Başarısız dinci-faşist darbeyi
dinci-faşist darbeye dönüştüren AKP iktidarı toplumu teslim almak için saldırılarına
devam ediyor. 1 yılda yaşanan onca örnekten görüyoruz. Emekçilere yönelik bir
yıldan bu yana dur durak bilmeden süren faşist baskı ve saldırılara, yenileri
ekleniyor. AKP faşizmi yetersiz gördüğü alanları yeni saldır silahlarıyla
gerçekten bir darbe ortamı olduğunu göstersin diye eksik kalan ne varsa
yapılıyor, tamamlanmaya çalışılıyor.
OHAL nedeniyle çalışma hakları elinden
gasp edilen binlerce işçi ve emekçi, binlerce tutuklama, on binlerce gözaltı,
OHAL nedeniyle yasaklanan grev, toplantı ve yürüyüş hakkının yanı sıra uzun
gözaltı süreleri, yapılan işkenceler, katliamlar anlaşılan yetmedi. İdam
bilinçli olarak gündemde tutuluyor. Herhalde tüm bunlar yapılırken büyük bir
dikkatle 12 Eylül uygulamaları örnek alınıyor.
Çünkü AKP'nin karşı faşist darbesinde 12
Eylül’den eksik kalan yalnızca idam ve tek tip elbise kaldı. Bu eksiklikten
olsa gerek tek tip elbiseye geçmek için start verildi. Bu saldırıyı hayata
geçirmek için ise 15 Temmuz hala bir lütuf olarak kullanılmaya devam ediliyor.
Tek tip elbise için, tutuklu bir cemaat sanığının mahkemeye gelirken giydiği,
İngilizce kahraman anlamına gelen “hero” yazılı tişört gerekçe olarak
gösteriliyor. Giyilen tişört ne türden bir hesaplamanın parçasıdır daha baştan
şaibelidir.
Hapishanelerdeki devrimci, yurtsever
tutsaklar mahkemelere götürülürken birçok engel çıkartılıp bu iş bir işkenceye
dönüştürülürken, hastanelere gitmeleri bin türlü neden çıkartılıp
engellenirken, hücrelerde en temel insani ihtiyaçlarını kullanmalarına izin
verilmezken elbette bu yeni saldırının gündeme getirilmesinin hiç de
anlaşılamayacak bir tarafı yoktur.
12 Eylül’ün zulüm dolu günlerinde faşist
baskılarda ayrım gösterilmediği izlenimi yaratmak için faşist Evren tarafından
“bir sağdan bir soldan asıyoruz” denilmişti. Ancak esas olarak darbe işçi
sınıfına, onun devrimci öncülerine yönelikti. Zaten Türkeş “Biz içerideyiz ama
fikirlerimiz iktidarda” diyerek bu gerçeği itiraf etmişti. Bugün de öyle, esas
olarak her ne kadar kimi cemaat üyeleri içeride olsa da esasında onların da
fikirleri iktidarda sayılır. Kaldı ki 15 Temmuz başarılı olsaydı yaşananlar öz
itibariyle çok da farklı olmayacaktı.
Erdoğan tek tip elbiseyi savunurken
Amerikan emperyalizminin Guantanamo örneğini verdi. Ancak tek örnek Guantanamo
değil. En başta ilham alınan 12 Eylül uygulamaları bu durumla daha çok
örtüşmekte. Ayrıca IŞİD de elinde esir tuttuğu insanlara tıpkı Guantanamo’daki
gibi tek tip elbise giydirmektedir. Bu kadar benzerliğin tek mantıklı
açıklaması vardır, baskı ve zulümdem sınır tanımazlık!
Zindanlarda tek tip elbise uygulamasına
muhtemelen zaten buna gönüllü olacak “FETÖ” sanıkları ile başlanılacak ve
ardında esas olarak devrimci, yurtsever tutsaklar olmak üzere tüm tutsaklara
tek tip elbise giydirmek dayatılacaktır. AKP tek tip elbiseye niyet etmiş
olmakla birlikte, bu amacına ulaşmasının mümkün olmayacağını, devrimci
tutsaklara tek tip elbiseyi giydiremeyeceğini yaşanmış direniş örneklerinden
fazlasıyla bilmektedir. Yaptıklarına ayna tuttukları 12 Eylül faşizmi tek tip
elbise dayatmasının nasıl kan ve can bedeli pahasına püskürtüldüğünü
göstermiştir. Yeltenirlerse yine öyle olacaktır.