Birleşik Metal İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) yüzde 8.53
olarak açıklanan yıllık enflasyonun yevmiyeli çalışanlarda yüzde 9.35 olarak
gerçekleştiğini, bu oranlara göre açlık sınırındaki yıllık artışın 78 lira
artarak 1602 lira, yoksulluk sınırındaki artışın da yıllık 246 lira artarak
5066 lira olduğunu açıkladı.
BİSAM tarafından hazırlanan Enflasyon ve Hayat Pahalılığı Aralık 2016 Dönem
Raporu’nun sonuçlarına göre TÜİK tarafından yüzde 8.53 olarak açıklanan aylık
Tüketici Fiyat Endeksi’ndeki artış, yevmiyeli olarak çalışanlar için yüzde
9.35, düzenli ücretlilerde yüzde 8.99 olarak gerçekleşti. Enflasyondan en az
etkilenenler yüzde 8.25 ile temel gelir kaynağı gayrimenkul kira geliri ve
menkul kıymet faiz geliri olanlar olarak belirlendi. Resmi olarak yüzde 1.64
olan Aralık ayı enflasyonu ise en çok yüzde 1.80’lik artış ile kendi hesabına
çalışanları vurdu.
‘ENFLASYON YOKSULU DAHA FAZLA VURDU’
BİSAM tarafından farklı gruplara göre enflasyon verileri TÜİK Tüketim
Harcamaları İstatistikleri ve TÜİK Tüketici Fiyat Endeksi Harcama Gruplarına
Göre Endeks Sonuçları kullanılarak hesaplanıyor. Bu hesaplamaya göre AKP
hükümetleri döneminde enflasyon çeşitli gelir ve tüketim grupları için farklı
sonuçlar yaratıyor. Buna göre;
Aralık 2003-Aralık 2016 dönemleri arasında genel TÜFE yüzde 181 artış
gösterirken bu oran düzenli ücretlilerde yüzde 199, nitelik gerektirmeyen
işlerde çalışanlar için yüzde 208, emeklilerde yüzde 204, nüfusun en yoksul
yüzde 20’lik kesimi için yüzde 208 oldu. En zengin yüzde 20’lik dilim için ise
enflasyon yüzde 194 olarak gerçekleşti. Buna göre enflasyon yoksulu daha fazla
vurdu.
‘GİZLİ YOKSULLAŞMA EN YOKSULLARI VURDU’
BİSAM tarafından Aralık 2003-Aralık 2016 dönemlerine göre gizli yoksullaşma
oranları da hesaplandı. Gizli yoksullaşma genel enflasyon rakamları ile farklı
grupların enflasyonlarının arasındaki farktan kaynaklanan ve kayıtlara
yansımayan yoksullaşma düzeyini ortaya koyuyor.
Buna göre son 13 yıllık dönemde (Aralık 2003-Aralık 2016) gizli
yoksullaşmayı en yoğun yaşayanlar;
* İşteki duruma göre yüzde 11.05 ile “Yevmiyeliler”,
* Mesleğe göre yüzde 9.67 ile “Nitelik Gerektirmeyen İşlerde Çalışanlar”,
* Temel gelir kaynağına göre yüzde 10.01 ile “Diğer Transferlerle
Geçinenler”,
* Gelir gruplarına göre yüzde 9.6 ile “En Yoksul Yüzde 20”’lik gelir
grubunda yer alanlar oldu.
Yıllık enflasyon ekmekte yüzde 8.4, kirada yüzde 10.4, belediye otobüs
ücretinde yüzde 10.6, koyun etinde yüzde 13.6, yumurtada yüzde 30.3, tavuk
etinde yüzde 19 oldu.
13 YILDA PEYNİRDE ALIM GÜCÜ YÜZDE 40 DÜŞTÜ
BİSAM, TÜİK Madde Fiyatları üzerinden son 13 yıldaki fiyat hareketlerini de
inceledi. Buna göre teknolojik ürünlerde alım gücü artarken, barınma, beslenme
gibi temel harcama kalemlerinde alım gücü enflasyon karşısında önemli oranda
azaldı. Seçili ürünler bazında en ciddi kayıplar yüzde 43 ile yumurta, yüzde 40
ile beyaz peynir, yüzde 33 ile zeytinyağı, yüzde 25 ile kiralar, yüzde 22 ile
dana eti, yüzde 17 ile ekmekte yaşandı. Buna karşın beyaz eşya, elektronik vb.
gibi teknolojik gelişmeye koşut olarak fiyatları düşen ürünlerde alım gücü
arttı.
Fotoğraf makinesinde alım gücü yaklaşık olarak 3 kat, bilgisayarda 2 kat
artış gösterdi. Uçak biletinde alım gücündeki artış yüzde 59 olarak
gerçekleşti. Süt için alım gücü yüzde 36 oranında arttı.
AÇLIK VE YOKSULLUK SINIRI ARTTI
BİSAM’ın dört kişilik bir ailenin sağlıklı bir biçimde beslenmesi için yapması
gereken harcama tutarı üzerinden hesapladığı Açlık Sınırı 1602, yoksulluk
sınırı 5066 lira olarak gerçekleşti. 2015 yılının Aralık ayında Açlık Sınırı
1525, Yoksulluk Sınırı 4820 lira tutarındaydı. Buna göre açlık sınırındaki
yıllık artış 78 lira, yoksulluk sınırındaki yıllık artış 246 lira oldu.
Enflasyondaki hareketler doğrudan doğruya alım gücüne etki eden bir role
sahip. Kişinin kendi yaptığı harcama kalemlerindeki fiyat artışları
(enflasyonu) ile resmi Tüketici Fiyat Endeksi arasındaki fark istatistiklere
yansımayan bir yoksulluğa neden oluyor.
‘İSTATİSTİKTE EMEK ÖRGÜTLERİNİN KATILIMI-DENETİMİ’
BİSAM açıklamasında, "Bu nedenle;
*Ücret artışlarında dikkate alınacak ayrı bir endeks oluşturulmalıdır,
* Toplum tarafından yaygın olarak kullanılmadığı halde, yüksek değer
taşıdığı için ciddi bir biçimde enflasyonu etkileyen ürünler mal sepetinde yer
almamalıdır,
* Her türlü sübjektif müdahaleye açık olan yıllık sepet değişimi konusunda,
sendikalarında onayının alınması sağlamalıdır,
* İstatistik konseyinin kapsamı genişletilerek emek örgütlerinin katılımı
ve denetimi sağlanmalıdır,
* Hükümet mensuplarının TÜİK’e müdahalesi anlamına gelecek yaklaşımlardan
uzak durmaları sağlanmalıdır,
* Enflasyon hesaplamasında yukarıda belirtilen unsurlardan kaynaklı yaşanan
gelir kayıpları giderilmelidir" denildi. (DHA)