“Kendimizden başka kurtarıcı
beklemiyoruz!” diyen Memleket Biziz, Erdoğan iktidarına karşı direnenleri
meclislerde birleşmeye ve harekete geçmeye çağırdı
22 Nisan’da Ankara’da yüzlerce kişinin
katılımıyla düzenlenen Özgürlük Buluşması’nda seçim sürecine aktif bir sokak
seferberliği ile müdahale etme kararı alan Memleket Biziz, ülkenin acil
gündemlerine ilişkin 12 şart ilan ederek meclisleşme ve harekete geçme çağrısı
yaptı.
“SIKILDIK TAMAM mücadeleye devam!”
başlıklı yeni bir bildiri yayımlayan Memleket Biziz, “Kendimizden başka
kurtarıcı beklemiyoruz! Ülkemizi eşitlik, özgürlük, laiklik ve barış temelinde
yeniden kurmak için Memleket Biziz meclislerinde birleşiyoruz” dedi.
Erdoğan iktidarına karşı direnenleri
meclislerde birleşmeye ve harekete geçmeye çağıran Memleket Biziz’in 12 şartı:
Yaşadığımız sorunların çözümü değil
kaynağı olan Tayyip Erdoğan iktidarı yönetme meşruiyetini yitirmiştir; artık
gitmelidir.
OHAL’e derhal son verilmeli, bu süreçte
alınan bütün kararlar iptal edilmeli, yıkıcı sonuçları tazmin edilmelidir.
Ülkemizin, bütün toplumsal kesimleri
temsilen siyasi partilerin, kitle örgütlerinin ve yerel meclislerin etkin
katılımı ile yeniden inşa edilmesi için acil adımlar atılmalı; tüm demokratik
ve sosyal haklarımız yeni ve demokratik bir anayasal çerçevenin güvencesine
kavuşmalıdır.
Ağır bir ekonomik krizle karşı karşıya
olan ülkemizde emekçilerin “İşsizlik Fonu” gibi birikimlerinin bir avuç
yağmacıya ve sermayeye aktarılmasına son verilmeli; ekonomi yönetimi kamusal
denetime açılmalı; kriz karşısında alınacak tedbirler emek ve meslek
örgütlerinin de söz ve yetki sahibi olduğu karar mekanizmalarıyla
belirlenmelidir.
100 yıllık kazanılmış hakları dahi
ellerinden alınmak istenen, iktidar tarafından “ikinci sınıf insan” olarak
görülen kadınların taleplerinin yerine getirilmesi için kadın örgütlerinin söz
ve karar hakkına sahip olduğu acil mekanizmalar oluşturulmalı; kadınların
haklarını gerileten tüm düzenlemeler iptal edilmelidir.
Türkiye, “içerde savaş ve dışarıda
savaş” sloganıyla hareket eden iktidar eliyle ulusal güvenliğini ve toplumsal
bütünlüğünü yitirmiştir. Türk, Kürt ve Arap halklarının kardeşliği, özgürlüğü
ve bağımsızlığı için içerde ve dışarıda barış ilkesiyle hareket edilmeli;
Suriye’deki askerler çekilmeli, çatışmalara son verilmelidir.
Ardı ardına değişen sistemlerle felç
edilen, imam hatipleştirme ve özelleştirme için tüm ilkeleri hiçe sayılan ve
milyonların eğitim hakkını ortadan kaldırarak enkaza dönen eğitim sistemi
“parasız, bilimsel, laik ve anadilde eğitim” ilkesi temelinde yeniden
kurulmalıdır.
Toplumsal çürümenin en belirgin örneğini
oluşturan ve çocuklarımızın geleceğini karartan çocuk istismarı vakalarıyla
ilgili acil önlemler alınmalı; sorumlular hakkında kurumsal soruşturmalar
başlatılmalıdır.
Rant, rüşvet, kâr hırsı ile açıktan
talan edilen kentlerin, tarihi ve kültürel varlıkların, derelerin, ormanların,
meraların tahrip edilmesine son verilmeli; yağma yasaları iptal edilmelidir.
Kayırmacılık, ayrımcılık ve yolsuzluk
düzeni son bulmalı; atama ve işe almada liyakat esasıyla hareket edilmelidir.
Medya üzerindeki iktidar kontrolü ve
tekelleşme; sansür, kayyum ve kapatma cezaları; gazetecilerin tutuklanması ve
sosyal medya operasyonları gibi ifade ve basın özgürlüğü önündeki bütün
engeller kaldırılmalıdır.
Tutuklu siyasiler, üniversite
öğrencileri ve gazeteciler serbest bırakılmalıdır.