20 Temmuz 2017 Perşembe

SURUÇ ANMASI: 33’LERE MÜJDE OLSUN KOBANÉ ZAFERE ULAŞTI

Tarih 20 Temmuz 2015’ti. Sosyalist gençler, Kobané’nin inşasına yardım etmek ve çocuklara oyuncak götürmek için Urfa’nın Suruç İlçesi’nde toplanmıştı. Gençler, Amara Kültür Merkezi’nde bir basın açıklama yapıp Kobané’ye gidecekti. Ancak olmadı. Açıklama sırasında canlı bomba saldırısı yapıldı. Saldırıda 33 sosyalist genç yaşamını yitirdi. Katliamın üzerinden 2 yıl geçti.
33 genç ölümlerinin 2’inci yıldönümünde yaşamlarını yitirdikleri noktada yakınları, katliamda yaralananlar, HDP Milletvekilleri Feleknas Uca, Behçet Yıldırım, Dilek Öcalan, Bilim Eğitim Estetik Kültür Sanat Araştırmaları Vakfı (BEKSAV) Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Ağbulut, HDP PM Üyesi Faruk Sağlam, DBP PM Üyesi Selma Sürer, HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Gülşen Özer, SGDF MYK Üyesi Gözde Sivaslıoğlu ve çok sayıda yurttaş tarafından anıldı.
Sabah saatlerinde Suruç ilçe girişinde geniş güvenlik önlemleri alan polis, Amara Kültür Merkezi'ni demir bariyerlerle abluka altına aldı. Kültür merkezinin etrafında TOMA ve akrep tipi zırhlı araçlar konumlandırıldı. Aynı zamanda anmaya katılmak için gelen yurttaşlar ve HDP Suruç ilçe Eşbaşkanı Rojda Binici "ilçeye giriş yasak" diye ilçeye alınmadı.
Katliamın gerçekleştiği saat 11.50’de anma programı başladı. Kültür merkezi bahçesine aileler ve vekiller geçiş yaparken, polis tarafından kimlik kontrolü yapıldı, gazeteciler içeriye alınmadı. Anma bir dakika saygı duruşu ile başladı. Daha sonra aileler ve vekiller bahçede patlamanın olduğu ağacın altına karanfil bıraktı.
'Müjdeler olsun Kobanê zafere vardı'
Yaşamını yitiren Oğur Özkan’ın abisi Süleyman Özkan, gençlerin katledildiği yerde ki çiçeklerinde koparıldığını belirterek, "Bu nasıl bir zihniyet. Onları öldürdünüz, bu çiçeklerden ne istediniz. Oysaki bu çocuklar ellerinde oyuncaklar, kitaplar ve güzel duygular ile gelmişlerdi. Kobanê’nin çocuklarına oyuncak vereceklerdi. Belki sadece bu coğrafyaya değil, dünyaya bir etki bırakacaklardı. Dünyanın gıpta ile baktığı bu toprakları kana buladılar. Değil 2 yıl, 2 yüz yıl geçse de bu adalet mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz. Bunun bedelini er ya da geç vereceksiniz. Ben inanıyorum ki burada yaşamını yitiren bu güzel insanlar bizi görüyor. Çünkü ben onları hissediyorum. Kardeşim Hogir burada, Polen burada, 33’ler buradadır. Onlara diyorum ki size müjdeler olsun, Kobanê zafere vardı. Artık sizin gülüşleriniz Kobanê’nin çocuklarının yüzünde anlam bulmuştur. Siz kaybettiniz ey alçaklar. Siz bu katliamı yapanlar kaybetmeye mahkûmsunuz. Çünkü haksızsınız, çünkü karanlıksınız" dedi.
'Korunmadılar'
Katliamda yaşamını yitiren Cemil Yıldız’ın eşi Sultan Yıldız, İstanbul’dan buruk duygular ile geldiklerini, Suruç'ta kanlarının bir birine karıştığını söyledi. Gençlerin elinde bomba ve molotof olmadığını, oyuncaklarla geldiklerini söyleyen Yıldız, 33 gencin korunmadığı için katledildiğini belirtti.
Biz hangi çocuğu katlettik?'
Katliamda yaşamını yitiren Murat Yurtgül’ün annesi ŞemsaYurtgül, şunları dile getirdi: "Eğer Kobanê'ye gitmeleri yasak idiyse, söyleselerdi 'gitmenize izin vermiyoruz' diye. Neden çocuklarımızı katlettiler. Kimi çocuk bezi, kimi bayram şekeri, yanına almıştı. Bu çocukların suçu neydi. Benim oğlum psikologdu. Katliamda Soma'ya gitti ve oradaki öksüz, yetim kalmış çocuklar ile ilgilendi. O zaman neden önlerinde bomba patlamadı. Ben oğlumla o gün konuştum. Bana ‘anne kimlik kontrolü yapılıyor. Bizi içeri alacaklar' dedi. Ancak o barbar DAİŞ'çiyi hazır hale getirene kadar çocuklarımızı orada beklettiler. O bombacı hangi arabaya bindi, nerede yemek yedi. Kim destek verdi ona. Bize diyorlar siz teröristsiniz. Biz teröristsek hangi kadının bedenini teşhir ettik. Biz hangi çocuğu katlettik. Biz hangi insanı sağken yaktık. Bize terörist demelerini kabul etmiyoruz. Kimin terörist olduğu ortadadır. Ben hayatta olduğum sürece her yıl burada olacağım. İster kabul edin, ister etmeyin. Beni de oğlumun yolunda katledebilirsiniz."
