Diyarbakır merkez Kayapınar Belediyesi
bünyesindeki halk evlerini Kuran kursuna dönüştüren, parkları “cüzi miktar
karşılığında” cemaatlere tahsis eden, ilçedeki camilerin temizliği ile iftar
çadırları için yüzbinlerce TL para harcayan kayyum şimdide gözünü Pir Sultan
Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Diyarbakır Şubesi bünyesindeki cemevine verilen
toplam 7 bin TL’lik bağışa dikti.
Mezopotamya Ajansı’ndan Deniz Tekin ve
Lezgin Akdeniz’in haberine göre, Kayapınar Belediyesi kayyumu, PSAKD Şube
Başkanı Cafer Koluman’a gönderdiği yazıda belediye kayıtlarında yapılan
müfettiş incelemesinde DBP’li belediye döneminde derneğe yapılan toplam 7 bin
TL’lik bağışın “usulsüz” yapıldığı ileri sürdü.
Paranın yasal faiziyle ödenmesinin
istendiği, aksi durumda icra takibi başlatılacağı uyarısının ardından
belirtilen sürede ödeme yapılmaması üzerine kayyum, Koluman’ı icraya verdi.
Diyarbakır 5’inci İcra Mahkemesi’ne gönderilen ilamsız takipli icra kağıdında,
Kayapınar Belediye Başkanlığı’nın işlenmiş faiziyle birlikte toplam 7 bin 303
TL alacaklı olduğu, 15 Ağustos 2017 tarihinden beri ödenmeyen para için yıllık
yüzde 9 gecikme faizi talep edildi.
PSAKD Şube Başkanı Cafer Koluman’ın,
icra takibinin durdurulması için Diyarbakır 5’inci İcra Dairesi’ne yaptığı
başvuru üzerine icra takibi durduruldu.
“Bağışın usulsüz olduğuna ilişkin bir
belge bulamadık”
Bağış yapılan makbuzda imzası bulunduğu
için hakkında icra takibi başlatılan Koluman, konuya ilişkin şöyle konuştu:
Sanki usulsüz bir işlem varmış gibi bir
yıl önce Kayapınar Belediyesi tarafından kurumumuza ihtarname gönderildi.
İhtarnamede, müfettiş tarafından yapılan inceleme sonucunda 2015-2016
yıllarında belediye tarafından kurumunuza 7 bin TL “usulsüz” ödeme yapıldığı
tespit edildiği ileri sürülerek, ödenen bu paranın bir hafta içinde ödenmesi
istendi. Biz ilk başta bu işlemde bir yanlışlık olduğu düşüncesiyle çok dikkate
almadık. Bunun üzerinden bir yıl geçtikten sonra bu sefer hakkımda geçtiğimiz
hafta ilamsız icra takibi başlatıldığı bildirildi. Dosyada yaptığımız
incelemede bağışın usulsüz olduğuna ilişkin bir belge bulamadık. İcra takibine
karşı yaptığımız itiraz üzerine icra takibi mahkeme tarafından durduruldu. Bundan
sonraki süreçte belediyenin dava açma hakkı var. Tabi ki bu işlemin hukuksuz
olduğu yönünde bizim de delillerimiz var.
“Alevi toplumu ve ibadet merkezlerini
tanımamaktır”
Kültürel hizmet veren bir dernek
olduklarını, bünyelerinde ibadet için cemevi olduğunu, belediyenin yaptığı
bağışların da bu kapsamda olduğunu ifade eden Koluman, “Tabi ki belediyeden
bize yapılan herhangi usulsüz bir ödeme yok. Burada yaşayan insanlar olarak
yürütmüş olduğumuz hizmet kapsamında belediyenin bize yapmış olduğu bağışın bir
yasal dayanağı var. Usulsüz ödeme yapıldığı iddiasıyla karşımıza çıkıyorlar ama
kendilerinin orayı usulsüz işgal ettiği yetmiyormuş gibi bir de hakkımızda
usulsüz bir icra takibi başlatıyorlar” dedi.
Koluman sözlerinin devamında şu
ifadeleri kullandı:
Diğer derneklerden farklı olarak
derneğimize bağlı bir cemevi var. Biz cemevi binasına hizmet veren bir kurumuz.
Dolayısıyla cemevi Alevilerin ibadet merkezidir. Yapılan ödeme ve bağışların da
ibadet merkezine yardım kapsamında değerlendirilmesi gerekir. İcra kararıyla
aslında devletin, tanımama, yasal statüye kavuşmasının önüne bir engel koyma ve
Alevilerin ibadetini tanımama, ibadethanesini yok saymanın açık bir ifadesidir.
Bunun benim şahsımda hem Alevi toplumuna hem Alevilerin ibadet merkezlerine
yönelik bir inkar politikasının devamı olduğu düşüncesindeyim.
Kayyum, Aşure Günü için yapılacak olan
ödemeyi engellemiş
Cafer Koluman, Diyarbakır Büyükşehir
Belediyesi’ne kayyum atanmadan önce belediye eş başkanları ile yaptıkları
görüşmelerde 2016 yılında cemevinde yapılan Aşure Günü’nün masrafları için
ödeme emri çıkartılmasına rağmen, kayyum atanması ardından bunun engellendiğini
de belirtti.
Cemevini ücretsiz tahsis eden Baydemir’e
fezleke
Öte yandan, milletvekilliği düşürülen
Osman Baydemir hakkında Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı olduğu
dönemde inşa edilen cemevi binasının, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’ne
bedelsiz olarak 10 yıl süreyle tahsis edilmesine ilişkin fezleke hazırlanmıştı.
Baydemir laiklik ilkesine aykırı davranmak ile suçlanmıştı.