Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP)
Diyarbakır Ekin Ceren Parkı'nda gerçekleştirdiği "Vicdan ve Adalet
Nöbeti" 6’ncı gününde devam ediyor. Ekin Ceren Parkı’nda günlük basın
toplantısında HDP Parti Sözcüsü Osman Baydemir açıklamalarda bulundu. HDP’li
vekiller üzerinde “Vicdan ve Adalet”, “Durmayalım durduralım” yazılı yelekler
giyerek katıldı.
‘Neden halkın sesinden kokuyorlar?’
Baydemir’in konuşmasının satır başları
şöyle:
“Bir kez daha Amed’ten Demirtaş’a,
Yüksekdağ’a, gazetecilere, cezaevindekilere binlerce selam gönderiyorum. 10
günden önce daha umutluyuz, mutluyuz. Vicdanın sesi yükseldiği için adalet
isteği yankılarını her tarafa yayılıyor. Vicdan ve adalet öyle büyüyecek ki
faşizmin maskesini düşürecek. Tahir Elçi Amed’in kalbinde katledildi. 20 ay geçti
ve hala katilleri saklanıyor, çıkartılmıyor. Elçi’nin katledilmesiyle tarihte
yeni bir faşizm sayfası açıldı. Bir miskal yol alınmadı dosyasında. Bu adalet
nöbeti Cizre, Sur, Tahir Elçi için, Emel Çetin, Hakan Aslan içindir. Bir yıldır
hala cenazelerini alamadılar. Bu katliamları yapanlar onları kaybettirdi.
HDP’nin duruşu açık bir duruştu. ‘Şehirleri yıkarsanız, insanları
katlederseniz, kaybedersiniz’ dedik. Bu parkın etrafı ablukaya alınmış. Halkın
gelip vekillerini görmesini istemiyor. Neden halkın sesinden, adaletten
korkuyorlar? Tek şey ellerinde kalmış, o da baskıdır. Yalan ve dolan bir şey
kazandırmaz.
‘Tecrit uygulanıyorsa barış istenmiyor’
OHAL ilan edeceksiniz. KHK ile
insanların ekmeklerine el koyacaksınız; ölümle, kanla yeni bir iktidar devşireceksiniz.
Öcalan üzerinden tecrit uygulayacaksınız. Faturayı da HDP’ye çıkaracaksınız.
Biz buna itiraz edeceğiz. PKK Lideri Abdullah Öcalan özerinde tecrit gösteriyor
ki devlet barış istemiyor. Tecrit kaldırılmalı. Tecrit işkencedir. İnsan
haklarına saldırıdır. Tecrit son 6 günde biz de yaşadık. Adeta bu alan
heronlarla izleniyor. Canlı yayınlarla naklen izlettiriliyor. Bazı medya
organları yalan haberler servis ediyor. (Sabah gazetesinin manşet haberinden
söz ederek) Hitlerin propaganda bakanı Joseph Goebbels’in yaptığı gibi
yapıyorlar. Bir kez daha sesleniyorum; kaldırın bariyerleri, halk nasıl
davranıyor görelim. Yalan haberini Newroz’da da yaptılar. Burada muhabirinizi
dahi görmedik. Bu fotonun nereden çektirildiğini biliyoruz. Adalet çağrısıyla
yüzleşmekten korkuyorsunuz. Bu bir gazete değil. Bu basın hürriyeti değil. Buna
rağmen hiçbir gazetenin kapanması, gazetecinin tutuklanmasını istemiyoruz.
‘Durmayacağız faşizmi durduracağız!’
Faşizmi Erdoğan ve hükümeti icat etmedi.
