Sabah saatlerinden itibaren yurttaşların geldiği HDP il binasını TOMA, zırhlı araç ve çevik kuvvet otobüsleriyle ablukaya alan polis, kitlesel yürüyüş yapılmasını engelledi. Engellemeye, “Vicdan ve adalet” sloganları atarak tepki gösteren bir kişi polislerce gözaltına alındı.
Nöbet eylemi başlarken HDP eski Eş Genel Başkanı ve Van Milletvekili Figen Yüksekdağ’ın, tutuklu bulunduğu cezaevinden avukatları aracılığıyla gönderdiği mesajı HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe okudu. ‘Bizlerin ellerinde adalet yerini bulacak’ diyen Yüksekdağ’ın mesajında şu ifadeler yer aldı, “Van’a reva görülen bu zulüm ve haksızlık HDP’ye oy versin ya da vermesin bütün Vanlılara yapılan bir hakarettir. Elbette, bizlerin ellerinde ve mücadelesinde adalet yerini bulur. Bugün işte bu inançla el ele vermenin, hakkı gasp edilen ve onuruyla, vicdanıyla yaşamak isteyenlerin, adalet çağrısına her yerde ses olmanın zamanıdır. Birlikte başarabiliriz, yine hep birlikte adaleti kazanabiliriz.”
Yüksekdağ’ın ardından söz alan parti sözcüsü Osman Baydemir ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamaları hatırlatarak, “Sen Kürtleri kardeşin olarak görmüyorsun. Senin kardeşin olarak gördüğün birkaç Kürt var. Bunlardan biri de Bekir Bozdağ. Ehmede Xani destanlarında Beko’lar var. Bekolar sana mübarek olsun. Biz Mem’lerin, Zin’lerin izinde olacağız” dedi. Baydemir’in açıklamalarından satır başları şöyle:
PARK ABLUKAYA ALINDI: Engeller ne olursa olsun, bariyerler ne olursa olsun hiçbir güç ve kuvvet vicdanı ablukaya alamaz, insanlığın vicdanını zulme karşı suskun kılamaz. İl teşkilatımızdan Musa Anter Barış Parkı’na gelinceye kadar vicdan ve adalet diyen insanlar gözaltına alınmaya çalışıldı. Selam veren insanlar tehdit edildi. Musa Anter Barış Parkı ablukaya alınmış durumda. Tam da buradaki fotoğraf Türkiye’ye dayatılan fotoğraftır. 4 Kasım darbesiyle milletin iradesi olan Figen Yüksekdağlar, Selahattin Demirtaşlar, Tuğba Hezerler ve bir şekilde milletvekilliği düşürülmek istenen tüm seçilmişler halkının hizmetkarı oldukları için bu muameleye maruz kaldı. Bu park nasıl abluka altındaysa, barış talebi nasıl yok edilmek isteniyorsa Türkiye’de 7 Haziran seçimlerinden sonra milletin iradesi yok edilmek istendi. Nasıl bu barış parkı abluka altına alındıysa 4 yıldır barış müzakere masasını çökertmenin planını yaptılar. Suruç’tan başlayan süreçte kan dökerek, barış masasını devirerek iktidar devşirmeye çalıştılar.
AYHAN BİLGEN VİCDANIN KENDİSİDİR: Ayhan Bilgen, bir insan hakları savunucusu. Dün de zalimlere karşıydı. 28 Şubat’ta mazlumların yanındaydı, Cizre’de insanlar diri diri yakılırken yine mazlumların yanındaydı. Bilgen vicdanın ta kendisidir. Ve şu anda devam eden bir yargılamanın tutuklu sanığıdır. Tıpkı İskilipli Atıf Hoca gibi hiç söylemediği bir sözden dolayı yargılanmaktadır. Her fırsatta İskilipli Atıf Hoca’ya atıfta bulunanlar bugün Ayhan Bilgen’e aynı uygulamaya maruz kılıyorsunuz. Bu ülkeyi nasıl talimatlarla yönettiğiniz de bir kez daha açığa çıkmış oluyor. TBMM’de ihtisas komisyonları var biri de İnsan Hakları Komisyonu. Bu komisyonun HDP’li iki üyesi de şu anda tutuklu. Biri Ayhan Bilgen diğeri de Burcu Çelik. Buradan bir kez daha tüm tutuklu milletvekillerimize selam olsun.
BEKİR KAYA CEZAEVİNDE: Bu coğrafya darbeler coğrafyasıdır. Van halkı kendi hizmetkarını seçti. KHK ile OHAL ile milletin iradesi şu an cezaevinde. Bu şehrin hür iradesiyle seçtiği Bekir Kaya şu an cezaevinde. Kimin haddidir. Bu faşist iktidarın milletin iradesine tahammülü yok. And olsun ki bu halkın seçilmişleri cezaevinden çıkana kadar bizler susmayacağız, durmayacağız. Kayyum uygulamasının sadece birkaç icraatine bakalım. İlk işleri Maya Kadın Merkezini kapatmak. Bu iktidar kadın düşmanlığında ısrarcı. Bir diğer icraat Erciş Ronahi Kültür Merkezini kapatmak. Kürtçe tabelalar indiriliyor, Kürtçe eğitim kurumları kadın sığınma evleri kapatılıyor. Bunlar sadece birkaç örnek.
