2015 Suruç katliamı katliamcı AKP
faşizminin İŞİD'lE suç ortaklığının somut ifadesiydi. Tarih yaprakları 20
Temmuz 2015 saat 12:00 yi gösterirken Şanlıurfa ilinin Suruç ilçesinde
düzenlenen bombalı intihar saldırısı. Saldırıda 34 kişi öldü, 100'den fazla
kişi yaralandı.
Saldırı; aralarında Ezilenlerin
Sosyalist Partisi (ESP)'nin gençlik kolu Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu
(SGDF) üyelerinin de bulunduğu 300 kişinin Amara Kültür Merkezi bahçesinde Irak
ve Şam İslam Devleti'nin Kobani Kuşatması sonrası, Kobani'nin yeniden inşa
çalışmaları konusunda basın açıklaması yaptığı sırada meydana geldi. Canlı
bombanın IŞİD ile ilişkisi olan Şeyh Abdurrahman Alagöz olduğu belirlendi.
Arasında SGDF üyesi gençlerin de olduğu
bir grup, 19-24 Temmuz tarihleri arasında Kobani'ye giderek Kobani Kuşatması
sırasında yıkılmış olan kentin yeniden inşa çalışmasına katılmayı hedefliyordu.
Yeniden inşa çalışmasında okul ve hastanelerin enkazlarını kaldırarak yardımcı
olmayı hedefleyen çalışma için Kobani kantonu bir bina tahsis etti. Gençler bu
binayı kreş olarak kullanmayı, bahçesine bir çocuk parkı yapmayı ve kuşatma
sırasında sert çatışmaların olduğu Kaniya Kurda tepesine bin fidan dikerek bir
şehitler ormanı oluşturmayı amaçlıyorlardı.
Değişik illerden gelen 300 genç,
konakladığı Suruç belediyesine ait Amara Kültür Merkezinin bahçesinde Kobani'ye
geçmeden önce bir basın açıklaması yaptılar. Basın açıklamasının devam ettiği
sırada, saat 11:50'da kalabalığın tam ortasında bir patlama meydana geldi.
Patlama sonucunda 23 kişi olay yerinde olmak üzere 34 kişi hayatını kaybetti.
Patlamada hayatını kaybeden 32 kişiden 30'unun kimlikleri SDGF yetkilileri
tarafından açıklandı. Hayatını kaybedenlerin isimleri: Uğur Özkan, Kasım
Deprem, Polen Ünlü, Hatice Ezgi Sadet, Cemil Yıldız, Çağdaş Aydın, Nazlı
Akyürek, Fikriye Ece Dinç, Mücahit Erol, Murat Yurtgül, Emrullah Akhamur, İsmet
Şeker, Okan Pirinç, Nartan Kılıç, Ferdane Kılıç, Serhat Devrim, Met Ali
Barutçu, Erdal Bozkurt, Süleyman Aksu, Koray Çapoğlu, Cebrail Günebakan, Veysel
Özdemir, Nazegül Boyraz, Alper Sapan, Alican Vural, Osman Çiçek,Vatan Budak,
Dilek Bozkurt, Büşra Mete, Yunus Emre Şen, Aydan Ezgi Şalcı, Mehmet Ali Varol.
Suruç kaymakamı Abdullah Çiftçi, intihar
bombacısının bir kadın olduğunun belirlendiğini söyledi. Ancak bir sonraki gün
yapılan DNA testleri sonucunda intihar bombacısının 20 yaşındaki Adıyaman
Üniversitesi Makine Mühendisliği öğrencisi Şeyh Abdurrahman Alagöz olduğu
tespit edildi. Saldırıda kimliği tespit edilemeyen ancak kadın olduğu
belirlenen ikinci bir şüpheli daha ortaya çıktı.
Saldırıdan sonra intihar bombacısı olan
Şeyh Abdurrahman Alagöz'ün, abisi ile birlikte "terör nitelikli
kayıp" olarak kaydının olduğu 6 aydır kayıp olduğu, babasının 2 ay önce İl
Emniyet Müdürlüğüne iki oğlu için ihbarda bulunduğu belirlendi. HDP
milletvekili Ayhan Bilgen, intihar bombacısı Abdurrahman Alagöz'ün polis
tarafından önce gözaltına alınıp sonra serbest bırakıldığı yönünde bazı
iddialar bulunduğunu kaydetti. Failin abisi Yunus Emre Alagöz ise, yakalanması
için emniyet güçlerinin 'teyakkuza geçtiği' belirtilmesine rağmen 3 ay sonra 10
Ekim'de Ankara'da gerçekleşen ve 100 kişinin ölümüne yol açan bir başka
katliamın intihar bombacısı oldu.
Suruç saldırısının olduğu gün akşam
saatlerinde İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Hatay, Denizli, Antalya, İzmit,
Kayseri, Gaziantep, Çorlu, Batman, Mersin ve Çanakkale’de saldırıya yönelik
protestolar düzenlendi. İstanbul'da İstiklal Caddesinde, Mersin'de, Siirt'te ve
Diyarbakır Silvan'da yapılan protestolarda polisle göstericiler arasında
çatışma çıktı. 24 Temmuz günü 12 ilde başlatılan IŞİD, PKK ve DHKP/C örgütüne
dönük operasyonlarda ise 297 kişi gözaltına alındı. İstanbul Bağcılar'da
polisle çatışmaya giren DHKP/C üyesi Günay Özaslan öldürüldü.
Sonraki günlerde de gözaltı
operasyonları devam etti ve 34 ilde 1050 kişi gözaltına alındı. Suruç
protestolarında çıkan çatışmalarda ise Mersin'de Bülent Ecevit Güngör,
Nusaybin'de Seyithan Dede ve Gazi mahallesindeki çatışmalarda vurulan polis
memuru Muhammet Fatih S. hayatını yitirdi.
Suruç saldırısının ardından TSK önce
Suriye'deki bazı IŞİD mevzilerini bombaladı, ancak sonraki günler boyunca Kuzey
Irak'taki PKK mevzilerini bombalamayı sürdürdü. Yapılan hava saldırılarında 190
PKK'lının öldürüldüğü açıklandı. İHD'nin raporuna göre 21-28 Temmuz arasında
yapılan operasyonlarda 140 kişi IŞİD üyesi olma iddiasıyla, 22 kişi
"Paralel Yapı" üyesi olma iddiasıyla, diğerleri ise PKK/KCK ve diğer
sol örgütlerle ilişkisi iddiasıyla 1034 kişi gözaltına alındı. Bunlardan 5 kişi
IŞİD üyesi olduğu, 49 kişi de PKK üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı.
2009 yılından beri sürmekte olan Çözüm
süreci'nin sona erip ermediği tartışmaları başladı.