"Vicdan ve Adalet Nöbeti"nin
4'üncü gününde açıklama yapan HDP Sözcüsü Osman Baydemir, Meclisteki içtüzük
değişikliğinde Kürt, Kürdistan gibi söylemlerin yasaklandığına dikkat çekerek,
"Suçumuz buysa işlemeye devam edeceğiz. Ant olsun ki Kürtlere Kürt,
Kürdistan'a Kürdistan diyeceğiz. Faşizme boyun eğmeyeceğiz" dedi.
Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP),
Diyarbakır Ekin Ceren Parkı'nda gerçekleştirdiği Vicdan ve Adalet Nöbeti 4’üncü
gününde devam ediyor. CHP Diyarbakır İl Örgütü yöneticileri nöbet eylemine
destek ziyaretinde bulundu. Aralarında CHP İl Başkanı Ahmet Sayın'ın da
bulunduğu heyet, her gün vekiller tarafından saat 11.00'de yapılan açıklamaya
katılırken, TMMOB ve Sur'un Yıkımına Hayır Platformu yöneticileri ise polis
tarafından alana alınmadı. Yaşanan duruma tepki gösteren TMMOB temsilcileri,
"21’inci yüzyılın Kerbelası burada yaşatılıyor" dedi.
HDP Parti Sözcüsü Osman Baydemir ve
eylemdeki vekiller de polisin yasakçı tutumuna tepki gösterdi.
'AYDA ORTALAMA 150 İNSAN İŞ
CİNAYETLERİNDE YAŞAMINI YİTİRİYOR'
Nöbet eyleminin dördüncü gününde
açıklama yapan Baydemir, tüm adalet arayanlara selam gönderdi. Baydemir,
"Vicdan ve Adalet Nöbeti'nden vicdan ve adalet için vicdan ve adalet
savunucularına bir kez daha selam olsun. Diyarbakır'dan bir kez daha Amed
halkına vicdanın sesine vicdanın sesiyle ses katanlara selam olsun. Amed'ten
vicdan nöbetinde olan tüm vekillerimiz adına bir kez daha Necmettin Büyükkaya
ve aydınların bayrağını alan ve taşıyan şu an zindanlarda bulunan
eşbaşkanlarımıza, milletvekillerimize legal demokratik siyaset aktörlerinin
tümüne selam olsun" dedi.
Baydemir, 62 haftadır İstanbul
Galatasaray Meydanı'nda adalet arayan iş cinayetlerinde yaşamını yitirenlerin
ailelerine de selam gönderdi.
AKP'nin "Avrupa bizi
kıskanıyor" söylemine dikkat çeken Baydemir, "Avrupa bizi kıskanıyor,
biz dünya lideriyiz' diyorlar. ‘Dünyada birinciyiz’ diyorlar. Gerçekten birinci
oldukları konular var. İş cinayetlerinde dünya üçüncüsüdürler. Neredeyse ayda
ortalama 150 insan iş cinayetlerinde hayatlarını kaybediyor. Hakikaten dünya
kıskansa yeridir. Bir damla su yağıyor İstanbul Venedik’e dönüşüyor. Söylemiş
olduğunuz yalanların bir müddet sonra kendiniz tarafından inanılmasının
sonuçlarıdır bunlar. Bir yalan söyleyip bir müddet sonra kendileri de
inanıyorlar. Almanya hasbelkader zengin olmadı. Almanya geçmişi ile yüzleştiği
için faşizmle yüzleştiği ve reddettiği için zenginleşti. Onların 70 yıl önce
reddettiklerini, bugün bu coğrafyada sizler bir kez daha hayata geçirmeye
çalışıyorsunuz. Bir kez faşizm bu coğrafyayı sarsın diyorsunuz. Vicdan Adalet
Nöbeti herkes için adalet, özgürlük, onurlu bir barışın inşası demektir"
diye konuştu.
