoktur!
Ülkeyi yönetenler için işçilerin
kitlesel ölümü değil kitlesel grevi ‘güvenlik’ sorunudur. Türkiye’de sadece
geçen yıl 1970 işçi çalışırken ölmüştür. AKP döneminde 17 binin üzerinde işçi
iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiştir. 15 yıldır bu ölümler sürerken ne TBMM
ne de Bakanlar Kurulu gece yarısı apar topar karar almıştır. Anlaşılan o ki
bugünlerde çokça andıkları ‘millet’ milyonlarca işçi ve ailelerinden değil bir
avuç sermayedardan oluşmaktadır.
Kimse kimseyi kandırmasın! Grev
yasaklarının gerekçesi milli güvenlik değildir! Gerçek amaç, işçinin evine
götüreceği ekmeği, işverenin ve Yüksek Hakem Kurulu’nun insafına bırakmaktır!
Milyonların hakkını, hukukunu bir avuç
azınlığın insafına terk eden düzen demokratik bir düzen değildir!
İşçi sınıfı, ekmeğini, kaderini ve
haklarını hiç kimseye teslim etmeyecek, birliğini ve dayanışmasını
güçlendirerek direne direne kazanacaktır!
Unutulmasın ki, sendikaları Birleşik
Metal-İş’in çatısı altında işi, ekmeği için onurlu bir mücadele yürüten metal
işçileri hiçbir zaman yalnız kalmayacaktır!
Grev yasağın karşı dayanışma mesajları
Grevin ertelenmesinin ardından birçok
sendika, parti ve demokratik kitle örgütü açıklama yaparak dayanışma ve
mücadele çağrısı yaptı.
Gıda-İş, “EMİS’e bağlı fabrikalarda
2.200 işçinin grevi yaklaşırken hükümetin ve Bakanlar Kurulunun aldığı bu karar
Türkiye işçi sınıfına verilmek istenen bir gözdağıdır. KHK’ler ile emekçilerin
hakları daha da geriye götürülürken bundan sonra işçi ve emekçiler hak arayamaz
denmektedir” diyerek Asil Çelik işçileriyle dayanışmaya çağırdı.
Nakliyat-İş, grevi ertelemenin,
yasaklamanın işçi düşmanlığı olduğunu belirterek, “Her zaman Asil Çelik
işçileri kardeşlerimizle dayanışma içerisinde olacağız” dedi.
Limter-İş, “Herkes biliyor ki, Asil Çelik
işçilerinin grevinin Milli Güvenliği tehdit ediyor gerekçesi emekçi kamuoyunu
kandırmaktan ibarettir. Gerçek ise, patronlar istemiş saray ve hükümet ise
patronların istemini harfiyen yerine getirerek grevi yasaklamıştır. Bu işçi
düşmanı tutum asla kabul edilemez” dedi.
SES, Bakanlar Kurulunun “milli güvenliği
bozucu” değerlendirmesinin emekçiler açısından bir hükmü olmadığını belirterek,
“Metal işçileri ‘birilerinin’ güvenliğini bozmaktadır. İşçilerin birliği,
dayanışması, gösterdikleri büyük coşku ve kararlılık başta EMİS patronları
olmak üzere tüm patronları, sermaye sınıfını ve onun temsilcisi olan iktidarın
güvenliğini bozmaktadır” dedi.
EMEP, grev yasağının kabul
edilemeyeceğini belirterek, “İşçilere grev yasakları ve saldırılara karşı
haklı, meşru ve fiili mücadeleden başka bir yol kalmamıştır. Bakanlar kurulunun
kararı açıkça patronları ve sermayenin çıkarlarını korumak için grev yasağı
getirdiği tartışılmazdır. Bu grev yasağına karşı mücadele etmeden, gelecek
grevlerin yasaklanmasını engelleyemeyiz” dedi.
HDP, “Bu yasak sadece Asil Çelik
işçilerinin ve onların ailelerinin değil; genel olarak sosyal, ekonomik ve
demokratik hak arayışında olan tüm işçi ve emekçilerin önünü kesmeye
yöneliktir. Grev hakkının fiilen yasaklanmasını kabul etmiyoruz. Metal
işçilerinin hak arayışlarını ve haklı direnişlerini destekliyoruz” dedi.