KESK, 3 milyon kamu emekçisinin, 2
milyon kamu emekçisi emeklisinin mali ve sosyal haklarını içeren, 2018-2019
yıllarını kapsayan ve 1 Ağustos’ta başlayacak 4. toplu sözleşme görüşmelerine
ilişkin taleplerini Mülkiyeliler Birliği’nde düzenlediği basın toplantısında
açıkladı.
KESK’e bağlı sendikaların genel
başkanlarının da katıldığı toplantıda basın açıklaması KESK Eş Genel Başkanı
Mehmet Bozgeyik okudu. 15 Temmuz darbe girişiminin bastırılmasının ardından
ilan edilen OHAL’in üzerinden bir yıl geçtiğini hatırlatan Bozgeyik, OHAL’e
dayanılarak çıkarılan kararnameler ile 120 bine yakın kamu emekçisinin ihraç
edildiğini, yaklaşık 40 bin kamu emekçisinin ise açığa alındığını kaydetti.
OHAL sürecinde Gülen Cemaati ile
mücadele adı altında KESK’in hedef alındığını ifade eden Bozgeyik, bugüne kadar
KESK’e bağlı sendikalara üye 4 bin 6 kamu emekçisinin sorgusuz, sualsiz, hangi
suç ile isnat edildiğini dahi bilmeden, tamamen keyfi olarak ihraç edildiğinin
altını çizdi.
KESK’in nereden, kimden gelirse gelsin,
tüm darbelere, vesayet sistemlerine karşı olan ve bunun için bedel ödeyen bir
konfederasyon olduğunu vurgulayan Bozgeyik, KESK’in 11 yıl boyunca iktidar
ortaklığı yapan Gülen Cemaatine karşı en net tutumu takınan kamu emekçilerinin
mücadele örgütü olduğunu söyledi.
KESK’İN OHAL-KHK REJİMİNE KARŞI TALEPLERİ
Bozgeyik, KESK olarak iki gün önce
Devlet Personel Başkanlığı’na teslim ettikleri toplu sözleşme teklifinde yer
alan talepleleri şöyle sıraladı:
-15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen
darbe girişiminin bastırılmasından sonra 20 Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen
olağanüstü hal (OHAL) derhal kaldırılsın. Anayasaya ve yasalara aykırı olan
Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) iptal edilsin.
-OHAL döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde
Kararnamelerle herhangi bir hukuki delil ve mahkeme kararı olmadan ihraç edilen
tüm kamu görevlileri aynı kadro, unvan ve pozisyonlarında işlerine derhal iade
edilsin, İşten el çektirildikleri süre içindeki maddi ve manevi tüm kayıpları
telafi edilsin. Bu kişilerden darbe girişimi içerisinde yer aldığı iddiasıyla
hakkında ceza soruşturması başlatılıp dava açılanlar dışındaki görevden
uzaklaştırma uygulamalarına derhal son verilsin.
-KHK’larla ihraç edilen kamu
emekçilerinin yarıdan fazlası emeklilik için gerekli olan hizmet yılını
doldurmuş durumdadır. Emekli Sandığına tabi hizmet süresi emekli aylığı
bağlanması için yeterli olan kamu görevlilerine, 5434 sayılı Kanun’un 89.
maddesinin 1. fıkrası uyarınca emekli ikramiyesi ödenmesi gerekirken, anılan
maddenin ikinci fıkrası kapsamında değerlendirilerek emekli ikramiyesi
ödenmemesi biçimindeki uygulamadan vazgeçilsin. Bu kişilerin emekli
ikramiyeleri Danıştay kararları doğrultusunda ödensin.
-Seçilmişlerin yerine atanan kayyum
uygulamalarına biran evvel son verilsin, belediye başkanları göreve iade
edilsin.”
İŞ GÜVENCESİ OHAL-KHK’LAR İLE FİİLİ
OLARAK ORTADAN KALDIRILDI
Yıllardır çıkarılan torba yasalarla,
kararnamelerle sınırlanan iş güvencelerini OHAL-KHK rejimi ile fiili olarak
ortadan kaldırıldığını belirten Bozgeyik, “2007 yılında kamuda sigortalı
taşeron işçi sayısı 6 bin 213’tür. Kamudaki taşeron işçi sayısına ilişkin
elimizdeki son resmi rakam Ekim 2014’te dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Faruk Çelik’in bir soru önergesine verdiği 781 bin rakamıdır. Buna göre
10 yıllık dönemde taşeron işçi sayısı 115,5 kat artmıştır. Öte yandan Çalışma
Bakan’ının söz konusu soru önergesine verdiği cevaba göre 2004 yılında kamudaki
taşeron işçi sayısı 3 bin 183’tür. Bu durumda son 13 yılda kamudaki taşeron
işçi sayısı 245 kat artmıştır” dedi.