'BU İFTİRANIN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın G20 zirvesinde
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş için kullandığı "terörist"
söylemini hatırlatan Baydemir, "Yalan siyasetçinin başvuracağı yöntem
değildir. G20 toplantısında eş genel başkanımıza ithamda bulundu. ‘Terörist’
dedi. Bu yalandır, iftiradır. Selahattin Demirtaş cezaevinde 18 gün önce sana
bir açıklama yaptı. Açıkla dedi. Delilin varsa savcıya ver dedi. Eğer yoksa sen
yalancısın dedi. Halen suskun. Suskunluğundan daha vahimi yalanına bir tek
kendisi inanıyor. Elini vicdanına koyan kimse inanmıyor. Elini cüzdanına koyan
inanmış gibi duruyor. İnanma. Bir kez daha çağrıda bulunuyoruz. Biz bu yalanın
iftiranın peşini bırakmayacağız. Ya delilini ortaya koyarsın savcıya veririsin.
Ya da henüz vakit varken yalanından geri dön. Sen muhalif olan herkesi
ötekileştiriyorsun. Ya terörle ya da teröre destek vermekle suçluyorsun"
diye kaydetti.
‘MAHKEME DOSYALARIN BİRLEŞTİRİLMESİNİ
KABUL ETMEDİ'
"Yargı neden bağımsız değil?"
sorusuna verebilecek en büyük cevabın Demirtaş'ın duruşmasının 4 Kasım'dan bu
yana görülmemesi olduğunu söyleyen Baydemir, "60 dosyada 60 kez beyanda
bulundu ama tutuklanmasına vesile olan dosyada henüz duruşma yapılmadı. Çünkü
Demirtaş mahkemede faşizmi, yalanı, bu sistemi yargılayacaktı. Ondan
korktukları için yapılmadı. Bir kez daha kamuoyuna kan donduran realiteyi
açıklıyorum. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi bir karar aldı. Dosyası kamuoyunda
Yasin Börü davası olarak bilinen dosya ile birleştirilmek için 2. Ağır Ceza
Mahkemesi'ne gönderildi. Dosyayı 19. Ağır Ceza Mahkemesi'ne geri gönderdi ve bu
mahkeme resen birleştirme kararı alıp tekrar 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne
gönderdi. Talimat almış. İki günce Ağır Ceza Mahkemesi bu dosya birleştirilemez
dedi. Sayın Selahattin Demirtaş hakkında Börü davasına ilişkin herhangi bir
itham olmamıştır. Şu ana kadar Demirtaş hakkında sadece ve sadece toplantı ve
gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefetten dolayı fezleke var. Eğer bu
hukuksuzluk bu şekilde devam ederse 6-7 Ekim döneminde yüzlerce dosyanın tek
bir dosyada birleştirilmesi lazım. Bu da hukuki açıdan mümkün değildir.
Talimatla yargının işletilmesi bir itiraz da 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nden geldi.
Bu mahkemenin başına ne gelirse yargıyı talimat altına alanların yüzünden
gelmiştir" diye konuştu.
'FAŞİZMİN KORKU FİLMİ MECLİSİ SARMIŞ
DURUMDA'
Hitler'in "Yargı devlet hayatının
efendisi olamaz, ancak devlet politikasının hizmetkarı olur" sözüne dikkat
çeken Baydemir, “AKP 'Yargı seçilmişlere, milli iradeye istikamet çizemez'
diyor. Peki milletin seçtikleri, iradesi neden talimatla hizaya çekilmeye
çalışılıyor. İşte tam da Vicdan ve Adalet Nöbeti yargının talimatla hizaya
çektirilemeyeceğinin duruşudur" ifadelerini kullandı.
Meclisteki içtüzük değişikliğine de
işaret eden Baydemir, "Bu faşizmin korku filmi Meclisi sarmış durumda. Bir
iç tüzük değişikliği yapıldı. Tek bir anlamı var, faşizmin en kötü korku filmi
çekiliyor. Filmin baş kahramanı kendi gölgesinden korkuyor. İşte faşizm korku
filmine dönüştürmesin diye bugün Vicdan ve Adalet Nöbeti'ni tutuyoruz"
dedi.
