Tüketici Hakları Derneği 2016 ve 2017
yıllarının Temmuz dönemlerindeki gıda fiyatları artışı ile asgari ücretli,
çalışan memur, işçi ve emeklilerin maaş artışlarını kıyasladığı bir çalışma
hazırladı.
Genel Başkan Turhan Çakar’ın paylaştığı
çalışmada, son bir yıllık gıda enflasyonunun maaş artışlarının üzerinde olduğu,
asgari ücretlinin 53 gıda maddesinde satın alma gücünün düştüğü, asgari
ücretlinin maaş artışının gıda artışını bile karşılayamadığı, yoksulun gıda
enflasyonunun resmi enflasyonun üzerinde olduğu ortaya konuldu.
Çakar, tüketicilerin dengeli
beslenebilmesi için gerekli olan gıda maddelerindeki artış oranlarının resmi
gıda enflasyonunun üzerinde olduğuna dikkat çekerek, temel gıda maddelerindeki
fiyat artışının asgari ücretli, çalışan memur, işçi ve emeklilerin maaş
artışlarının üzerinde olduğunu söyledi.
‘TEMEL GIDADA ARTIŞ ENFLASYONUN ÇOK
ÜZERİNDE’
Çakar, TÜİK istatistiklerinden
yararlanarak yeterli ve dengeli beslenmede gerekli olan gıda maddelerini 2016
ve 2017 yılları Temmuz aylarına göre fiyat artışlarını kıyasladı. Artış; kuru
fasulyede yüzde 28.79, pirinçte yüzde 15.75, koyun etinde yüzde 28.15,
yumurtada yüzde 11.75, dolmalık biberde yüzde 31.14, patateste yüzde 47.20,
kuru soğanda yüzde 39.76, elmada yüzde 37.44 olarak gerçekleşti.
‘AMBLAJLI SU YÜZDE 15, MAZOT YÜZDE 17
ARTTI’
Çakar, TÜİK istatistiklerine göre gıda
dışındaki bazı mallar ve hizmetlerdeki fiyat artışı oranlarını da paylaştı.
2016 ve 2017 Temmuz ayları fiyat atış oranları; amblajlı suda yüzde 15.48,
şebeke suyunda yüzde 10.93, benzinde yüzde 15.9, mazotta yüzde 17.3, tüpgazda
yüzde 12.38, LPG Dolum ücreti yüzde 13.76, belediye otobüs ücreti yüzde 9.24,
sabunda yüzde 83.96 olarak gerçekleşti.
Temmuz 2016 ve Temmuz 2017 dönemlerinde
asgari ücretlinin net maaş artışının yüzde 7.92 olduğunu belirten Çakar,
çalışan memurlarda yüzde 10, emekli memurlarda yüzde 10.13, emekli işçilerde
yüzde 10.9 artış olduğunu kaydetti. Bu maaş artışları ile gıda fiyat
artışlarını karşılaştıran Çakar, asgari ücretlinin 53 gıda maddesinde, çalışan
memur ve emekli memurların 45, emekli işçilerin 41 gıda maddesinde satınalma güçlerinin
düştüğünün altını çizdi. Çakar, asgari ücretlinin ambalajlı su ve şebeke
suyuyla birlikte enerji malları, ulaşım hizmetleri ve temizlik mallarının
tamamında satın alma güçlerinin düştüğüne dikkat çekti.
‘TÜİK VERİLERİ GERÇEKÇİ VE BİLİMSEL
DEĞİL’
TÜİK’in Temmuz 2016’ya göre Temmuz 2017
dönemindeki gıda ve alkolsüz içecek enflasyon oranının yüzde 10.07 olduğunu
belirten Çakar, TÜİK’in gıda enflasyonunun yoksulluk ve açlık sınırının altında
yaşayan tüketicilerin yeterli ve dengeli beslenebilmesi için hangi gıdaları ne
kadar tüketmesi gerektiğine göre değil, fiili olarak ne tükettiklerine bakarak
hesapladığını söyledi. TÜİK’in verilerini eleştiren Çakar, verilerin bu
bakımdan gerçekçi ve bilimsel olmadığını söyledi. Çakar sözlerini şöyle
sürdürdü: “Türkiye’de yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşayan tüketiciler
ağırlıklı olarak unlu gıdalardan oluşan karbonhidrat ağırlıklı bir beslenme
tarzı sürdürmek zorunda bırakılmıştır. TÜİK’de bu beslenme tarzını oluşturan
gıda maddelerini enflasyon hesaplarında ağırlık noktası olarak ele almaktadır”
‘ASGARİ ÜCRETLİ DÖRT KİŞİLİK AİLE AÇLIK
SINIRININ ALTINDA’
Çakar, Temmuz 2016'da iki çocuklu ve eşi
çalışmayan bir asgari ücretlinin eline net 1.362,75 lira geçerken Temmuz
2017’de 107.91 lira artışla bunun 1470.72 lira olduğunu söyledi. Dört kişilik
bir ailenin dengeli ve yeterli beslenebilmesi için Temmuz 2016’da gıda
giderlerine 1369.76 lira gerekirken Temmuz 2017’de 1497.66 lira gerektiğini
kaydeden Çakar, bu rakamların iki çocuklu eşi çalışmayan asgari ücretlinin
ailesinin açlık sınırının altında yaşadığını gösterdiğini söyledi.
‘ASGARİ ÜCRETTEKİ ARTIŞ GIDA ARTIŞINI
KARŞILAMIYOR’
Asgari ücretlinin son bir yıllık net
ücret artışı 107.91 lira iken, dört kişilik bir ailenin gıda giderlerinin 129.9
lira arttığına dikkat çeken Çakar, eşi çalışmayan iki çocuklu bir asgari
ücretlinin maaş artışının dengeli ve yeterli beslenme için gerekli olan gıda
artışını karşılayamadığına dikkat çekti. Çakar TÜRK-İŞ’in Türkiye’de dört
kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı verilerini de paylaşarak, yoksulluk
sınırının 2016 Temmuz’da 4461.76, Temmuz 2017’de ise 4878.38 olduğunu belirtti.
‘NÜFUSUN YÜZDE 60’TAN FAZLASI YOKSULLUK
SINIRI ALTINDA’
Çakar, TÜİK hane halkı kullanılabilir
gelir rakamları ile Türk-İş’in açlık ve yoksulluk verilerini de kıyaslayarak,
“Türkiye’de milyonlarca kişi resmi asgari ücretin altında sigortasız
çalıştırılmaktadır. Genç işsiz rakamları yüzde 25’ler dolayındadır. Açlık ve
yoksulluk rakamları ile TÜİK hane halkı kullanılabilir gelir rakamlarını
kıyasladığımızda nüfusun yüzde 20’den fazlası açlık sınırının altında, yüzde
60’tan fazlası ise yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır” dedi. Çakar, açlık
ve yoksulluğun nedeninin yanlış ve büyük sermayeden yana olan ekonomik
politikalar olduğunu söyleyerek, tarım, gıda, enerji, ulaşım, ısınma ve barınma
fiyat politikalarının değiştirilmesini istedi.