Adana’da tarikat yurdunda ihmaller nedeniyle çıkan yangında 11 çocuğun ölmesine tepki gösteren kadınlar Ankara ve İstanbul’da sokağa çıktı. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir araya gelen kadınlar, “Hükümet istifa” diyerek eylem gerçekleştirdi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Milletvekili Besime Konca, SKM Sözcüsü Fadime Çelebi, SKM İl Sözcüsü Pınar Türk de katıldı.
Kadınlar faciaya olan öfkelerini göstermek için siyah pankart açtı, eylemde sık sık “Kaza değil katliam, kaza değil cinayet”, “Yasta değil, isyandayız” sloganları attı.
Eylemde söz alan HDK Eşsözcüsü Gülistan Kılıç, yaşanılan acının büyük olduğunu vurguladı, AKP’nin eğitime yatırım yapmak yerine özelleştirmeyi tercih ettiği için acıların yaşadıklarını belirtti. AKP’nin eğitimi dincileştirdiğine vurgu yapan Kılıç, böyle bir katliamın ilk defa yaşanmadığını ifade etti. Geçen yıl Konya’da yine yurtta çıkan yangını hatırlatan Kılıç, “Konya’da yaşananlardan ders alsaydık bugün bunları yaşamıyor olurduk” dedi.
İktidarın her katliamın ardından “fıtrat”, “kaza” diyerek kendi sorumluluğunu gizlemeye çalıştığını kaydeden Kılıç, “Yoksula ölümü, tacizi, tecavüzü reva gören bir zihniyet var karşımızda. Çocuklarımız üzerinden elinizi çekin. Bize MEB, devlet o kapıların neden kilitli olduğunun cevabını versin” şeklinde konuştu. Kılıç, acilen tüm sorumluların cezalandırılmasını istedi, kadınlar olarak bunun peşini bırakmayacaklarını vurguladı.
Kadın örgütleri adına basın açıklamasını okuyan Fadime Çelebi, “Kilitli olan yangın merdiveninin önünde sarılmış cesetleri bulunan bu çocukları korumak devletin görevidir, devlet yıllardır çeşitli özel vakıflarla işbirliği yaparak bu sorumluluğu üzerinden atmaya çalışıyor” dedi.
Çelebi, Konya’da 17 öğrencinin ölümü ile sonuçlanan “kaçak Kuran kursu davası”nın 8 yıldır sürdüğünü hatırlattı, bu davada bir tek tutuklu sanık olmadığına dikkat çekti. Çelebi şu şekilde konuştu: “Ensar Vakfı’nın Karaman’daki evlerinde cinsel istismara uğrayan çocuklar için sesimizi çıkardığımızda da gördük ki vakfa hiçbir yaptırım uygulanmadı. Hala özel vakıfların inisiyatifinde olan bu yurt ve evlerde kaç çocuğun kaldığını bilmiyoruz.”
Haziran 2016 yurdun devlet yetkililerince denetlendiği bilgisini veren Çelebi, içerisi tamamen ahşap olan yurda hiçbir uyarının yapılmadığını dile getirdi.
Cemaat ve tarikat yurtlarında yaşanan korkunç skandallar sonrasında yayın yasakları getirildiğini hatırlatan Çelebi, kamuoyunun böylelikle karanlık ve sessizliğe mahkum edildiğine vurgu yaptı.
Çelebi sözlerine şu şekilde devam etti: “AKP Genel Başkan Yardımcısı katliamın yaşandığı Aladağ’a gittiğini açıklayarak kamuoyunu teskin etmeye çalıştı. Biz kadınlar uyarıyoruz. Soma’ya gittiğiniz gibi gidecekseniz, gitmeyin! Soma’da olduğu gibi, aileleri susturmak, tekmeletmek, kravatlarınız ve tüm devlete ait soğukluğunuz ile sedyelerin yanında görünmek için gidecekseniz, gitmeyin! Çocuklar toplumundur elinizi çekin!”
Son sözü alan HDP Milletvekili Besime Konca, Ensvar Vakfı’nda yaşanan tecavüz skandalından sonra devlet yetkililerin söylediği “Bir kereden bir şey olmaz” sözünü hatırlatarak, “Bu zihniyet bugün bu ülkeyi yönetiyor, daha doğrusu yönetemiyor. Çocuklara, kadınlara, işçilere duyarsızlığın sonucu bu facia” diye konuştu.
Ankara: “Yurt yangını cinayettir, sorumlusu hükümettir”
Ankara Kadın Platformu da Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya gelerek “Yurt yangını cinayettir, sorumlusu hükümettir” diyerek basın açıklaması gerçekleştirdi.