‘DUR DEMEK İÇİN NÖBETTEYİZ’
Dışişleri Bakanının "Demokratik
muhalefet ile teröre destek verenleri bir tutmamak gerekir" söylemi
hakkında da konuşan Baydemir, "Yürekten katılıyoruz. Yani 14 yıl boyunca
cemaat dedikleri şu an FETÖ dedikleri yapılanmayı destekleyenlerle demokratik
muhalefet yapanları bir tutmamak gerekir. Teröre silah taşıyanlar var diyor.
Çok doğru. Adana'da El Nusra El Kaide IŞİD'e destek verenler gidiyor. Legal
demokratik siyaset yapanlarla AKP'yi birbirine karıştırmamak gerekiyor. Bunlara
dur demek için bu nöbetleri tutuyoruz" diye konuştu.
Baydemir, HDP'li vekiller Tuğba Hezer ve
Faysal Sarıyıldız'ın vekilliklerinin düşürülmesi için ise şunları söyledi:
"Milletvekilliklerinin düşürülmesini devamsızlıklara bağlıyorlar. Yalan
söylüyorlar. Eğer Sarıyıldız ve Hezer'in vekillikleri bu nedenle düşürülüyorsa
açın çeteleyi Davutoğlu'nun ne kadar Meclis’e devam edip etmediği gün gibi
açığa çıkmış olacaktır.”
'BU SUÇU İŞLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ'
Parlamentoda konuşmanın yasaklandığı bir
rejimin inşa edildiğinin altını çizen Baydemir, "Kürt, Kürt halkı demek
Êzidî, Alevi, Dersim'de katliam oldu demek suç sayılacak ve para cezasına
çevrilecek. Ant olsun ki susmayacağız. Dersim'e de Çorum'a da selam olsun ki
Seyit Rıza'nın torunlarına biz can demeye devam edeceğiz. Suçumuz buysa
işlemeye devam edeceğiz. Ant olsun ki Kürtlere Kürt diyeceğiz Kürdistan'a da
Kürdistan diyeceğiz. Faşizme boyun eğmeyeceğiz. Faşizme boyun eğmek demek
insanlıktan vazgeçmek demektir. Vicdani ve insani bir duruşla durdurulmazsa
insanlık değerlerini erozyona uğratır. Tüm vicdanlara çağrıda bulunuyoruz.
Durmayalım birlikte faşizmi durduralım" dedi.
Eylemlerine destek veren Diyarbakır
halkına teşekkürlerini ileten Baydemir, ziyarete gelen kurumların
engellendiğini hatırlatarak, "Yalnız olmadığımızı biliyoruz. Fiziki olarak
buluşamasak bile vicdanlarımız buluşmuştur. Faşizm dalga dalga
gerileyecektir" dedi.
Desteğe gelen CHP ve Sur'un Yıkımına
Hayır Platformu’na da destekleri için teşekkür eden Baydemir, Hezer ve
Sarıyıldız'ın vekilliklerinin düşürülmesini "darbe" olarak
nitelendirdi.
CHP HEYETİ: DESTEKLİYORUZ
CHP İl Başkanı Mehmet Sayın heyeti adına
nöbetteki vekillere çiçek verdi. Ardından kısa bir açıklama yapan Sayın,
"Herkes şuna emin olsun. 7 yaşındaki bir insan da 70 yaşındaki bir insan
da çıkıp adalet diye bağırdığında CHP yanında olacaktır. Bundan AKP'li
yetkililer emin olsun" dedi.
Bu nöbeti canı gönülden
desteklediklerini belirten Sayın, "Tüm Türkiye halkı emin olsun bu rejimin
sonunda çok güçlü bir şekilde adalet ve demokrasi gelecek" diye ekledi.
HDP heyetine destek ziyaretleri sürüyor.
(dihaber)