Benzer bir durum sözleşmeli istihdamda
da yaşandığını kaydeden Bozgeyik, “2007 yılında 223 bin 812 olan sözleşmeli
personel sayısı yüzde 48,2 artarak 2011 yılı Haziran ayında 331 bin 702’e
çıkmıştır. Aynı dönemde 2 milyon 77 bin 669 olan kadrolu kamu emekçisi sayısı
ise sadece yüzde 4,76 artarak 2 milyon 181 bin 556 olmuştur” diye belirtti.
HERKESE GÜVENCELİ İŞ VE GÜVENCELİ
GELECEK
Bozgeyik, KESK’in her dönem olduğu gibi
bu dönem de toplu sözleşme görüşmelerinin başında yer alan herkese güvenceli iş
ve güvenceli gelecek taleplerini şöyle sıraladı:
“-Özelleştirilmeler durdurulsun.
Sözleşmeli, taşeron esnek kuralsız çalışma yasaklansın.
-Çalışanları bölen, iş ve ücret
güvencesini tehdit eden her türlü istihdam biçimi kaldırılsın.
-Esnek, kuralsız, performansa göre
çalışmaya-ücretlendirmeye son verilsin.
-Tüm kamu emekçilerinin iş ve ücret
güvencesinin teminat altına alınması için;
-4/A kadrosunun iş ve ücret güvencesini
tehdit eden, sınırlayan yasal düzenlemeler kaldırılsın,
-Sözleşmeli statüde çalıştırılanlar 4/A
kadrosuna alınsın.
-Geçici personel yani 4/C’liler kamuda
asli ve sürekli işler-görevler yapmasına rağmen taşeron firma bünyesinde
çalıştırılanlar isteklerine bağlı olarak ya işçi (4/D) ya da 657 sayılı DMK’nun
4/A kadrosuna alınsın.
-Özel kanunlarına göre sözleşmeli
çalışanlar isteklerine göre kadroya alınsın
-Kadrolaşma, sürgün, rotasyon,
soruşturma, mobbing, mülakat gibi ayrımcılık yaratan bütün uygulamalara son
verilsin.
-Kamu hizmetleri işletmecilik esaslarına
göre değil, toplumsal fayda gözeterek sağlansın. Herkese parasız, eşit,
nitelikli, ulaşılabilir ve anadilinde kamu hizmeti verilsin.
KAMU EMEKÇİLERİNİN MALİ VE ÖZLÜK
HAKLARINDA DA KAYIP YAŞANDI
Kamu emekçilerinin sadece özlük
haklarında değil, mali ve sosyal haklarında da kayıplar yaşadığını vurgulayan
Bozgeyik, “Hükümetle yandaş konfederasyon yönetimi arasında, yıllardır
çarpıtılan enflasyon rakamlarının temel alındığı, toplu sözleşme demeye
dilimizin varmadığı mutabakatlarla kamu emekçileri yoksulluk sınırından
gittikçe uzaklaştırılmış açlık sınırına itilmiştir” diye kaydetti.
Dar gelirlilerin harcamalarında önemli
yeri olan gıdanın payı son altı yılda yüzde 27,6 dan yüzde 21,77’ye
düşürüldüğünü belirten Bozgeyik, “Konut-kira giderinin ağırlığı ise %16,83 ten
%14,85’e çekilmiştir” diye konuştu.
KESK olarak toplu görüşmeler döneminden
beri ısrarla kamu emekçileri için asgari temel ücret belirlenmesini, bunun için
konfederasyon temsilcileri ile Kamu İşveren Heyeti temsilcilerinin eşit sayıda
katılımıyla bir Asgari Geçim Standardı Tespit Komisyonu oluşturulmasını talep
ettiklerini belirten Bozgeyik, “Söz konusu komisyonun 4 kişilik bir aile için
kira, yakıt, çocuk ve aile yardımı hariç asgari bir temel ücret belirlemesi
talebimiz bugüne kadar karşılıksız kalmıştır” dedi.
ARTAN ORANLI GELİR VERGİSİ DİLİMİ
UYGULAMASINDAN VAZGEÇİLSİN
Kamu emekçilerinin yıllardır çözülmeyen
temel sorunlarından biri de artan oranlı gelir vergisi dilimleri olduğunu
söyleyen Bozgeyik, “Gelir Vergisi Tarifelerinden görüleceği üzere gelir vergisi
kesilen brüt kazanç dilimi üst sınırlarındaki artışlar enflasyonun çok altında
tutularak, kamu emekçilerinin bir üst gelir vergisi dilimine her yıl daha erken
girmesine, dolayısıyla maaşından kesilen gelir vergisi tutarının artırılması
yoluna gidilmiştir” diye kaydetti. Bozgeyik, bu haksızlığın giderilmesi için
toplu sözleşmede, Gelir Vergisi Kanunu’nda değişiklik yapılmasını, kamu
emekçisinin maaşı içinden Asgari Ücret tutarı istisna edilerek kalan tutardan
her ay için sadece en düşük gelir vergisi oranın uygulanmasını, artan vergi
dilimi oranı uygulamasından vazgeçilmesini talep etti.