Faşizme karşı direniş ve mücadeleyi de biz icat etmedik. Bugüne kadar faşizm
yönetimlerde Franco, Saddam kaybetmişse direnenler sayesinde olmuştur. Onun
için durmayacağız, faşizmi durduracağız. Faşizm aynı zamanda bir sömürü
aygıtıdır. Bugün Mardin’in Mazıdağ ilçesi Şemikan ve Gola Gulê köylerine
‘köyleri boşaltın’ tebligatı yapıldı. Gerekçe fosfat maddesi arayacaklar. O
milletin anasına küfür edene peşkeşe çekilmiş. 300 hanelik köyde yaklaşık bin
kişi yerinden edilmek isteniyor. Bu aynı zamandan dinden ve ahlaktan ne kadar
uzaklaştığının da göstergesidir.
‘Boyunuzun ölçüsünü almadınız mı?’
Dün müzakere sürecinde görüşüne
başvurulan DTK bir suç yapılanması olarak gösteriliyor. Viranşehir’de yapılan
‘Mevsimlik göç araştırılması kurultayı’ terör faaliyeti olarak gösteriliyor ve
insanlar gözaltına alınıyor. DTK Eşbaşkanı’nın bu alana girmesine izin
verilmiyor. ‘Çöktürme Planı’ dediğiniz plan Newroz alanında çökmüştür. Daha 3
ay önce yüzde 68’le boyunuzun ölçüsünü almadınız mı? Yarın Vicdan ve Adalet
nöbetini İstanbul’a devredeceğiz. Gelin kaldırın bu bariyerleri görelim halkın
gelip gelmeyeceğini. Neden kaldırmıyorsunuz? Çünkü halktan korkuyorsunuz. Bütün
aygıtlarınız atanmışlardır. Mücadelemiz, bu ülkenin çocuklarına onurlu bir
yaşam bırakana kadar sürecek.
‘Meclis’in itibarı parayla ölçülmez’
Meclis Başkanı’na 5 trilyon araba
alındı. Meclis Başkanı diyor; ‘Araba o kadar da para değil.’ Meclis’in
itibarını düşünüyormuş. Meclis’in itibarının yerlerde sürünmesinin nedeni nedir
biliyor musunuz? İdris Baluken ve Selahattin Demirtaş, imzalarının da olduğu
bildiri sonrasında tutuklandı. Meclis’in itibari parayla ölçülmez. Kürsüyle
ölçülür, milletvekilin özgürlüğüyle olur. Çağlar Demirel’in annesi ve babası
ziyarete geldi ama bu alana alınmadı. Bize küçük küçük notlar, selamlar
geliyor. Bu halkın yüreğinin ne için, neden çarptığın çok iyi biliyoruz.
Cümbüşten neden korkuyorsunuz?
Burada birçok eşya her bir
milletvekiline, Vicdan ve Adalet Nöbeti’ne zimmetlidir. En çok kriz yaratan,
tecridi sağlayan, neredeyse personele fırça atan; üstlere ulaşmış burada bir
cümbüş varmış. Muazzam bir kriz haline gelmiş. Adaletten korkuyorsunuz kayyum
atıyorsunuz onu anlıyoruz da, yaw cümbüşten neden korkuyorsunuz? Sazdan
korktuğunuz için mi korkuyorsunuz. Demirtaş’ın sazından korktuğunuz için mi
cümbüşten korkuyorsunuz?
Toprağa verecek tek bir canımız yok.
Mutlaka ama mutlaka bu dönemin faşizmi de gerileyecektir.
‘Ey Erdoğan çık özür dile’
Ey Erdoğan çık halktan, Demirtaş’tan
özür dile. Gör bak bu gidişat bir hayra yorulabilir. Kinde, savaşta ısrar etme.
Çünkü bunun kazananı olmadı. Sende kazanmayacaksın. Bunun sonu yoktur.
Eylemimiz sonlanmayacak. Bayrak
İstanbul’a devir edilecek. İstanbul vicdanın sesini yükseltebilecek kadar
yükseltecek, sonra Van’a, Van’dan da Ege’ye, İzmir’e taşınacak. Onurlu bir
barış sağlanana dek, Sur’daki yıkım durana kadar bu mücadele devam edecek.”