Cumartesi Anneleri, kayıpların akıbetini
sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 647'nci kez Galatasaray Meydanı'nda
bir araya geldi. Bu haftaki eylemde, 20 Ağustos 1992 tarihinde gözaltında
kaybedilen Mehmet Ertak’ın akıbeti soruldu.
‘Bizden geleceğimizi, annelerimizin
umutlarını çaldınız’
Kayıp Mehmet Ertak'ın oğlu Servet Ertak
babasının çeyrek asırdır kaybedildiğini hatırlattı. Babasının maden işçisi
olduğunu ifade eden Ertak, “Babam bir muhalifti; ama bu onu öldürmeniz anlamına
gelmez. Eğer suçlu ise zaman içinde suçu tespit edildiğinde gereken cezayı
çekerdi” dedi. 1990’lı yıllarda birçok faili meçhul cinayetin işlendiğini
hatırlatan Ertak, tek isteklerinin mezar taşları olduğunu söyledi. Ertak,
“Bizler babalarımızın mezarını istiyoruz. 25 yıldır bizden ne çaldınız? Bizden
geleceğimizi, annelerimizin umutlarını çaldınız” diyerek faillerin
yargılanmasını adaletin sağlanmasını istedi.
Bu haftaki açıklamayı yapan Cumartesi
İnsanları'ndan Yeter İşler, Türkiye’nin bugüne kadarki faaliyetlerinde hukuk
kurallarına bağlı olan, yurttaşların hukuki güvenliğini sağlayan bir hukuk
devleti olmadığını vurguladı. Türkiye'de yüzlerce insanın gözaltında
kaybedildiğini ifade eden İşler, “Gözaltında kayıp dosyalarında devletin tüm
kurumlarının işbirliği ile devam eden karanlıkta bırakma ve cezasızlık geleneğine
dikkat çekmek için buradayız. Bu geleneğin bir parçası olan bu ağır suçun
şüphelilerinin korunması, terfi ettirilmeleri konusundaki derin mutabakat
nedeniyle buradayız” dedi.
‘Kayıpların failleri açığa çıkarılmadan
Türkiye’ye adalet gelmez’
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır
Şubesi ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın"
sloganıyla yaptıkları eylemin 445’incisi için bir araya geldi. Bu haftaki
eylemde, Bitlis’in Tatvan ilçesine bağlı Ulusoy köyünde 24 Aralık 1993’te gözaltına
alındıktan sonra kaybedilen Ramazan ve Hamide Şarlı’nın akıbeti soruldu.
Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, kayıpların failleri
açığa çıkarılmadan Türkiye’ye adalet gelmeyeceğini dile getirdi. OHAL
gerekçesiyle Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde her hafta düzenledikleri
eylemin yasaklaması üzerinden bir yıl geçtiğini dile getiren Bilici,