15 Eylül 2017 Cuma

Faşizme Karşı Direnmenin Adıdır Viktor Jara..!


Victor Jara, general Pinochet yönetimindeki Şili ordusunun 11 Eylül 1973’te yaptığı askeri faşist darbeden birkaç gün sonra binlerce kişiyle birlikte gözaltında tutulduğu spor salonunda işkenceyle parmakları kırlarak hunharca katledildi. Faşist diktatörlük Victor’u susturmak istedi. Çünkü onun gitarı zenginler için değildi, şarkısı emekçileri kavgaya ö çağıran devrimciydi. O şarkısını ezilenlerin, yoksulların ve yoksunların çığlığı gibi söylüyordu.
Jara katledilel 43. yıl oldu ama özgürlük ve eşitlik şarkı bitmedi, bitmeyecek’ Şimdi ve daima!
Victor Jara ‘nın Hayatı
Víctor Lidio Jara Martínez (23 Eylül 1932 Santiago, Şili; – tahminen 16 Eylül 1973), Şilili şarkıcı ve müzisyen. Şili kültür ve müziğinde son derece önemli etkileri olmuş bir sanatçıdır. Hayatı ve müziği ülkesinin aynası olmuş, içinde yaşadığı zamanı ve felsefesini yansıtmıştır.
Gençliği
Victor Jara Santiago’da Lonquén köyünde doğmuştur. Ebeveynleri çiftçidir. Babası Manuel basit bir kahya iken, annesi Amanda ailesinin geçimi için çok sayıda işte çalışmıştır. Birçok ailede olduğu gibi babası alkol problemleri çekmekte ve annesine kötü muamele yapmaktaydı. Babası aileyi terk ettikten sonra annesi Amanda ailenin bakımıyla tek başına ilgilenir. Annesi Victor Jara’nın hayatında çok önemli bir parçadır. O da şarkı söyleyip, gitar çalmış, bunları ve şili folk müziğini oğluna öğretmiştir. Annesiyle beraber geçirdiği zamanın, müzik hayatına adım atmasında çok önemli etkileri olmuştur. Annesinin ölümünden sonra muhasebe eğitimini yarım bırakmış ve ilahiyat okumak istemiş, ancak bu sadece 2 yıl sürmüştür.
Tiyatro ve halk müziği
Dine olan inancını kaybettikten sonra işsiz olarak Lonquén ‘e döner ve yakın arkadaşları ile kendini folklor tahsiline adar. Bu zaman zarfında tiyatroya ilgisi gelişir ve Universidad de Chile ‘de tiyatro okuluna başlar. Bu ve takip eden yıllarda Victor Jara çok sayıda tiyatro yapımında (mesela Carmina Burana) yer alır. Violeta Parra’a ilk defa rastladığında, tekrar folklor söylemeye ve okumaya başlar. Parra, şarkıcı, Santiago’da küçük bir cafe sahibi ve geleneksel Şili folk müziği hayranı bir sanatçıdır. Victor Jara ona bu cafede yardım eder ve şarkı söyler.
Siyaset
Jara, bu zaman zarfında Şili politik dünyasına angaje olur ve ilgilenmeye başlar. 1966 yılında ilk albümü çıkar. Takip eden yıllarda tiyatroda yönetmen olarak çalışır, ancak şarkılarına ve politik işlerine gitgide daha fazla zaman adar. 1970 yılında tiyatroyu terk eder ve tamamen müziğe yoğunlaşır. Jara’nın şarkıları fakir-zengin bir arada yaşayan bir toplumda, sıradan insanlara yaşamlarını ve problemlerini gösterir. Vatanına olan büyük sevgisi sebebiyle, birçok şarkısı haksızlıklara ve politik skandallara saldırır. Victor Jara Güney Amerika^da ‘Nueva canción’ (yeni şarkı) akımının en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilir. Bu Güney Amerika’da birçok sanatçı ve aydının katıldığı, devrimci bir harekettir. Victor Jara’nın politik fikirleri, parçalarında önemli bir yer tutar. Birçok protest şarkıcı gibi komünist ve partisinde sanatçı bölümünün yöneticisidir.
DARBE VE ÖLDÜRÜLMESİ
Victor Jara, diğer şarkıcılarla birlikte Salvador Allende ve sol partilerini birleştiği bir hareket oalan Unidad Popular yararına birçok konser verir. 11 Eylül 1973’de Augusto Pinochet’nin gerçekleştirdiği darbe sırasında, Victor Jara Teknik Üniversite ‘deki işi başında tutuklanır ve birçok yoldaşı gibi Estadio Chile’de (Şili stadyumu) işkence görür. Bir daha gitar çalamaması için elleri kırılır. Hatta bu korkunç işkenceler sırasında bile Jara, Unidad Popular ‘ın şarkısını söylemeye çalışmaktadır (Venceremos[1]). Nihayetinde vahşice dövülen Jara, bir makinalı tüfekle öldürülür ve cesedi Santiago Mezarlığı yakınında bulunur. Fakat Karısı yine de onu onurlu bir şekilde defnetme imkânını bulur. Akabinde Şili’yi terk eden karısı 1994’te onuruna “Fundación Víctor Jara”‘yı kurar.
Şili’deki Pravda muhabiri Vladimir Çernisev, Jara’nın son anlarını şöyle anlatıyor:

‘ Victor Jara dudaklarında şarkıyla öldü. Onu yanından hiç ayırmadığı refakatçisiyle, gitarıyla birlikte stadyuma getirdiler. Ve şarkı söylemeye başladı. Öbür tutuklular, gardiyanların ateş açma tehdidine rağmen melodiye eşlik etmeye başladılar. Sonra bir subayın emri ile askerler Victor’un ellerini kırdılar. Artık gitar çalmıyordu, ama zayıf bir sesle şarkı söylemeyi sürdürdü. Bir dipçikle kafasını parçaladılar ve diğer tutuklulara ibret olsun diye ellerini kesip tribünlerin önüne astılar ‘