Kadınlar, “Susma haykır, bu yanın katliamdır” sloganları attılar. Polis ise basın açıklaması öncesi kadınları “hemen açıklama yapıp dağılmaları” yönünde uyardı.
Basın açıklamasını okuyan Derman Gülmez, Adana’da yaşanan olayın münferit olmadığını söyledi. Yangının devletin denetleme yükümlülüğünü yerine getirmediği için gerçekleşen sistematik bir olay olduğunu ifade eden Gülmez, 2008’de Konya’da 17, 2015’de Diyarbakır Kulp’da 6 çocuğun benzer olaylarla yaşamını yitirdiğini kaydetti. Adana’da yaşamını yitiren çocukların tamamının kız çocukları olduğunu belirten Gülmez, olaya ilişkin en korkunç bilginin de kız çocuklarının dışarı çıkmaması için yurdun ve yangın merdiveni kapısının kilitli tutulması olduğunu dile getirdi.
Evrensel’in haberine göre Türkiye’de buna benzer çok sayıda yurt bulunduğuna dikkat çeken Gülmez, “Çocukların bu tür yurtlarda kalmasının sebebi eğitimdeki eşitsizlik ve yoksulluk. Bu da devletin sosyal devlet yükümlülüğünü yerine getirmemesinin ve ailelerin çaresizliğinin dini tarikatlar tarafından kullanılmasından kaynaklanıyor. Buna devlet göz yumuyor, hatta destekliyor” dedi. Çocukları kadınları öldüren, kız çocuklarını yurtlara kilitleyen, tecavüzcüleri iyi halden serbest bırakan, çocukları değil failleri koruyan devletten hesap sorduklarını dile getiren Gülmez, Adana’da yaşanan olayın kaza değil cinayet olduğunu vurguladı.
Olayın sorumlularının en üst düzeyden başlayarak cezasız kalmaması ve yangından kurtulan çocukların yaşamla bağlarının kurmalarını güçlendirici ve hak temelli çalışmaların yapılmasını isteyen Gülmez, ülkenin dört bir yanındaki yasa dışı yurtların kapatılması, uzman heyetler tarafından izlemeye açılması gerektiğini vurguladı.
Adana’da tarikat yurdunda ihmaller nedeniyle çıkan yangında 11 çocuğun ölmesine tepki gösteren kadınlar Ankara ve İstanbul’da sokağa çıktı. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir araya gelen kadınlar, “Hükümet istifa” diyerek eylem gerçekleştirdi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Milletvekili Besime Konca, SKM Sözcüsü Fadime Çelebi, SKM İl Sözcüsü Pınar Türk de katıldı.
Kadınlar faciaya olan öfkelerini göstermek için siyah pankart açtı, eylemde sık sık “Kaza değil katliam, kaza değil cinayet”, “Yasta değil, isyandayız” sloganları attı.
Eylemde söz alan HDK Eşsözcüsü Gülistan Kılıç, yaşanılan acının büyük olduğunu vurguladı, AKP’nin eğitime yatırım yapmak yerine özelleştirmeyi tercih ettiği için acıların yaşadıklarını belirtti. AKP’nin eğitimi dincileştirdiğine vurgu yapan Kılıç, böyle bir katliamın ilk defa yaşanmadığını ifade etti. Geçen yıl Konya’da yine yurtta çıkan yangını hatırlatan Kılıç, “Konya’da yaşananlardan ders alsaydık bugün bunları yaşamıyor olurduk” dedi.
İktidarın her katliamın ardından “fıtrat”, “kaza” diyerek kendi sorumluluğunu gizlemeye çalıştığını kaydeden Kılıç, “Yoksula ölümü, tacizi, tecavüzü reva gören bir zihniyet var karşımızda. Çocuklarımız üzerinden elinizi çekin. Bize MEB, devlet o kapıların neden kilitli olduğunun cevabını versin” şeklinde konuştu. Kılıç, acilen tüm sorumluların cezalandırılmasını istedi, kadınlar olarak bunun peşini bırakmayacaklarını vurguladı.
Kadın örgütleri adına basın açıklamasını okuyan Fadime Çelebi, “Kilitli olan yangın merdiveninin önünde sarılmış cesetleri bulunan bu çocukları korumak devletin görevidir, devlet yıllardır çeşitli özel vakıflarla işbirliği yaparak bu sorumluluğu üzerinden atmaya çalışıyor” dedi.
