Fransa’da mülteciler ‘orman’ adıyla
bilinen bir kampın hükümet tarafından verilen bir kararla buldozerlerle
yıkılması sonrası tekrar Calais isimli liman kentine gönderilmişti.
Yardım kuruluşları ve ulusal hak
savunucuları yüzlerce mültecinin Calais’te yüzleşmek zorunda bırakıldığı ‘pis,
kirli ve sefil’ hayat koşullarını şiddetle kınıyordu.
‘İnsanlık dışı muamele yetkililerin
başarısızlığıdır’
Fransa’da Danıştay, Conseil d’Etat,
İçişleri Bakanlığı’nın yerel mahkemenin mültecilere su verilmesi konusundaki
kararı üzerine temyize gitmesinin ardından, gösterilen muamelenin ‘insanlık
dışı’ olduğunu söyledi:
Conseil d’Etat insanlık dışı ve
küçültücü muameleye maruz bırakılan bu insanların yaşam koşullarının kamu
yetkililerinin başarısızlığını ortaya çıkardığını düşünmektedir. Bu eksiklikler
temel özgürlüğe yapılmış ciddi ve hukuk dışı ihlallerdir.
Su temininin sağlanması hükmü verilen
mahkemeden sonra yapılan açıklamada ‘yerel mahkemenin otoritelere tuvaletler ve
banyolar, en önemlisi içmek için su vermelerini emretmeye yetkisi olduğu’ da
belirtildi.
Ne olmuştu?
Fransa, Avrupa’daki mülteci krizinden
‘kaçmış’ sadece İtalya ve Almanya’dan gelen sığınmacılar ülkeye mülteci olarak
girmişti.
Macron mültecilere ‘onur’la
davranılacağını söylerken, hükümeti katı bir duruş sergiledi ve Calais’te yeni
bir mülteci merkezinin açılmasını ‘diğer mültecileri mıknatıs gibi çeker’
diyerek reddetmişti.
Geçtiğimiz hafta İnsan Hakları Gözlemevi
Calais’te mültecilere sistematik olarak gösterilen polis şiddeti ile ilgili
Fransa’ya baskı yaptı.
Yüzlerce insan genişleyen kamp tahrip
edilmesine rağmen buraya dönmek zorunda kalmıştı.