8 Nisan 2010 Perşembe

Başbuğ imzalı Balyoz belgesi

Çetin Doğan'ın semineri yönetirken yasal çerçevenin dışına çıktığına dair belgenin altında Başbuğ'un imzası var...

1. Ordu Komutanı Çetin Doğan’ın 2003’deki semineri yönetirken yasal çerçevenin dışına çıktığına dair belgenin altında dönemin Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı; bugünün ise Genelkurmay Başkanı olan Orgeneral İlker Başbuğ’un imzası var.

En kritik belge savcılıkta
Hürriyet'te Metehan Demir imzalı habere göre; Balyoz soruşturması sürecinde eski 1. Ordu Komutanı Emekli Orgeneral Çetin Doğan ile eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral Hilmi Özkök’ü karşı karşıya getiren en kritik belge İstanbul’da Balyoz soruşturmasını yürüten savcılıkta bulunuyor. Belge, üst düzey emekli ve muvazzaf komutanların gözaltına alınmasının ardından Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’nı Çankaya Köşkü’nde biraraya getiren zirvede de gündeme geldi. Belgedeki imza, dönemin Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı; bugünün ise Genelkurmay Başkanı olan Orgeneral İlker Başbuğ’a ait.

Başbuğ'dan Doğan'a eleştiri
Belgeye göre, Orgeneral Başbuğ, seminerin özel bölümünde, Orgeneral Çetin Doğan’ın oturumu yönetirken, resmi ve yasal çerçevenin dışına çıktığına dair ciddi çekince ve eleştirilerde bulunuyor. Başbuğ bu belgeyi, Aytaç Yalman’ın Kara Kuvvetleri Komutanı, Özkök’ün de Genelkurmay Başkanı olduğu o dönemde “Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı” sıfatıyla durumla ilgili yapılan inceleme, gelen bilgiler ışığında hazırlıyor.

Seminer yönetmenliğine aykırı
Başbuğ’un değerlendirmesinde, Çetin Doğan’ın 4-7 mart 2003’de Genelkurmay kayıtlarına göre Meriç olarak görünen ve yasal sınırlar içinde gerçekleşen toplantının devamında, mevcut senaryoya gerçek isim ve kişilerle devam ettiğine ve yasal olmayan bu durumun sakıncalarına işaret ediliyor. Zamanında ilgili komutanlıklara da sunulan değerlendirmede, Emasya planı bazlı oluşturulan senaryoda, gerçek isim ve koşullarla devam edilmesinin, TSK’nın görev alanı içinde olmadığı gibi seminer yönetmeliklerine de aykırı olduğu ifade ediliyor.

Bazı askeri personelin, “Gerçek kişiler ve yerlerle devam edelim” emri üzerine bizzat isimler vererek, “Ben o zaman hemen filanca belediye başkanını, şu ismi hemen görevden alıyorum, şunu yapıyorum, bunu ediyorum’ gibi kastını aşan ifadeleri kullanma durumuna girdiği anlatılıyor. Hürriyet