Tarih 20 Temmuz 2015’ti. Sosyalist
gençler, Kobané’nin inşasına yardım etmek ve çocuklara oyuncak götürmek için
Urfa’nın Suruç İlçesi’nde toplanmıştı. Gençler, Amara Kültür Merkezi’nde bir
basın açıklama yapıp Kobané’ye gidecekti. Ancak olmadı. Açıklama sırasında
canlı bomba saldırısı yapıldı. Saldırıda 33 sosyalist genç yaşamını yitirdi. Katliamın
üzerinden 2 yıl geçti.
33 genç ölümlerinin 2’inci yıldönümünde
yaşamlarını yitirdikleri noktada yakınları, katliamda yaralananlar, HDP
Milletvekilleri Feleknas Uca, Behçet Yıldırım, Dilek Öcalan, Bilim Eğitim
Estetik Kültür Sanat Araştırmaları Vakfı (BEKSAV) Yönetim Kurulu Başkanı Kenan
Ağbulut, HDP PM Üyesi Faruk Sağlam, DBP PM Üyesi Selma Sürer, HDP Diyarbakır İl
Eşbaşkanı Gülşen Özer, SGDF MYK Üyesi Gözde Sivaslıoğlu ve çok sayıda yurttaş
tarafından anıldı.
Sabah saatlerinde Suruç ilçe girişinde
geniş güvenlik önlemleri alan polis, Amara Kültür Merkezi'ni demir bariyerlerle
abluka altına aldı. Kültür merkezinin etrafında TOMA ve akrep tipi zırhlı
araçlar konumlandırıldı. Aynı zamanda anmaya katılmak için gelen yurttaşlar ve
HDP Suruç ilçe Eşbaşkanı Rojda Binici "ilçeye giriş yasak" diye
ilçeye alınmadı.
Katliamın gerçekleştiği saat 11.50’de
anma programı başladı. Kültür merkezi bahçesine aileler ve vekiller geçiş
yaparken, polis tarafından kimlik kontrolü yapıldı, gazeteciler içeriye
alınmadı. Anma bir dakika saygı duruşu ile başladı. Daha sonra aileler ve
vekiller bahçede patlamanın olduğu ağacın altına karanfil bıraktı.
'Müjdeler olsun Kobanê zafere vardı'
Yaşamını yitiren Oğur Özkan’ın abisi
Süleyman Özkan, gençlerin katledildiği yerde ki çiçeklerinde koparıldığını
belirterek, "Bu nasıl bir zihniyet. Onları öldürdünüz, bu çiçeklerden ne
istediniz. Oysaki bu çocuklar ellerinde oyuncaklar, kitaplar ve güzel duygular
ile gelmişlerdi. Kobanê’nin çocuklarına oyuncak vereceklerdi. Belki sadece bu
coğrafyaya değil, dünyaya bir etki bırakacaklardı. Dünyanın gıpta ile baktığı
bu toprakları kana buladılar. Değil 2 yıl, 2 yüz yıl geçse de bu adalet
mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz. Bunun bedelini er ya da geç vereceksiniz. Ben
inanıyorum ki burada yaşamını yitiren bu güzel insanlar bizi görüyor. Çünkü ben
onları hissediyorum. Kardeşim Hogir burada, Polen burada, 33’ler buradadır.
Onlara diyorum ki size müjdeler olsun, Kobanê zafere vardı. Artık sizin
gülüşleriniz Kobanê’nin çocuklarının yüzünde anlam bulmuştur. Siz kaybettiniz
ey alçaklar. Siz bu katliamı yapanlar kaybetmeye mahkûmsunuz. Çünkü
haksızsınız, çünkü karanlıksınız" dedi.
'Korunmadılar'
Katliamda yaşamını yitiren Cemil
Yıldız’ın eşi Sultan Yıldız, İstanbul’dan buruk duygular ile geldiklerini,
Suruç'ta kanlarının bir birine karıştığını söyledi. Gençlerin elinde bomba ve
molotof olmadığını, oyuncaklarla geldiklerini söyleyen Yıldız, 33 gencin
korunmadığı için katledildiğini belirtti.
Biz hangi çocuğu katlettik?'
Katliamda yaşamını yitiren Murat
Yurtgül’ün annesi ŞemsaYurtgül, şunları dile getirdi: "Eğer Kobanê'ye
gitmeleri yasak idiyse, söyleselerdi 'gitmenize izin vermiyoruz' diye. Neden
çocuklarımızı katlettiler. Kimi çocuk bezi, kimi bayram şekeri, yanına almıştı.
Bu çocukların suçu neydi. Benim oğlum psikologdu. Katliamda Soma'ya gitti ve
oradaki öksüz, yetim kalmış çocuklar ile ilgilendi. O zaman neden önlerinde
bomba patlamadı. Ben oğlumla o gün konuştum. Bana ‘anne kimlik kontrolü
yapılıyor. Bizi içeri alacaklar' dedi. Ancak o barbar DAİŞ'çiyi hazır hale
getirene kadar çocuklarımızı orada beklettiler. O bombacı hangi arabaya bindi,
nerede yemek yedi. Kim destek verdi ona. Bize diyorlar siz teröristsiniz. Biz
teröristsek hangi kadının bedenini teşhir ettik. Biz hangi çocuğu katlettik.
