30 Temmuz 2017 Pazar

Cumartesi Anneleri Süleyman Cihan İçin “ Katilleri yargılayın ve özür dileyin” Çağrısı Yaptı..!

Cumartesi Anneleri 644’üncü haftasında gözaltına alındıktan 85 gün sonra cenazesi kimsesizler mezarlığında bulunan Süleyman Cihan’ın katillerinin hesap vermesini istedi ve “Devletin suç işleyen mensuplarının yargı önüne çıkarılması ve ailelerden özür dilemesi acıları hafifletecektir” denildi.
Cumartesi Anneleri, kayıpların akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 644’üncü kez Galatasaray Meydan’ında bir araya geldi. Eylemde “Failler belli kayıplar nerede” pankartının üzerine kırmızı karanfiller ve barışı simgeleyen beyaz tülbent bırakıldı ve kayıpların fotoğraflarının bulunduğu dövizler taşındı. Eyleme bu hafta CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’da katıldı. Bu hafta Edirne’den İstanbul’a gelirken İstanbul yakınlarında sivil polisler tarafından gözaltına alındıktan 85 gün sonra cenazesi kimsesizler mezarlığında çıkan 31 yaşındaki öğretmen Süleyman Cihan için adalet talep edildi.
‘Sizden korkmuyorum’
23 Şubat 1995’te gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız ilk olarak konuştu. Hanife 24 Temmuz’da oğlunun doğum günü nedeni ile konuştuğu için Beyoğlu Savcılığı tarafından “Cumhurbaşkanına hakaret” gerekçesi ile hakkında soruşturma başlattığını hatırlattı. “Sözde kaybolan oğlu denildi. Ben o savcıya diyorum söz de kaybolmadı, gözaltında kaybedildi” diyen Hanife, “Savcı bey sen hiç oğlunu kaybettin mi? Oğlun var mı? Sen nasıl sözde oturan dersin. Asıl ben senden şikayetçiyim. İnsan biraz Allahtan korkar. Sizin tek korktuğunuz kişi var, Erdoğan. Ama ben ne sizden, ne de sizin korktuğunuz Erdoğan’dan korkmuyorum. Kaybedeceğim bir şeyim yok” diye belirtti.
‘Özür dileyin acımız hafiflesin’
Süleyman Cihan’ın ağabeyi Ahmet Cihan ise “Ateş düştüğü yeri yakar” diyerek, kaybedilmenin ayrı bir travma yaşattığını ve normal ölümün ötesinde işkence ile öldürülüp, ailesinden gizlenerek defnedilmesi aile çok farklı şeyler yaşattığını söyledi. Mezarı bulunsun, bulunmasın acısını hafifletecek bir tek şey olduğunu ifade eden Ahmet, “Devletin devlet adına suç işleyen mensuplarının suç işledikleri için yargı önüne çıkarılması ve devletin ailelerden özür dilemesi acıları hafifletecektir” dedi.
‘Süleyman’ın annesi ve babasının ömrü yetmedi’
Bu haftaki basın açıklamasını Cumartesi İnsanlarından Mine Nazari yaptı. Gözaltında kaybetmenin insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu söyleyen Mine, ” Uluslararası hukuka göre bu suçun etkili bir biçimde soruşturulması ve cezalandırılması devletlerin yükümlülüğüdür. Devlet bu yükümlülüğünü yerine getirsin!” dedi.
Süleyman Cihan’ın 2 çocuk babası olduğunu ve 12 Eylül karanlığında sol bir örgütün yöneticisi olduğu iddiasıyla arandığını kaydeden Mine, Edirne’den İstanbul’a gelirken İstanbul yakınlarında durdurularak gözaltına alındığını ifade etti. Süleyman’ın İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğünü dile getiren Mine, ailesi ve avukatlarının hemen, İstanbul Emniyeti 1. Şube, 2. Şube ve Askeri Savcılık nezdinde girişimlerde bulunduğunu ve ancak ailenin tüm girişimlerinin sonuçsuz kaldığını söyledi. Süleyman’ın cenazesinin 85 gün sonra Zindanarkası Mezarlığı’na “meçhul kişi” olarak defnedildiğinin ortaya çıktığını kaydeden Mine, “Bu gerçek karşısında İstanbul Emniyeti Süleyman Cihan’ın öldürülmesi ile ilgili Mehmet Ağar ve İbrahim Şahin’in de imzası bulunan sahte bir belge düzenledi. Belgede o güne kadar gözaltına alındığı reddedilen Süleyman Cihan’ın yer göstermeye götürüldüğü apartmanın 6. Katından atlayarak intihar ettiği yazıldı. Gerçek ise işkenceyle öldürülen Süleyman Cihan’ın cansız bedeninin uzun zamandır kimsenin yaşamadığı bir evin penceresinden atıldığıydı. Otopsi bulguları da bunu gösteriyordu” dedi.
Mine "Baba Ağa Cihan ve anne Şahsenem Cihan’ın ömürleri adalete ve hakikate ulaşamaya yetmedi" denilen açıklama katillerin korunması ve delillerin karartılması teşhir edilerek "Artık yeter! Hukukun işletilmesini, yargının görevini yapmasını istiyoruz! Adalet İstiyoruz! Süleyman Cihan dosyasında adalete ve hakikate ulaşma hakkımızı engelleyen herkesi itham ediyoruz!" ifadeleriyle sona erdi.

Oturma eylemi Yüksekova ve Cizre'de eylemlerini gerçekleştiremeyen Cumartesi Anneleri’nin sesi olunduğu belirtilerek katledilişinin 87. haftasında Tahir Elçi anılarak sonlandırıldı