SİZ DEĞİL MİYDİNİZ? AKP Genel Başkanına bir kez de Van’dan sesleniyorum: Siz değil miydiniz “askeri vesayete karşıyız” diyen? “Türkiye’yi AB’ye taşıyacağız” diyen, “yoksullukla, yolsuzlukla mücadele edeceğiz” diyen. Siz değil miydiniz “OHAL’ i kaldıracağız” diyen. Bırakın OHAL’i Türkiye’nin bir tarafı sıkıyönetim altında yönetiliyor. Çifte standart çifte hukuk herkesin kendisine yakın gördüğü hukuku uygulamakta sorun görmüyorsunuz. Bu ülkenin ana muhalefet partisi haklı olarak Ankara’dan İstanbul’a bir yürüyüş başlattı. Adeta mihmandarlık rolünü oynadılar. Olması gereken de buydu. Peki, bu ülkenin 3. büyük partisinin nöbetinden bu kadar korkmanızın sebebi nedir? Nereden nereye geldiniz? Bunun içindir ki faşizm herkese kaybettirir.
‘TEK TİP’ İŞKENCEDİR: Yıllarca sizin temsil ettiğiniz gelenek tıpkı biz HDP’liler gibi Guantanamo uygulamasını insanlık onuruna saldırı olarak tanımladı. Şimdi AKP Genel Başkanı Guantanamo uygulamasından ilham alıyor ve adeta müjde veriyor. Akıl nerede, Vicdan nerede? Sizler neyi kaybettiğinizin hala farkında değil misiniz? 12 Eylül faşist cuntasında tek tip elbise dayatmasının neye yol açtığını bu toplum çok iyi biliyor. Tek tip elbise dayatması işkencedir. Nasıl ki OHAL’i devlete uyguluyoruz deyip cuntanın başaramadığı darbeyi muhalefete gerçekleştirdiniz Her fırsatta dünyanın liderlerine ahkam kesiyor. Ey Almanya sen hasbelkader zenginliği yaşamışsın diyor. Almanya hasbel kader zenginliği yaşamadı. Almanya faşizmle yüzleştiği için zenginleşti. 70-80 yıldır terk ettiği bir rejime bu ülkeyi geri göndermek istiyorsun.
OĞAN DOĞRU SÖYLÜYOR: Bu konuda en doğruyu söyleyen Ayhan Oğan oldu. Çok açık bir dille itiraf etti ki yeni bir devlet inşa ediyorlar. Şimdi de onu azarlıyorlar. Hiç azarlamayın. Yapmak istediğiniz aynen bu, yeni bir devlet inşa etmek istiyorsunuz. Ama bu yeni bir devlet değil. Bu topraklara acılar yaşatan zihniyetti. O zihniyet ki Şeyh Said, Dersim, Koçgiri katliamlarını, 12 Eylül Darbesi’ni yaşattı. Şimdi herkes kendi ideolojisine göre devlete format çekiyor. Bu formatı çekerken de ‘devletin beka sorunu var’ yalanına sığınıyorlar. Devletin beka sorunu yok devletin adalet sorunu var. Biz bu sorunu inşallah birlikte aşacağız. Sizden öncekiler köy yakarlardı, siz şehir yakıyorsunuz. Sizden öncekiler tekçiydi, siz de tekçisiniz. Sizden öncekiler de ekranları karartırdı siz de karartıyorsunuz. Bu toplum iki ucube arasında tercih yapmaya zorlanamaz. Biz HDP olarak eşitlik, adalet, ve onurlu bir barış tecelli oluncaya kadar asla mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Şu an itibariyle topluma yaşatılan tüm bu baskı bütün bu zor ve zorbalık rejiminin temel dayanağı var: Rojava’da Kürtlerin statü sahibi olması devletin beka sorunuymuş, Güney Kürdistan’da bağımsızlık referandumu devletin beka sorunuymuş. Eğer siz Kürtler ve kardeşlik konusunda samimiyseniz neden Rojava’da Kürtlerin statü sahibi olması beka sorunu olsun? Güney Kürdistan’da bağımsızlık neden beka sorunu olsun? Tam tersine bu toplum en büyük çıkarı Kürtlerle iyi ilişkiler kurmaktır. Eğer Rojava’da Kürtler değil de Türkmenler statü kursaydı aynı reaksiyonu mı gösterirdiniz? Güney Kürdistan’da Türkmenler referanduma gitseydi aynı refleksi mi gösterirdiniz?
SENİN KÜRT KARDEŞİN BOZDAĞ: Çıkmış bir de Demirtaş’a terörist diyor. “53 Kürt kardeşimin ölümüne sebep oldu” diyor. Sen Kürtleri kardeşin olarak görmüyorsun. Senin kardeşin olarak gördüğün birkaç Kürt var. Bunlardan biri de Bekir Bozdağ. Ehmede Xani destanlarında Beko’lar var. Bekolar sana mübarek olsun. Biz Mem’lerin, Zin’lerin izinde olacağız. Bu bariyerler vicdanlarımızın buluşmasına engel olmayacak. TR toplumuna dayatılan bu deli gömleğini vicdanlarımızın sesiyle yırtacağız.
NÖBETE KATILACAK İSİMLER
Nöbete katılacak olan HDP’li vekiller ise Osman Baydemir, Nadir Yıldırım, Lezgin Botan, Bedia Özgökçe, Ali Atalan, Adem Geveri, Kadri Yıldırım, Nihat Akdoğan, Meral Danış Beştaş, Mehmet Emin Adıyaman, Mehmet Ali Aslan ve Dilek Öcalan.