Bugün önlem var 2 yıl önce yoktu'
HDP Milletvekili Dilek Öcalan ise, gençlerin Kobanê’ye köprü olmak ve yeniden inşa için geldiğini belirtirek, şöyle devam etti: "Bu gün burada alınan önlemi görüyoruz. Keşke diyoruz 2 yıl önce aynı önlemler alınmış olsaydı ve o bombacı yakalanmış olsaydı, bu acılar yaşanmazdı. Biz yeni katliamlar yaşanmasın diye üzerimize düşen görevi yapacağız ve gereken mücadeleyi vereceğiz."
'Bombacı nasıl geldi?'
HDP'li vekil Behçet Yıldırım, 33 can yerde iken geldiğini, çantalarında telefonların çaldığını, cenazeler ve telefonların bir birine karıştığını, belirterek, "Bombacı buraya nasıl gelmişti. Tek başına mı gelip bu katliamı yaptı. Biz bunun araştırılmasını istedik. Ama hep kaçtılar ve üstü örtmeye çalıştılar. O olay araştırılsaydı diğer katliamlar yaşanmayacaktı" dedi.
'Sorumlu gizlilik kararı koyandır'
Suruç gazisi SGDF MYK üyesi Gözde Sivaslıoğlu da, duygularını şöyle aktardı: "Yıkık bir kenti yeniden inşa etmek için hep birlikte gidiyorduk. Devrimin çocuklarına oyuncak götürüyorduk. Çünkü bu devrimin çocukları bu devremin yarını ve geleceğiydi. Bu yüzden oraya gidiyorduk. Bu katliamın sorumluları bu katliamdan haberdar olmalarına rağmen önlem almayanlardır. Biz yaralılarımızı bu bahçeden çıkarırken, bize silah doğrultanlardır. Bu katliamın sorumluları dosyaya gizlilik kararı getirenlerdir."
'Kobanê'nin çocukları gülüyor'
Amara Kültür Merkezi’ndeki anmadan sonra aileler, yaralılar ve HDP heyeti Suruç’ta katledilen Kasım Deprem ve Osman Çiçek’in mezarlarını ziyaret etti ve karanfil bıraktı. Mezarlık polisler tarafından ablukaya alındı. Mezarlık ziyaretinde konuşan Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) MYK üyesi Mesut Çeki, Osman Çiçek’in mezar taşında yazan şiiri okuyarak, “Hiç kimse bu çocukların kötü çocuklar olduğunu söyleyemeyecek” dedi.
HDP Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca ise, katliamın üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen acısının hala taze olduğunu söyleyerek, “Özgürlüğün yolcuları Kobanê’ye köprü olmak istemişlerdi. Kobanê’nin yeniden inşa edilmesi için bir şeyler yapmak için gelmişlerdi. Kütüphane açmak için gelmişlerdi. O barbarlar iyi bilsinler, bizi parçalamak istediler, ancak Kobanê’nin özgürleşmesi için mücadele edenler buna izin vermediler. Bu gün milyonlarca insanın ruhu Amara’daydı. Bir yıl önce HDP eski Eşbaşkanımız katliamın birinci yıl dönümü anmasında buradaydı. Konuşmasında dile getirmişti ‘Bu güler yüzlü yolcularımız yolumuzu aydınlatacaktır’ demişti. 33 gencin şahsında bugün Kobanê’nin çocukları gülüyor” dedi.
'Mezarları tahrip ettiler'
Uğur Özkan’ın abisi Süleyman Özkan ise, kardeşinin mezarının Cizre’de olduğunu ve mezarın tahrip edildiğini belirterek, “Suruç şehidi Osman Çiçek ve Kasım Deprem’in mezarları yıkılmak istendi. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey olamaz. İnsanların mezar taşlarına dahi tahammül edemiyorlar. Benim kardeşimin mezarı Cizre’de. Tahrip ettiler, bir mezar taşı bile yok. Aynı şekilde Hakkari’de Suruç şehidi Süleyman Aksu’nun mezarının üzerinden panzer geçti. Bu uygulama dünyanın hiçbir yerinde yok. Bu katliamı yapanlar er geç hesap verecektir” diye konuştu.

Daha sonra Ankara Gar Katliamı’nda yaşamını yitiren eğitimci Yılmaz Elmascan’ın mezarı ziyaret edildi.