18 Ağustos 2017 Cuma

Venezuela’da Kurucu Meclis seçildi: Şimdi ne olacak?

Venezuela’da Kurucu Meclis seçildi: Şimdi ne olacak?
Venezuela’ya karşı yaptırımların duyurulmasının ardından askeri seçeneğin de masada olduğunun ilan edilmesi Trump’ın tehditlerinin ekonomik yönden askeri yöne evrildiğini gösteriyor. Bu hamlenin zamanlaması ise demokratik yolla seçilmiş Devlet Başkanı Nicolas Maduro’yu, süregelen şiddet olaylarını körükleyerek devirmeyi amaçlayan Amerikan destekli Venezuela muhalefetine verilen destekle eş zamanlı görünüyor.
Şiddet olayları Başkan Maduro’ya şu anki sosyoekonomik krizin çözülmesini sağlamak amacıyla yeni bir anayasa yazılması yetkisini verecek olan Ulusal Kurucu Meclis seçimlerinin yapılmasını engellemek için Amerikan destekli muhalefet tarafından tırmandırıldı.
Kurucu Meclisin ülkedeki en güçlü hükümet organı haline getirilmesi planlanıyor. Maduro’nun Kurucu Meclisi toplamasında Amerikan destekli muhalefetin Venezuela Parlamentosunda kontrolü ele geçirmesinin ülkeyi içine soktuğu siyasi çıkmaz etkili oldu.
Trump seçimin iptal edilmemesi halinde ekonomik yaptırım tehdidinde bulunurken Venezuela’daki mülk sahibi sınıfın önderlik ettiği muhalefet, aynı amaç doğrultusunda hareket etme sözü vermişti. Kurucu Meclis başarılı olursa Amerikan destekli muhalefetin yenilgiye mahkum olduğunu idrak eden Batılı hükümetler ve ‘sivil toplum kuruluşları’nın yanı sıra Latin Amerika karşı devrimlerinin olağan şüphelileri İspanya, Vatikan ve Amerikan Devletleri Örgütü de Kurucu Meclis seçimleri aleyhinde cephe aldılar.
Kurucu Meclis seçimlerini lanetlemekte birbirleriyle yarışan Batılı medya kuruluşları, seçimleri engellemek amacıyla sandık alanlarına saldıran, yolları kapatan, ekonomik sabotajlarda bulunan ve sözde ‘genel grevler’ örgütleyen Amerikan destekli muhalefetin sokaklarda yarattığı şiddet sarmalına karşı en ufak bir kınamada bulunmadılar.
Ne var ki seçimler Chavezciliğin geleneksel tabanının oluşturan milyonlarca emekçi ve yoksulun sandıklara akın edip Chavezci solu desteklemesiyle muhalefetin sinirlerini harap edecek derecede yüksek katılımla gerçekleşti .
ŞİMDİ NE OLACAK?
Uluslararası basın Venezuela’nın yoksul mahallelerindeki coşkuyu tamamen görmezden geldi. Seçimleri takip etmek için Birleşik Devletlerden Venezuela’ya gelen bir emekçi heyeti yoğun katılıma ve yoksul mahallelerdeki sandık merkezlerinin önünde oluşan uzun kuyruklara dikkat çekiyor. Sağlık Emekçileri Sendikası Başkan Yardımcısı Estela Vasquez Batılı medya kuruluşlarının ikiyüzlü tutumuna işaret ediyor: “Orada uluslararası basından kimseyi görmedim. Ne New York Times muhabirleri ne de CNN veya Fox TV kameraları bu ülkedeki devrimci sürecin belkemiği olan yoksul işçi sınıfı mahallelerine ilgi göstermediler.”
Vasquez’in seçimlerin emekçiler üzerinde yarattığı coşku üzerine sözlerini Maduro’ya sıklıkla soldan eleştiriler getiren Stalin Perez Borges de doğruluyor: “30 Temmuz seçimleri ülkedeki ve yurt dışındaki sağa karşı emperyalizme teslim olmayacağımız ve muhalif iktisatçılarının hazırladığı neoliberal planların önünde diz çökmeyeceğimiz mesajının verildiği, Chavezciler arasında hükümetten memnun olmayanların dahi yeniden kenetlenmesini sağlayan bir fırtına gibiydi. Seçim sonuçları Chavezcilere yeniden öz güven kazandırdı ve kendilerine bir kez daha çoğunluk adına söz sahibi olmalarının olanağını sundu.”
KURUCU MECLİS KİMLERDEN OLUŞUYOR?
Muhalefet seçimleri boykot ettiği için ortaya farklı devrimci görüşleri içeren, büyük çoğunlukla solun temsil edildiği bir Kurucu Meclis çıktı. Kurucu Meclisin üçte biri sendikaların, mahalli meclislerin, yerli topluluklarının, çiftçilerin, öğrencilerin, emeklilerin ve önce Chavez liderliği altında, daha sonra muhalefetin şiddet eylemleri karşısında giderek radikalleşmiş tüm kesimlerinin temsilcilerine tahsis edildi.
Shamus COOKE

Global Research