8 Ağustos 2017 Salı

Asgari Ücret Hızla Eridi: "Asgari ücretlinin satın alma gücü düştü"..!

Tüketici Hakları Derneği 2016 ve 2017 yıllarının Temmuz dönemlerindeki gıda fiyatları artışı ile asgari ücretli, çalışan memur, işçi ve emeklilerin maaş artışlarını kıyasladığı bir çalışma hazırladı.
Genel Başkan Turhan Çakar’ın paylaştığı çalışmada, son bir yıllık gıda enflasyonunun maaş artışlarının üzerinde olduğu, asgari ücretlinin 53 gıda maddesinde satın alma gücünün düştüğü, asgari ücretlinin maaş artışının gıda artışını bile karşılayamadığı, yoksulun gıda enflasyonunun resmi enflasyonun üzerinde olduğu ortaya konuldu.
Çakar, tüketicilerin dengeli beslenebilmesi için gerekli olan gıda maddelerindeki artış oranlarının resmi gıda enflasyonunun üzerinde olduğuna dikkat çekerek, temel gıda maddelerindeki fiyat artışının asgari ücretli, çalışan memur, işçi ve emeklilerin maaş artışlarının üzerinde olduğunu söyledi.
‘TEMEL GIDADA ARTIŞ ENFLASYONUN ÇOK ÜZERİNDE’
Çakar, TÜİK istatistiklerinden yararlanarak yeterli ve dengeli beslenmede gerekli olan gıda maddelerini 2016 ve 2017 yılları Temmuz aylarına göre fiyat artışlarını kıyasladı. Artış; kuru fasulyede yüzde 28.79, pirinçte yüzde 15.75, koyun etinde yüzde 28.15, yumurtada yüzde 11.75, dolmalık biberde yüzde 31.14, patateste yüzde 47.20, kuru soğanda yüzde 39.76, elmada yüzde 37.44 olarak gerçekleşti.
‘AMBLAJLI SU YÜZDE 15, MAZOT YÜZDE 17 ARTTI’
Çakar, TÜİK istatistiklerine göre gıda dışındaki bazı mallar ve hizmetlerdeki fiyat artışı oranlarını da paylaştı. 2016 ve 2017 Temmuz ayları fiyat atış oranları; amblajlı suda yüzde 15.48, şebeke suyunda yüzde 10.93, benzinde yüzde 15.9, mazotta yüzde 17.3, tüpgazda yüzde 12.38, LPG Dolum ücreti yüzde 13.76, belediye otobüs ücreti yüzde 9.24, sabunda yüzde 83.96 olarak gerçekleşti.
Temmuz 2016 ve Temmuz 2017 dönemlerinde asgari ücretlinin net maaş artışının yüzde 7.92 olduğunu belirten Çakar, çalışan memurlarda yüzde 10, emekli memurlarda yüzde 10.13, emekli işçilerde yüzde 10.9 artış olduğunu kaydetti. Bu maaş artışları ile gıda fiyat artışlarını karşılaştıran Çakar, asgari ücretlinin 53 gıda maddesinde, çalışan memur ve emekli memurların 45, emekli işçilerin 41 gıda maddesinde satınalma güçlerinin düştüğünün altını çizdi. Çakar, asgari ücretlinin ambalajlı su ve şebeke suyuyla birlikte enerji malları, ulaşım hizmetleri ve temizlik mallarının tamamında satın alma güçlerinin düştüğüne dikkat çekti.
‘TÜİK VERİLERİ GERÇEKÇİ VE BİLİMSEL DEĞİL’
TÜİK’in Temmuz 2016’ya göre Temmuz 2017 dönemindeki gıda ve alkolsüz içecek enflasyon oranının yüzde 10.07 olduğunu belirten Çakar, TÜİK’in gıda enflasyonunun yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşayan tüketicilerin yeterli ve dengeli beslenebilmesi için hangi gıdaları ne kadar tüketmesi gerektiğine göre değil, fiili olarak ne tükettiklerine bakarak hesapladığını söyledi. TÜİK’in verilerini eleştiren Çakar, verilerin bu bakımdan gerçekçi ve bilimsel olmadığını söyledi. Çakar sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşayan tüketiciler ağırlıklı olarak unlu gıdalardan oluşan karbonhidrat ağırlıklı bir beslenme tarzı sürdürmek zorunda bırakılmıştır. TÜİK’de bu beslenme tarzını oluşturan gıda maddelerini enflasyon hesaplarında ağırlık noktası olarak ele almaktadır”
‘ASGARİ ÜCRETLİ DÖRT KİŞİLİK AİLE AÇLIK SINIRININ ALTINDA’
Çakar, Temmuz 2016'da iki çocuklu ve eşi çalışmayan bir asgari ücretlinin eline net 1.362,75 lira geçerken Temmuz 2017’de 107.91 lira artışla bunun 1470.72 lira olduğunu söyledi. Dört kişilik bir ailenin dengeli ve yeterli beslenebilmesi için Temmuz 2016’da gıda giderlerine 1369.76 lira gerekirken Temmuz 2017’de 1497.66 lira gerektiğini kaydeden Çakar, bu rakamların iki çocuklu eşi çalışmayan asgari ücretlinin ailesinin açlık sınırının altında yaşadığını gösterdiğini söyledi.
‘ASGARİ ÜCRETTEKİ ARTIŞ GIDA ARTIŞINI KARŞILAMIYOR’
Asgari ücretlinin son bir yıllık net ücret artışı 107.91 lira iken, dört kişilik bir ailenin gıda giderlerinin 129.9 lira arttığına dikkat çeken Çakar, eşi çalışmayan iki çocuklu bir asgari ücretlinin maaş artışının dengeli ve yeterli beslenme için gerekli olan gıda artışını karşılayamadığına dikkat çekti. Çakar TÜRK-İŞ’in Türkiye’de dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı verilerini de paylaşarak, yoksulluk sınırının 2016 Temmuz’da 4461.76, Temmuz 2017’de ise 4878.38 olduğunu belirtti.
‘NÜFUSUN YÜZDE 60’TAN FAZLASI YOKSULLUK SINIRI ALTINDA’
Çakar, TÜİK hane halkı kullanılabilir gelir rakamları ile Türk-İş’in açlık ve yoksulluk verilerini de kıyaslayarak, “Türkiye’de milyonlarca kişi resmi asgari ücretin altında sigortasız çalıştırılmaktadır. Genç işsiz rakamları yüzde 25’ler dolayındadır. Açlık ve yoksulluk rakamları ile TÜİK hane halkı kullanılabilir gelir rakamlarını kıyasladığımızda nüfusun yüzde 20’den fazlası açlık sınırının altında, yüzde 60’tan fazlası ise yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır” dedi. Çakar, açlık ve yoksulluğun nedeninin yanlış ve büyük sermayeden yana olan ekonomik politikalar olduğunu söyleyerek, tarım, gıda, enerji, ulaşım, ısınma ve barınma fiyat politikalarının değiştirilmesini istedi.