Biz hangi insanı sağken yaktık. Bize terörist demelerini kabul etmiyoruz. Kimin
terörist olduğu ortadadır. Ben hayatta olduğum sürece her yıl burada olacağım.
İster kabul edin, ister etmeyin. Beni de oğlumun yolunda katledebilirsiniz."
Bugün önlem var 2 yıl önce yoktu'
HDP Milletvekili Dilek Öcalan ise,
gençlerin Kobanê’ye köprü olmak ve yeniden inşa için geldiğini belirtirek,
şöyle devam etti: "Bu gün burada alınan önlemi görüyoruz. Keşke diyoruz 2
yıl önce aynı önlemler alınmış olsaydı ve o bombacı yakalanmış olsaydı, bu
acılar yaşanmazdı. Biz yeni katliamlar yaşanmasın diye üzerimize düşen görevi
yapacağız ve gereken mücadeleyi vereceğiz."
'Bombacı nasıl geldi?'
HDP'li vekil Behçet Yıldırım, 33 can
yerde iken geldiğini, çantalarında telefonların çaldığını, cenazeler ve
telefonların bir birine karıştığını, belirterek, "Bombacı buraya nasıl
gelmişti. Tek başına mı gelip bu katliamı yaptı. Biz bunun araştırılmasını
istedik. Ama hep kaçtılar ve üstü örtmeye çalıştılar. O olay araştırılsaydı
diğer katliamlar yaşanmayacaktı" dedi.
'Sorumlu gizlilik kararı koyandır'
Suruç gazisi SGDF MYK üyesi Gözde
Sivaslıoğlu da, duygularını şöyle aktardı: "Yıkık bir kenti yeniden inşa
etmek için hep birlikte gidiyorduk. Devrimin çocuklarına oyuncak götürüyorduk.
Çünkü bu devrimin çocukları bu devremin yarını ve geleceğiydi. Bu yüzden oraya
gidiyorduk. Bu katliamın sorumluları bu katliamdan haberdar olmalarına rağmen
önlem almayanlardır. Biz yaralılarımızı bu bahçeden çıkarırken, bize silah
doğrultanlardır. Bu katliamın sorumluları dosyaya gizlilik kararı
getirenlerdir."
'Kobanê'nin çocukları gülüyor'
Amara Kültür Merkezi’ndeki anmadan sonra
aileler, yaralılar ve HDP heyeti Suruç’ta katledilen Kasım Deprem ve Osman
Çiçek’in mezarlarını ziyaret etti ve karanfil bıraktı. Mezarlık polisler
tarafından ablukaya alındı. Mezarlık ziyaretinde konuşan Ezilenlerin Sosyalist
Partisi (ESP) MYK üyesi Mesut Çeki, Osman Çiçek’in mezar taşında yazan şiiri
okuyarak, “Hiç kimse bu çocukların kötü çocuklar olduğunu söyleyemeyecek” dedi.
HDP Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca
ise, katliamın üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen acısının hala taze olduğunu
söyleyerek, “Özgürlüğün yolcuları Kobanê’ye köprü olmak istemişlerdi.
Kobanê’nin yeniden inşa edilmesi için bir şeyler yapmak için gelmişlerdi.
Kütüphane açmak için gelmişlerdi. O barbarlar iyi bilsinler, bizi parçalamak
istediler, ancak Kobanê’nin özgürleşmesi için mücadele edenler buna izin
vermediler. Bu gün milyonlarca insanın ruhu Amara’daydı. Bir yıl önce HDP eski
Eşbaşkanımız katliamın birinci yıl dönümü anmasında buradaydı. Konuşmasında
dile getirmişti ‘Bu güler yüzlü yolcularımız yolumuzu aydınlatacaktır’ demişti.
33 gencin şahsında bugün Kobanê’nin çocukları gülüyor” dedi.
'Mezarları tahrip ettiler'
Uğur Özkan’ın abisi Süleyman Özkan ise,
kardeşinin mezarının Cizre’de olduğunu ve mezarın tahrip edildiğini belirterek,
“Suruç şehidi Osman Çiçek ve Kasım Deprem’in mezarları yıkılmak istendi.
Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey olamaz. İnsanların mezar taşlarına dahi tahammül
edemiyorlar. Benim kardeşimin mezarı Cizre’de. Tahrip ettiler, bir mezar taşı
bile yok. Aynı şekilde Hakkari’de Suruç şehidi Süleyman Aksu’nun mezarının
üzerinden panzer geçti. Bu uygulama dünyanın hiçbir yerinde yok. Bu katliamı
yapanlar er geç hesap verecektir” diye konuştu.
Daha sonra Ankara Gar Katliamı’nda
yaşamını yitiren eğitimci Yılmaz Elmascan’ın mezarı ziyaret edildi.