Çelebi, Konya’da 17 öğrencinin ölümü ile sonuçlanan “kaçak Kuran kursu davası”nın 8 yıldır sürdüğünü hatırlattı, bu davada bir tek tutuklu sanık olmadığına dikkat çekti. Çelebi şu şekilde konuştu: “Ensar Vakfı’nın Karaman’daki evlerinde cinsel istismara uğrayan çocuklar için sesimizi çıkardığımızda da gördük ki vakfa hiçbir yaptırım uygulanmadı. Hala özel vakıfların inisiyatifinde olan bu yurt ve evlerde kaç çocuğun kaldığını bilmiyoruz.”
Haziran 2016 yurdun devlet yetkililerince denetlendiği bilgisini veren Çelebi, içerisi tamamen ahşap olan yurda hiçbir uyarının yapılmadığını dile getirdi.
Cemaat ve tarikat yurtlarında yaşanan korkunç skandallar sonrasında yayın yasakları getirildiğini hatırlatan Çelebi, kamuoyunun böylelikle karanlık ve sessizliğe mahkum edildiğine vurgu yaptı.
Çelebi sözlerine şu şekilde devam etti: “AKP Genel Başkan Yardımcısı katliamın yaşandığı Aladağ’a gittiğini açıklayarak kamuoyunu teskin etmeye çalıştı. Biz kadınlar uyarıyoruz. Soma’ya gittiğiniz gibi gidecekseniz, gitmeyin! Soma’da olduğu gibi, aileleri susturmak, tekmeletmek, kravatlarınız ve tüm devlete ait soğukluğunuz ile sedyelerin yanında görünmek için gidecekseniz, gitmeyin! Çocuklar toplumundur elinizi çekin!”
Son sözü alan HDP Milletvekili Besime Konca, Ensvar Vakfı’nda yaşanan tecavüz skandalından sonra devlet yetkililerin söylediği “Bir kereden bir şey olmaz” sözünü hatırlatarak, “Bu zihniyet bugün bu ülkeyi yönetiyor, daha doğrusu yönetemiyor. Çocuklara, kadınlara, işçilere duyarsızlığın sonucu bu facia” diye konuştu.
Ankara: “Yurt yangını cinayettir, sorumlusu hükümettir”
Ankara Kadın Platformu da Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya gelerek “Yurt yangını cinayettir, sorumlusu hükümettir” diyerek basın açıklaması gerçekleştirdi.
Kadınlar, “Susma haykır, bu yanın katliamdır” sloganları attılar. Polis ise basın açıklaması öncesi kadınları “hemen açıklama yapıp dağılmaları” yönünde uyardı.
Basın açıklamasını okuyan Derman Gülmez, Adana’da yaşanan olayın münferit olmadığını söyledi. Yangının devletin denetleme yükümlülüğünü yerine getirmediği için gerçekleşen sistematik bir olay olduğunu ifade eden Gülmez, 2008’de Konya’da 17, 2015’de Diyarbakır Kulp’da 6 çocuğun benzer olaylarla yaşamını yitirdiğini kaydetti. Adana’da yaşamını yitiren çocukların tamamının kız çocukları olduğunu belirten Gülmez, olaya ilişkin en korkunç bilginin de kız çocuklarının dışarı çıkmaması için yurdun ve yangın merdiveni kapısının kilitli tutulması olduğunu dile getirdi.
Evrensel’in haberine göre Türkiye’de buna benzer çok sayıda yurt bulunduğuna dikkat çeken Gülmez, “Çocukların bu tür yurtlarda kalmasının sebebi eğitimdeki eşitsizlik ve yoksulluk. Bu da devletin sosyal devlet yükümlülüğünü yerine getirmemesinin ve ailelerin çaresizliğinin dini tarikatlar tarafından kullanılmasından kaynaklanıyor. Buna devlet göz yumuyor, hatta destekliyor” dedi. Çocukları kadınları öldüren, kız çocuklarını yurtlara kilitleyen, tecavüzcüleri iyi halden serbest bırakan, çocukları değil failleri koruyan devletten hesap sorduklarını dile getiren Gülmez, Adana’da yaşanan olayın kaza değil cinayet olduğunu vurguladı.
Olayın sorumlularının en üst düzeyden başlayarak cezasız kalmaması ve yangından kurtulan çocukların yaşamla bağlarının kurmalarını güçlendirici ve hak temelli çalışmaların yapılmasını isteyen Gülmez, ülkenin dört bir yanındaki yasa dışı yurtların kapatılması, uzman heyetler tarafından izlemeye açılması gerektiğini vurguladı.