EK ÖDEMELER EMEKLİ AYLIĞINA YANSITILSIN
Kamu emekçileri emekli olduklarında
ellerine geçen tutar çalışırken aldıkları tutarın neredeyse yarısına kadar
indiğini vurgulayan Bozgeyik, “Çünkü kamu emekçilerinin ek ödemeleri emekliliğe
yansıtılmamaktadır” diye konuştu.
Bu haksızlığın artık son bulması için
toplu sözleşmede tüm ek ödemelerin emekliliğe ve emekli aylığına yansıtılmasını
talep eden Bozgeyik, taleplerini şöyle sıraladı:
“-Ek ödemeleri düzenleyen 666 Sayılı KHK
ile yaratılan ücret adaletsizliği ve mağduriyetlerin giderilerek, aynı unvanda
farklı kamu kurumlarında çalışan tüm kamu emekçilerine eşit ücret ödenmesini,
-Yıllardır süren ek gösterge
adaletsizliğinin sona ermesi için tüm kamu emekçilerinin ek göstergelerinin
3600’e, önlisans mezunu olanların 3000’e çıkarılmasını,
-Yardımcı Hizmetler Sınıfında
çalışanların öğrenim durumlarına göre diğer hizmet sınıflarına bir defaya
mahsus olmak üzere sınavsız atanmalarının sağlanmasını, ek göstergesi olmadığı
için en çok mağdur olan bu sınıfa da ek gösterge cetveli çıkarılmasını talep
ediyoruz.”
KAMUDA CİNSİYET EŞİTLİĞİ SAĞLANSIN
Kadın kamu emekçilerine; çalışma
yaşamında uygulanan ayrımcılık, mobbing, baskı ve şiddete son verilmesini,
uygulayanlar hakkında etkili cezai yaptırımlar getirilmesini, istihdam, terfi
ve unvan değişikliklerinde cinsiyet eşitliği sağlanmasını talep ettiklerini
vurgulayan Bozgeyik, bu konudaki taleplerini ise şöyle sıraladı:
“-Talan fonu olan Varlık Fonu
lağvedilmelidir.
-Yeni bir İşçi Sağlığı ve Güvenliği
Yasası yapılmalı. Ayrımsız tüm çalışanlara uygulanmalıdır. Meslek hastalıkları
tanımlanmalıdır.
-En az 50 çalışanın bulunduğu
işyerlerinde ücretsiz nitelikli anadilinde hizmet verecek kreş ve bakımevleri
açılmalıdır.
-Emekçileri hukuksuzca işten çıkaran, iş
barışını bozan, imzalanmış TİS’leri bile tek taraflı fesheden, seçilmişlerin
yerine atanmış kayyumlar geri çekilmeli, görevi asli sahiplerine
bırakmalıdırlar!
-Gerici/mezhepçi eğitime karşı bilimsel,
demokratik, özgürlükçü, laik ve anadilinde eğitim hakkı sağlanmalıdır!”
KAMU ÇALIŞANLARININ HAKLARININ YOK
SAYILMASINA KARŞI MÜCADELE EDECEĞİZ
İfade ettikleri taleplerin sadece
KESK’in talepleri olmadığını ifade eden Bozgeyik, insanca bir yaşam ve
güvenceli bir iş isteyen tüm kamu emekçilerinin talebi olduğunu söyledi. Bu
toplu sözleşme döneminde de kamu emekçilerinin haklarının hükümet ve yandaş
konfederasyon yönetimi tarafından yok sayılmamasına karşı mücadele edeceklerini
belirten Bozgeyik, yapacakları eylem ve etkinlikleri şöyle sıraladı:
“-28 Temmuz Cuma günü işyerleri önünde
yapılan basın açıklamalarıyla birlikte TİS masaları kuracağız.. 5 Ağustos 2017
tarihine kadar işyerleri önlerinde ve kentin işlek meydanlarında TİS
taleplerimizi içeren bildirilerimizi dağıtacak, kamuoyunu ve diğer emekçileri
bilgilendireceğiz.
-Kadın TİS taleplerimizi görünür ve
etkin kılınması amacıyla işyerlerinde kurulacak TİS masalarımızdan biri mor
masa olacak ve bu masada özgün kadın taleplerimiz dillendirileceğiz.
-Toplu sözleşme görüşmelerinin
başlayacağı 1 Ağustos Pazartesi günü, başta KESK Danışma Meclisi üyelerimiz ve
ihraç edilen üyelerimiz olmak üzere Çalışma Bakanlığının önünde taleplerimizi
bir kez daha haykıracağız.”