Victor Jara, general Pinochet yönetimindeki Şili
ordusunun 11 Eylül 1973’te yaptığı askeri faşist darbeden birkaç gün sonra
binlerce kişiyle birlikte gözaltında tutulduğu spor salonunda işkenceyle
parmakları kırlarak hunharca katledildi. Faşist diktatörlük Victor’u susturmak
istedi. Çünkü onun gitarı zenginler için değildi, şarkısı emekçileri kavgaya ö
çağıran devrimciydi. O şarkısını ezilenlerin, yoksulların ve yoksunların
çığlığı gibi söylüyordu.
Jara katledilel 43. yıl oldu ama özgürlük ve eşitlik
şarkı bitmedi, bitmeyecek’ Şimdi ve daima!
Victor Jara ‘nın Hayatı
Víctor Lidio Jara Martínez (23 Eylül 1932 Santiago,
Şili; – tahminen 16 Eylül 1973), Şilili şarkıcı ve müzisyen. Şili kültür ve
müziğinde son derece önemli etkileri olmuş bir sanatçıdır. Hayatı ve müziği
ülkesinin aynası olmuş, içinde yaşadığı zamanı ve felsefesini yansıtmıştır.
Gençliği
Victor Jara Santiago’da Lonquén köyünde doğmuştur.
Ebeveynleri çiftçidir. Babası Manuel basit bir kahya iken, annesi Amanda
ailesinin geçimi için çok sayıda işte çalışmıştır. Birçok ailede olduğu gibi
babası alkol problemleri çekmekte ve annesine kötü muamele yapmaktaydı. Babası
aileyi terk ettikten sonra annesi Amanda ailenin bakımıyla tek başına
ilgilenir. Annesi Victor Jara’nın hayatında çok önemli bir parçadır. O da şarkı
söyleyip, gitar çalmış, bunları ve şili folk müziğini oğluna öğretmiştir.
Annesiyle beraber geçirdiği zamanın, müzik hayatına adım atmasında çok önemli
etkileri olmuştur. Annesinin ölümünden sonra muhasebe eğitimini yarım bırakmış
ve ilahiyat okumak istemiş, ancak bu sadece 2 yıl sürmüştür.
Tiyatro ve halk müziği
Dine olan inancını kaybettikten sonra işsiz olarak
Lonquén ‘e döner ve yakın arkadaşları ile kendini folklor tahsiline adar. Bu
zaman zarfında tiyatroya ilgisi gelişir ve Universidad de Chile ‘de tiyatro
okuluna başlar. Bu ve takip eden yıllarda Victor Jara çok sayıda tiyatro
yapımında (mesela Carmina Burana) yer alır. Violeta Parra’a ilk defa
rastladığında, tekrar folklor söylemeye ve okumaya başlar. Parra, şarkıcı,
Santiago’da küçük bir cafe sahibi ve geleneksel Şili folk müziği hayranı bir
sanatçıdır. Victor Jara ona bu cafede yardım eder ve şarkı söyler.
Siyaset
Jara, bu zaman zarfında Şili politik dünyasına angaje
olur ve ilgilenmeye başlar. 1966 yılında ilk albümü çıkar. Takip eden yıllarda
tiyatroda yönetmen olarak çalışır, ancak şarkılarına ve politik işlerine
gitgide daha fazla zaman adar. 1970 yılında tiyatroyu terk eder ve tamamen
müziğe yoğunlaşır. Jara’nın şarkıları fakir-zengin bir arada yaşayan bir
toplumda, sıradan insanlara yaşamlarını ve problemlerini gösterir. Vatanına
olan büyük sevgisi sebebiyle, birçok şarkısı haksızlıklara ve politik
skandallara saldırır. Victor Jara Güney Amerika^da ‘Nueva canción’ (yeni şarkı)
akımının en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilir. Bu Güney
Amerika’da birçok sanatçı ve aydının katıldığı, devrimci bir harekettir. Victor
Jara’nın politik fikirleri, parçalarında önemli bir yer tutar. Birçok protest
şarkıcı gibi komünist ve partisinde sanatçı bölümünün yöneticisidir.
DARBE VE ÖLDÜRÜLMESİ
Victor Jara, diğer şarkıcılarla birlikte Salvador
Allende ve sol partilerini birleştiği bir hareket oalan Unidad Popular yararına
birçok konser verir. 11 Eylül 1973’de Augusto Pinochet’nin gerçekleştirdiği
darbe sırasında, Victor Jara Teknik Üniversite ‘deki işi başında tutuklanır ve
birçok yoldaşı gibi Estadio Chile’de (Şili stadyumu) işkence görür. Bir daha
gitar çalamaması için elleri kırılır. Hatta bu korkunç işkenceler sırasında
bile Jara, Unidad Popular ‘ın şarkısını söylemeye çalışmaktadır (Venceremos[1]).
Nihayetinde vahşice dövülen Jara, bir makinalı tüfekle öldürülür ve cesedi
Santiago Mezarlığı yakınında bulunur. Fakat Karısı yine de onu onurlu bir
şekilde defnetme imkânını bulur. Akabinde Şili’yi terk eden karısı 1994’te
onuruna “Fundación Víctor Jara”‘yı kurar.
Şili’deki Pravda muhabiri Vladimir Çernisev, Jara’nın
son anlarını şöyle anlatıyor:
‘ Victor Jara dudaklarında şarkıyla öldü. Onu
yanından hiç ayırmadığı refakatçisiyle, gitarıyla birlikte stadyuma getirdiler.
Ve şarkı söylemeye başladı. Öbür tutuklular, gardiyanların ateş açma tehdidine
rağmen melodiye eşlik etmeye başladılar. Sonra bir subayın emri ile askerler
Victor’un ellerini kırdılar. Artık gitar çalmıyordu, ama zayıf bir sesle şarkı
söylemeyi sürdürdü. Bir dipçikle kafasını parçaladılar ve diğer tutuklulara
ibret olsun diye ellerini kesip tribünlerin önüne astılar ‘