Açlık grevinde 142. güne giren tutuklu
akademisyen Nuriye Gülmen ile öğretmen Semih Özakça, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’nin (AİHM) isteği üzerine 141.gününde Numune Hastanesi’nde sağlık
kurulu tarafından muayene edildi.
“İşimi geri istiyorum” talebiyle açlık
grevi yapan tutuklu akademisyen Nuriye Gülmen ile öğretmen Semih Özakça’nın
avukatları, Anayasa Mahkemesi’nin tutukluluğa yapılan itirazı reddetmesinin
ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurmuştu. Edinilen bilgiye
göre; AİHM’nin isteği üzerine Gülmen ile Özakça önceki gün Numune Hastanesi’ne
götürüldü ve sağlık kurulu tarafından incelemeleri yapıldı.
‘UZUN SÜRELİ AÇLIK GREVİ BEYİN DOKUSUNDA
HASARA YOL AÇIYOR’
Sağlık kurulunun Gülmen ile Özakça ile
ilgili raporları, Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Uzman Doktor Şebnem Korur
Fincancı, uzun süreli açlık grevlerinde vücutta değişimlerle ilgili “Organlar
ve dokular küçülüyor. Böylelikle bulaşıcı hastalıklara açık oluyorlar,
bağışıklık sistemi zarar görmüş oluyor. Daha önceki olgulara baktığımızda açlık
grevlerinde bulaşıcı hastalıklarla ilgili ölümler görüyoruz. Beyin dokusunda
değişimler ve kasla ilgili sorunlar ortaya çıkabiliyor” dedi.
Açlık grevinde B1 vitamini kullanıldığı
taktirde bu sorunların daha geç görüldüğünü belirten Korur, “Bu bir protesto ve
ölmeyi beklemiyorlar bu bir intihar değil. İnsanların seslerini duyurmak için
başka bir yol olmadığını düşündükleri koşullarda kullandıkları bir protesto
yöntemi. Uzun süreli açlık grevinde beyin dokusunda hasarlar olabilir.
Bilinçleri uzun süre açık kalıyor ama zorluklar ortaya çakacaktır” ifadelerini
kullandı.
ESRA ÖZAKÇA: SEVGİMİZ DAHA DA BÜYÜDÜ
Eşi Semih Özakça’nın tutuklanmak üzere
gözaltına alınmasıyla açlık grevine başlayan Esra Özakça, eşi cezaevindeyken 65
gününü geride bıraktığı açlık grevi sürecini değerlendirdi. Özakça, bu süreçte
tam 15 kilo vererek 49 kiloya indiğini aktardı. Evlilik yüzüklerini kilo kaybı
nedeniyle orta parmağına takmaya başlayan Özakça, safra kesesinde çamurlaşma
olduğunu, kronik ishal nedeniyle sıvı kaybettiğini, bacaklarında kuvvet kaybı
olduğu için çok çabuk yorulduğunu, sürekli kas ağrısı hissettiğini ve dil ve
ağız içlerinde yaralar oluştuğunu anlattı. Gülmen ile Özakça’nın
tutuklanmasıyla ‘İşimi geri istiyorum’ eylemini açlık greviyle birlikte devam
ettiren Esra Özakça, eylem alanı Yüksel Caddesi’ne artık gidemediğini söyledi.
Eşi Semih ile her pazartesi gittiği cezaevi görüşünü anlatan Özakça, “Son iki
haftada daha enerjisi düşük. Morali gayet yerinde ama bedenen ister istemez
etkilenmiş. Son tartıldığında 59 kiloymuş. Mutluyuz, hiç umudumuzu yitirmedik.
Çıkınca ne yapacağımızı konuşuyoruz. Birbirimizi seviyorduk ama zorluklar
duyguları güçlendiriyor. Bizim sevgimizi de büyüten bir süreç oldu. Umarım
artık işimize ve normal hayatımıza da döneriz” dedi.
‘SKANDALLARINDAN BİRİ DE BİZ OLMAYALIM’
İçişleri Bakanlığı’nın “Bir Terör Örgütünün
Bitmeyen Senaryosu: Nuriye Gülmen ve Semih Özakça Gerçeği” başlıklı kitabına
ilişkin eşi Semih’in “Ne kadar doğru ve haklı yerde duruyoruz. Bunları
yapmalarına rağmen karalayamıyorlar” dediğini aktaran Özakça, her hakkını
arayana sopa gösterildiğini belirtti. Özakça, “AKP iktidarı kendini meşru bir
iktidar olarak göstermek istiyorsa haksızlıklara son versin. Gün geçmiyor ki
skandal bir haber duymayalım. Bu skandal haberlerden biri de biz olmayalım.
İnsanları işlerine iade etsinler” dedi.